Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

Aşı ve Stokçuluk Hakkında Yusuf Adamu

بسم الله الرحمن الرحيم

Soru:

Assalamu alaykum, may Allah (swt) preserve you the Ummah and give victory to the ummah through you. Please I have two questions and prayed may Allah make it easy for you.

1. What is your view according to Islam concerning polio vaccination the western worlds and American are claiming to help some third world countries with free-of-charge?

2. Is it allowed according to shara'i to buy farm produce e.g Beans, during period of harvest when they are in surplus in order to store them till the period when the supply is meager and to sell at a profitable or higher price? Jazzakallahu Khayran

Yusuf Adamu, Abuja, Nigeria.

Tercüme:

es-Selamu Aleykum

Allah sizi ve ümmeti korusun, sizin elinizle nusret nasip eylesin. Benim iki sorum olacak. Allah Subhânehu ve Teâlâ işinizi kolaylaştırsın.

1- Batı dünyası ve Amerika, bazı üçüncü dünya ülkelerine çocuk felci aşısı ile ilgili olarak ücretsiz yardım edecekleri iddiasında bulunuyorlar. İslam'a göre sizin bu konudaki görüşünüz nedir?

2- Şeriata göre tarımsal ürünleri satın almak câiz midir? Örneğin daha yüksek bir fiyata satmak ve daha fazla kar elde etmek amacıyla hasat sırasında fazla baklagiller ürünü alınarak arzın daha az olması için depolamak caiz midir? Allah mükâfatınızı artırsın. Yusuf Adamu, Abuja, Nijerya

Cevap:

Aleykum'us Selam ve Rahmetullahi ve Berakâtuh

Birincisi: Aşı, bir tedavidir. Tedavi ise menduptur, farz değildir. Bunun delili şudur:

1- el-Buhari'nin Ebu Hurayra'dan rivayet ettiğine göre Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: مَا أَنْزَلَ اللَّهُ دَاءً إِلَّا أَنْزَلَ لَهُ شِفَاءً "Allah hiç bir hastalık indirmedi ki şifasını da indirmemiş olsun." Müslim de Cabir bin Abdullah'tan rivayet ettiğine göre Nebi SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: لِكُلِّ دَاءٍ دَوَاءٌ، فَإِذَا أُصِيبَ دَوَاءُ الدَّاءِ بَرَأَ بِإِذْنِ اللهِ عَزَّ وَجَلَّ "Her derdin bir devası vardır. Eğer o derdin ilacı bulunursa, Allah'ın izniyle o hastalık iyileşir." Ahmed de Müsned'inde Abdullah ibn Mesut'tan şunu rivayet etti: مَا أَنْزَلَ اللَّهُ دَاءً، إِلَّا قَدْ أَنْزَلَ لَهُ شِفَاءً، عَلِمَهُ مَنْ عَلِمَهُ، وَجَهِلَهُ مَنْ جَهِلَهُ "Allah, hiçbir hastalık indirmemiştir ki o hastalığın şifasını da indirmiş olmasın. Bunu bilen bilir, bilmeyen de bilmez."

Bu hadislerde her derde şifa verecek bir devanın olduğuna bir irşat vardır. Bu da Allah'ın izniyle derdin devasına yol açan tedaviye yönelik bir teşviktir. Bu bir irşattır, farz kılıcı delil değildir.

