- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Sykes ve Picot Hala Dinimizin Ritüellerini Kontrol Ediyor
Ne Zaman Kararlarımıza Geri Dönüp Peygamberimizin Sünnetine Uyacağız?
Haber:
El-Cezire Net, Şevval hilalinin gözetlenmesi ve mübarek Ramazan Bayramı’nın ilan edilmesiyle ilgili şu başlık altında bir haber yayınladı: “17 Arap ülkesi Pazartesi gününü Ramazan Bayramı’nın ilk günü olarak ilan etti.” Haberde şöyle geçiyor:
Şevval ayının hilali, dün akşam, Cumartesi günü çoğu İslam ülkesinde görülmedi. Bu yüzden Pazar günü Ramazan ayı tamamlanacak ve yarın Pazartesi günü de mübarek Ramazan Bayramı’nın ilk günü olacaktır.
Resmi verilere göre 17 Arap ülkesi Cumartesi akşamı Pazartesi gününün Ramazan Bayramı’nın ilk günü olacağını duyururken diğer 3 ülke ise Şevval ayının hilalinin Pazar akşamı görüldüğünü ilan etti.
Yorum:
Rejimler, İslam beldelerinin bölünmüşlüğünü ve ümmetin parçalanmışlığını korumak için dini ritüellerin her ülkeye özgü olduğunu ve diğer Müslüman ülkeleriyle hiçbir ilgisi olmadığını düşünmekte ısrar ederek Kerim Rasulümüz Aleyhissalatu ve’ Selam’ın şu hadisini göz ardı ediyorlar: صُومُوا لِرُؤْيَتِهِ وَأَفْطِرُوا لِرُؤْيَتِهِ “(Ramazan) hilâlini gördüğünüzde orucu tutun ve (Şevval) hilâlini gördüğünüzde de iftar (bayram) edin!” Onlar nezdinde şerî nâssları ezberlemek bir şey, onları uygulamak ise başka bir şeydir; zira çıkarları için tehlike oluşturduğundan dolayı yasak olan bir şeydir. Çünkü şerî nâsslar tahtları ortadan kaldırır ve Müslümanların otoritesini ve haklarını gasp eden elleri keser. Evet şerî hükümlerin tatbik edilmesi, ümmetin, tek bir devletin ve şeriatın hükümlerini tatbik etmek ve hükümlerini uygulamakla görevli Müslümanların Halifesi olan tek bir yöneticinin altında birleşmesi anlamına gelmektedir. Allah ve Rasulü’nün razı olduğu şey bu olduğu halde ancak bu, koltuk ve makam sahipleri için bir tehdit oluşturmaktadır; zira bu, onların tahtlarının ortadan kalkması ve koltuk ve makamlarını kaybetmeleri anlamına gelmektedir. İşte onlar için ikilem burada yatmaktadır.
Yöneticilerin ve güvenlik birimlerinin musallat olması, alimlerin ihmali, yüksek bir mevki uğruna veya itibarlı bir görevden olmaktan korkmasından dolayı din ticareti yapanlar bize yetmiyormuş gibi, bize karşı dinimizi karmaşıklaştırmak ve Müslümanların bakış açısını saptırmak için bir de başımıza kiralık medyayı musallat ettiler. İnsanların resmi medyaya olan güvenlerini kaybettiği doğrudur. Ancak ortada bir de El-Cezire, El-Arabiyye, Anadolu Ajansı, El-Arabi ve tarafsızlık sloganını yükselten diğer medya siteleri gibi gözleri kamaştıran ve zihinleri bulandıran gösterişli bir medya var ki bunlar bu sloganların ne anlama geldiğini bilmese de bunları uyguluyorlar.
Sykes ve Picot öldüler ve ölüme doydular ama onların kalemlerinin mürekkebi hala ritüellerimizi kontrol ediyor ve egemenliğini entelektüellerimizin ve bilge adamlarımızın çoğunun zihnine empoze ediyor. Hatta hala onların etkisi, alim denilenlerin arasında bile Rasulümüz Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in kavlinin etkisinden daha fazladır.
Allah’ım, durumları tersine çevirmek ve hak ettiği yere geri döndürmek için bize bir an önce nusret ehlini nasip et. Müslümanları, aramızda Allah’tan korkan, bizleri Hanif dinin hükümlerine göre gözeten, Allah’a itaat eden, sadece O’nun rızasını talep eden ve Allah katında bir sivrisineğin kanadı kadar dahi değeri olamayan geçici dünya hayatını talep etmeyen tek bir Halifenin liderlik ettiği tek bir devletin altında birleştir. İşte o zaman, ancak o zaman adalet gerçekleşecek, izzet ve onur duyguları geri dönecek, hak kelimesi söylenecektir. Öyle ki onu söyleyen kişi hiçbir kınayıcının kınamasından korkmayacaktır.
Bayramınız mübarek olsun ve Allah ibadetlerinizi kabul etsin.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Esma El-Cabe