- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
(Hizb-ut Tahrir Emiri Celil Âlim Ata İbn Halil Ebu Raşta Tarafından Facebook Sayfası Takipçilerinin “Fıkhî” Sorularına Verilen Cevaplar Silsilesi)
Soru-Cevap
Makinenin Teslim Alınmadan Satışı
Abu Ihsan Manasra’ya
Soru:
Kerim Şeyhimiz, Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekâtuh.
Akitlerle ilgili kişisel bir soruma cevap vermenizi rica ediyorum;
Benim 400 metrekarelik bir tesisim ve içerisinde de marangoz makinem var. Şahıslardan biri makineyi satın almak için bana geldi ve ben de satmayı kabul ettim. Daha sonra benden satın almış olduğu makinenin yerinde kalması ve aynı yerde çalışmak için tesisi kiraya vermemi istedi ve bu şekilde anlaşma yapıldı. Makinenin taşınabilir bir ayni olduğu, bununla birlikte makinenin onu satın alan kişinin kiraladığı tesiste yerinde kalmaya devam ettiği ve makinenin taşınmadığı bilinmelidir. Ayrıca tesisin anahtarının makinenin sahibi olan kiracıda olduğu, tesisin tam olarak menfaatine sahip olduğu ve tesisi telef etmeden veya ona zarar vermeden tasarrufta bulunmakta serbest olduğu da bilinmelidir.
Peki makine taşınmaksızın aramızdaki anlaşmanın şerî şartları yerine getirilmiş sayılır mı?
Yoksa makinenin taşınmamasından ve makineyi satın alan kişinin kiraladığı tesiste kalmaya devam etmesinden dolayı anlaşma batıl mı sayılır?
Allah sizi mübarek kılsın ve Allah sizin elinizle fetih nasip etsin.
Çok gerekli olduğu için mümkünse sorunun cevabını en kısa sürede vermenizi rica ediyorum.
Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekâtuh.
Cevap:
Ve Aleykumselam ve Rahmetullahi ve Berekâtuh.
Satışta eşyanın teslim alınması ve alan kişiye aktarılması şarttır. Ancak bu, sadece ölçülen, tartılan ve sayılan şeyler için geçerlidir. Örneğin kumaşlar veya pirinç gibi gıdaları satın alman ya da karpuz veya muz gibi sayılan bir şeyi satın alman gibi… Bir ölçekle ölçülebilen “ve örneğin kulaç ile ölçülebilenin de dahil olduğu” bu tür hususlar… veya karpuz gibi tek olarak sayı ile satılabilen veya ölçü ile satılabilen ya da kilo, kulaç, ölçü veya sayı ile satılabilenler ve benzerleri gibi… Tüm bunlar satıldığında, müşterinin yerinden taşıması gerekir. Aynı şekilde satıcı için de böyledir. Zira eşyanın kendi mülkü olması ve onu satmasının caiz olması için eşyayı teslim alması ve dükkanına götürmesi gerekir… Bu nedenle tüccarın, sahip olmadıkça, yani dükkanına götürmedikçe eşyayı satması doğru değildir. Zira Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: مَنِ ابْتَاعَ طَعَامًا فَلا يَبِعْهُ حَتَّى يَسْتَوْفِيَهُ “Kim bir yiyecek satın alırsa, onu tamamen teslim almadan satmasın.” [Buhari rivayet etti] Müslim İbn Ömer’den şunu rivayet etmiştir: وَكُنَّا نَشْتَرِي الطَّعَامَ مِنْ الرُّكْبَانِ جِزَافًا فَنَهَانَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنْ نَبِيعَهُ حَتَّى نَنْقُلَهُ مِنْ مَكَانِهِ “Mal getirenlerden rastgele yiyecek alıyorduk. Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem (yiyeceği) yerinden taşıyıncaya kadar onu satmamızı yasakladı.” Müslim, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle dediğini rivayet etmiştir: مَنْ ابْتَاعَ طَعَامًا فَلَا يَبِعْهُ حَتَّى يَكْتَالَهُ “Kim bir yiyecek satın alırsa, onu teslim almadan (kabzetmeden) satmasın.” Hakim İbn Hizam’ın şöyle dediği rivayet edilmiştir: قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّي أَشْتَرِي بُيُوعًا فَمَا يَحِلُّ لِي مِنْهَا وَمَا يُحَرَّمُ عَلَيَّ قَالَ فَإِذَا اشْتَرَيْتَ بَيْعًا فَلَا تَبِعْهُ حَتَّى تَقْبِضَهُ “Ey Allah’ın Rasulü! Ben satılacak (mal) satın alıyorum, bunlardan benim için helal ve haram olanları nedir acaba? Dedim. (Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: Satmak için (bir mal) satın aldığında, onu teslim almadıkça satma.” [Müslim rvayet etti] Zeyd İbn Sâmit’den şöyle rivayet edilmiştir: إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم نَهَى أَنْ تُبَاعَ السِّلَعُ حَيْثُ تُبْتَاعُ حَتَّى يَحُوزَهَا التُّجَّارُ إِلَى رِحَالِهِمْ “Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem, tüccarlar onları konaklama yerlerine götürmedikçe, ticari malların satıldığı yerde satılmasını yasakladı.” [Ebu Davud rivayet etti] Ahmed Müsned’inde İbn Ömer’in şöyle dediğini rivayet etmiştir: Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle demiştir: مَنْ اشْتَرَى طَعَامًا بِكَيْلٍ أَوْ وَزْنٍ فَلَا يَبِيعُهُ حَتَّى يَقْبِضَهُ “Kim bir ölçü ya da tartı ile bir yiyecek satın alırsa, onu teslim almadıkça satmasın.”
Hadislerden, ölçü ve tartının belirtildiği gibi genel olarak yiyeceğin de belirtildiği açıktır. Zira yiyecek de tartılan, ölçülen ve sayılan olmaktan yoksun değildir. Çünkü yiyecek, bazı meyve türlerinde olduğu gibi bazen sayı ile satılmaktadır… Buna göre teslim almanın şartı, yiyeceklerin kilo, ölçü veya sayı ile takdir edilebilen her şeyle ilgili olmaktadır.
Tartılan, ölçülen ve sayılanların dışındakilere gelince; bunların satıldığında teslim alınması şart değildir. Buna ise, ev, arazi, hayvan ve benzerleri intibak etmektedir. Ev ve araziye gelince; bu ikisi taşınmazlardandır… Hayvana gelince; bunun hakkında nâssın olmasından dolayıdır. Zira Buhari, İbn Ömer’den şunu rivayet etmiştir; İbn Ömer, Ömer’e ait genç bir deve üzerinde olmayı sıkıcı buluyordu: فَقَالَ لَهُ النَّبِيُّ صلى الله عليه وسلم بِعْنِيهِ فَقَالَ عُمَرُ هُوَ لَكَ فَاشْتَرَاهُ ثُمَّ قَالَ هُوَ لَكَ يَا عَبْدَ اللَّهِ فَاصْنَعْ بِهِ مَا شِئْتَ “Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem (Ömer’e) şöyle dedi: “Onu bana sat.” (Ömer’de) o senindir ey Allah’ın Rasulü dedi. Sonra onu satın alınca (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle dedi: O senindir ey Abdullah, onunla istediğini yap.”
Aynı şekilde Müslim Sahih’inde Amir’den şöyle dediğini rivayet etmiştir; Cabir İbn Abdullah bana şunu rivayet etmiştir: أَنَّهُ كَانَ يَسِيرُ عَلَى جَمَلٍ لَهُ قَدْ أَعْيَا فَأَرَادَ أَنْ يُسَيِّبَهُ قَالَ فَلَحِقَنِي النَّبِيُّ صلى الله عليه وسلم فَدَعَا لِي وَضَرَبَهُ فَسَارَ سَيْرًا لَمْ يَسِرْ مِثْلَهُ قَالَ بِعْنِيهِ بِوُقِيَّةٍ قُلْتُ لَا ثُمَّ قَالَ بِعْنِيهِ فَبِعْتُهُ بِوُقِيَّةٍ وَاسْتَثْنَيْتُ عَلَيْهِ حُمْلَانَهُ إِلَى أَهْلِي فَلَمَّا بَلَغْتُ أَتَيْتُهُ بِالْجَمَلِ فَنَقَدَنِي ثَمَنَهُ ثُمَّ رَجَعْتُ فَأَرْسَلَ فِي أَثَرِي فَقَالَ أَتُرَانِي مَاكَسْتُكَ لِآخُذَ جَمَلَكَ خُذْ جَمَلَكَ وَدَرَاهِمَكَ فَهُوَ لَكَ “Kendisi hastalanmış bir devesinin üzerinde gidiyormuş; derken deveyi başı boş bırakmak istemiş. (Cabir) dedi ki: Bana Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem yetişti ve benim için dua ederek (hayvana) vurdu. Bunun üzerine deve öyle yürüdü ki (o ana kadar) böyle yürüdüğü olmamıştı. (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onu bana bir ukıyyeye sat dedi. Olmaz, dedim. Sonra (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onu bana sat dedi. Ben de bir ukıyyeye sattım ve üzerindeki yükü evime götürmeyi istisna ettim. Yükü götürdüğümde deveyi kendilerine getirdim. Bana parasını saydılar. Sonra döndüm. Hemen arkamdan birini göndererek bana şöyle dedi: Acaba deveni alayım diye senin (fiyatını) kırdığımı mı düşündün? Dirhemlerinle birlikte deveni de al! O senindir dedi.” Hadiste, Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem Cabir’in devesini satın almış ve onu teslim almamıştır. Bilakis Cabir, ailesine gidinceye kadar deveye binmeye devam etmiştir… Bunun ardından Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem deveyi ona vermiştir.
Binaenaleyh hayvan ve benzerlerinin satışının, ölçü, tartı veya sayı ile satılmaması bir örf olmuştur. Bu yüzden teslim almak, satışın tamamlanması için şart değildir.
Benim için racih olan, hakkında sormuş olduğun marangoz makinesinin de hayvan gibi olması ve teslim alınmadan, yani yerinden taşınmadan yapılan satışın tamamının buna intibak etmesidir… Diğer bir ifadeyle ister müşteri onu evine taşısın, ister onun olduğu yeri kiralısın ve onu aynı yerde bıraksın makinenin satış anlaşmasının sahih olmasıdır. O halde satış sahihtir. Allah, makineyi satışında seni ve aynı şekilde onu satın alan kişiyi mübarek kılsın.
Benim için racih olan budur ve bilen ve hüküm verenlerin en hayırlısı Allah’tır.
Kardeşiniz | H. 22 Cumade'l Ûla 1439 |
Ata İbn Halil Ebu Raşta | M. 8 Şubat 2018 |
Cevaba, emirin aşağıdaki web sitesinden bağlanabilirsiniz:
http://archive.domainnomeaning.com/arabic/index.php/HTAmeer/QAsingle/3850/