2- Ahmed'in Enes'ten rivayet ettiğine göre: Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: إِنَّ اللَّهَ حَيْثُ خَلَقَ الدَّاءَ، خَلَقَ الدَّوَاءَ، فَتَدَاوَوْا "Şüphesiz Allah derdini yaratmış ise devasını da yaratmıştır. Onun için tedavi olunuz." Ebu Davud, ibn Usame ibn Şerik'ten rivayet ettiğine göre: أَتَيْتُ النَّبِيَّ صلى الله عليه وسلم وَأَصْحَابَهُ كَأَنَّمَا عَلَى رُءُوسِهِمُ الطَّيْرُ، فَسَلَّمْتُ ثُمَّ قَعَدْتُ، فَجَاءَ الْأَعْرَابُ مِنْ هَا هُنَا وَهَا هُنَا، فَقَالُوا: يَا رَسُولَ اللَّهِ، أَنَتَدَاوَى؟ فَقَالَ:  تَدَاوَوْا فَإِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ لَمْ يَضَعْ دَاءً إِلَّا وَضَعَ لَهُ دَوَاءً، غَيْرَ دَاءٍ وَاحِدٍ الْهَرَمُ أي إلا الموت "Nebi SallAllahu Aleyhi ve Sellem ve ashabının yanına sanki başlarında kuş varmış gibiyken vardım. Selam verdim sonra da oturdum. Ardından oradan buradan bedeviler geldi. Dediler ki: Ya Rasûlullah tedavi olalım mı? O da "Tedavi olunuz, çünkü Allah Azze ve Celle verdiği her hastalık için, mutlaka bir deva yaratmıştır. Ancak bir dert hariç, o da yaşlılıktır." diye buyurmuştur." yani ölüm hariç."

İlk hadiste tedavi olmayı emretti. Bu hadiste ise bedevilere yanıt olarak tedaviyi ve kullara hitaben de tedavi olmalarını emretti. Çünkü Allah Subhânehu ve Teâlâ, yarattığı her dert için şifasını da yaratmıştır. Her iki hadiste de hitap emir sığası ile geldi. Emir ise mutlak talep ifade eder. Kesin emir olursa ancak farz ifade eder. Kesinlik ise ona delalet eden bir karineyi gerektirir. İki hadiste de farza delalet eden herhangi bir karine yoktur. Buna ek olarak tedavi olmamanın caiz olduğuna delalet eden başka hadisler vardır. Bu da iki hadisten farz olma ifadesini ortadan kaldırır. Müslim, İmran ibn Husayn'dan rivayet ettiğine göre Nebi SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: يَدْخُلُ الْجَنَّةَ مِنْ أُمَّتِي سَبْعُونَ أَلْفًا بِغَيْرِ حِسَابٍ، قَالُوا: وَمَنْ هُمْ يَا رَسُولَ اللهِ؟ قَالَ: هُمُ الَّذِينَ لَا يَكْتَوُونَ وَلَا يَسْتَرْقُونَ، وَعَلَى رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ "Ümmetimden yetmiş bin kişi hesapsız cennete girecektir." Dediler ki: "Kim onlar ya Rasûlullah!" O da "Bunlar dağlama ve rukye yapmayıp Rablerine tevekkül eden kimselerdir." buyurdu." Rukye ve dağlama, bir tedavi çeşididir. el-Buhârî de ibn Abbas'tan rivayet ettiğine göre هَذِهِ المَرْأَةُ السَّوْدَاءُ، أَتَتِ النَّبِيَّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَتْ: إِنِّي أُصْرَعُ، وَإِنِّي أَتَكَشَّفُ، فَادْعُ اللَّهَ لِي، قَالَ: إِنْ شِئْتِ صَبَرْتِ وَلَكِ الجَنَّةُ، وَإِنْ شِئْتِ دَعَوْتُ اللَّهَ أَنْ يُعَافِيَكِ فَقَالَتْ: أَصْبِرُ، فَقَالَتْ: إِنِّي أَتَكَشَّفُ، فَادْعُ اللَّهَ لِي أَنْ لاَ أَتَكَشَّفَ، فَدَعَا لَهَا "Bu siyah kadın, Nebi SallAllahu Aleyhi ve Sellem'e gelerek dedi ki: "Ben saraya tutuluyorum, üstüm açılıyor. Benim için Allah'a dua et." Buyurdu ki: "Dilersen sabredersin ve cennete girersin. Dilersen iyileşmen için Allah'a dua ederim." Bunun üzerine kadın: "Sabrederim" dedi. Ardından da "Üstüm açılıyor, Allah'a dua et de üstüm açılmasın" dedi. Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem de o kadın için dua etti." Bu iki hadis, tedavinin terk edilebileceğine delalet eder. Tüm bunlar tedavi olunuz ifadesinde geçen emrin, farz için olmadığına delalet eder. O halde buradaki emir ya mubah ya da mendup içindir. Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem şiddetle tedaviye teşvik ettiği için hadislerde geçen tedavi olma emri mendup için olur. Buna göre aşının hükmü mendup olur. Çünkü aşı, bir tedavidir. Tedavi ise menduptur, farz değildir. İster tedavi ücretli olsun isterse ücretsiz olsun, kâfir doktora da tedavi olmak caizdir. Kim aşı olmak isterse, caizdir.

Burada hatırlatmam gereken bir şey vardır: İster ilaç türünden olsun isterse başka bir şey olsun sömürgeci kâfirlerin Müslüman ülkelere yaptıkları yardımlar, özellikle de ücretsiz yardımlar, genellikle sömürgeci kâfirlerin hâkimiyet kurmak, ülkede nüfuz sahibi olmak, servetlerini ve zenginliklerini yağmalamak amacıyla yapılan yardımlardır. Dolayısıyla kapitalist devletler, karşılıksız ücretsiz yardım asla yapmazlar. Yardıma muhtaç olanlara yardıma sevk edecek hiçbir ruhi değerlere sahip değiller. Aksine yardımlarının arkasında kötü niyetli çıkarlarına hizmet edecek maddi değerlere sahiptirler. Müslümanlar buna dikkat etmelidir.

İkincisi: Stokçuluk İslam'da kesinlikle yasaktır ve şeran haramdır. Çünkü bu konuda hadisi şerifte kesin nehy geldi. Müslim Sahihinde Said İbnu'l Museyyeb'ten, Mamer ibn Abdullah'tan Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduklarını rivayet etti: لَا يَحْتَكِرُ إِلَّا خَاطِئٌ "Ancak günahkâr olan stokçuluk yapar." Hadiste geçen nehy, terkin talebini ve stokçuluk yapanın zemmedildiğini ifade eder. Çünkü hadis, onu günahkâr olarak niteliyor. Günahkâr ise asi ve günah işleyen kişidir. Bu da terkin talebinin kesinlik ifade ettiğini gösterir. Buradan hareketle hadis, stokçuluğun haram olduğuna delalet eder. Stokçuluk yapan kişi, pahalılaşmasını bekleyerek mal biriktiren kişidir. İster satmak için biriktirsin, ister geniş topraklardan elde edilen üründe rekabeti yok etmek için biriktirsin, isterse kıtlıktan dolayı biriktirsin fark etmez. Pahalı fiyatlara satmak için ürünü biriktirmek ve satın alınması da ülke halkına sıkıntı veriyorsa, stokçuluk bağlamında değerlendirilir. Yani insanlar karşı fiyatı pahalılaştırmak, haramdır. Çünkü Makıl ibn Yesar rivayet ettiğine göre Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: مَنْ دَخَلَ فِي شَيْءٍ مِنْ أَسْعَارِ الْمُسْلِمِينَ لِيُغْلِيَهُ عَلَيْهِمْ، فَإِنَّ حَقًّا عَلَى اللهِ أَنْ يُقْعِدَهُ بِعُظْمٍ مِنَ النَّارِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ "Kim Müslümanlara karşı fiyat arttırmak için onların fiyatlarından bir şeye müdahale ederse, o kimseyi kıyamet gününde bir ateş yığınına oturtmak Allah'ın üzerine hak olur."

Böylece stokçuluk haramdır. Piyasada bol olduğu zaman düşük fiyata tarım ürünleri satın almak, sonra pazarlarda az olması veya hiç olmaması için depolamak, sonra da yüksek fiyata satmak stokçuluğun ta kendisidir. Yukarıda belirtildiği gibi haramdır.

 

Kardeşiniz Ata İbn Halil Ebu Raşta

 

 

Facebook sayfasının linki:

https://www.facebook.com/photo.php?fbid=220629058105179

 

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER