Pazar, 22 Şevval 1446 | 2025/04/20
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Gerçek Kurtuluş: Ramazan'da Başlayan Bir Yolculuktur!

بسم الله الرحمن الرحيم

Gerçek Kurtuluş: Ramazan'da Başlayan Bir Yolculuktur!

Ramazan ayının her yıl hayatımıza girmesiyle birlikte, apaçık bir dönüşümü de beraberinde getirmektedir; zira Ramazan'da günlük rutinlerimizden uzaklaşıp nefsimize daha derin sorular sorarız. Çünkü bu ay, Allah Subhanehu ve Teala ile olan ilişkilerimizi, önceliklerimizi ve hayatımızın yönünü yeniden değerlendirdiğimiz bir aydır. Dolayısıyla bu kutsal zamanda, gerçek kurtuluşun ne anlama geldiği konusunda düşünmeye başlarız?

Kısa bir dönem dünyanın meşgaleleri ortadan kaybolmuş gibi görünür. Oruç tutarız, ibadetlerimizi çoğaltırız, sadaka veririz ve bağışlanma dileriz. Ansızın sosyal statü, iş hırsları, maddi mülkler gibi bir zamanlar zamanımızı tüketen şeylerin daha az önemli olduğunu hissederiz. Bunun yerine ibadetlerimizde, Kur'an ile olan bağımızda ve Allah Subhanehu ve Teala ile olan ihlaslı anlarımızda derin bir başarı duygusu hissederiz.

Ancak Ramazan sona erince sınav başlıyor. İnşa ettiğimiz yapı ve disiplin gevşemeye ve çok geçmeden dünya bizi yeniden etkisi altına almaya başlar. Bu nedenle asıl soru şudur: Ramazan'ın bize aşıladığı zihniyete nasıl tutunabiliriz? Sadece Ramazan'da değil, hayatımız boyunca -İslam'ın tanımladığı gibi bir kurtuluşun olduğu- gerçek bir kurtuluşa odaklanmayı nasıl koruyabiliriz?

Gerçek kurtuluş nedir?

Etrafımızdaki dünya bize kurtuluşun, sahip olduğumuz şeylerle, ne kadar kazandığımızla, elde ettiğimiz unvanlarla veya başkalarından aldığımız övgülerle ölçüldüğünü öğretmiştir. Ancak Allah Subhanehu ve Teala kurtuluşu tamamen farklı bir şekilde bildirmiştir: فَمَن زُحْزِحَ عَنِ النَّارِ وَأُدْخِلَ الْجَنَّةَ فَقَدْ فَازَ وَما الْحَيَاةُ الدُّنْيَا إِلاَّ مَتَاعُ الْغُرُورِKim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konursa o, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Bu dünya hayatı ise aldatma metâından başka bir şey değildir.” [Al-i İmran 185]

İşte bu ayet bizi, kurtuluş hakkında doğrulamak üzere eğitildiğimiz her şeyi yeniden gözden geçirmeye zorlamaktadır. Eğer tüm çabalarımız -kariyerimiz, servetimiz, itibarımız- gibi dünyaya odaklanmış ama bunlar bizi cennete yaklaştırmıyorsa, nihayetinde bunların hiçbir anlamı yoktur. Zira gerçek kurtuluş, cehennemden kurtulmak ve cennete girmektir.

Ramazan ayında bu hakikat, daha da belirgin bir hale gelmektedir. Zira razı olunanın, servet birikiminden ya da sosyal statüden değil, aksine Allah'a yaklaşmaktan kaynaklandığını doğrudan tecrübe ederiz. Ama gerçek sınav, Ramazan ayı sona erdikten sonra bu anlayışın hayattaki tüm yaklaşımımızı yeniden şekillendirmesine izin verip vermediğimizdir.

Müslümanlar olarak kurtuluşa nasıl ulaşabiliriz?

Eğer gerçek kurtuluş, Allah Subhanehu ve Teala'nın rızasına nail olmaksa, o zaman bunun bizim kendi şartlarımıza göre tanımladığımız bir mefhum olması imkansızdır. Bu yüzden gerçek kurtuluşun, ibadetlerimiz, aile hayatımız, mali işlemlerimiz, toplumsal davranışlarımız ve ümmet içindeki rolümüz gibi hayatın her alanında Allah'a itaat temelinde olması gerekir.

Birçok insan ibadet fikrini sadece -namaz, oruç ve zikir- gibi bireysel ibadetlerle sınırlamakta olup Allah'a olan gerçek kulluğun bundan çok daha geniş bir kapsamı olduğunu unutmaktadırlar. O halde kurtuluş, sadece kişisel uygulamalarımızda değil, bilakis çevremizdeki dünyayla olan ilişkilerimizde de Allah'ın emrettiği şeylere göre yaşamakta yatmaktadır.فَمَن كَانَ يَرْجُو لِقَاء رَبِّهِ فَلْيَعْمَلْ عَمَلاً صَالِحاً وَلَا يُشْرِكْ بِعِبَادَةِ رَبِّهِ أَحَداًArtık her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, iyi iş yapsın ve Rabbine ibadette hiçbir şeyi ortak koşmasın.” [Kehf 110]

Bu ayet bize, kurtuluşun sadece akideden ibaret olmadığını, aksine amelin de olması gerektiğini hatırlatmaktadır. Dolayısıyla bu, tüm hayatımızı Allah'ın hükümlerine göre yaşamak ve ilişkilerimizde, amelimizde, mali işlemlerimizde ve topluma karşı sorumluluklarımızda O'nun emirlerini uygulamakla ilgilidir.

Peygamberimiz Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: إِنَّ اللهَ يُحِبُّ إِذَا عَمِلَ أَحَدُكُمْ عَمَلاً أَنْ يُتْقِنَهُAllah, birinizin yaptığı işi en iyi şekilde yapmasından memnun kalır.” [Beyhâki rivayet etti]

Bu hadis, ibadetin sadece namaz ve oruçla sınırlı olmadığını, bilakis iş, aile ve ümmete hizmet etmek gibi hayattaki tüm görevlerin samimiyetle ve iyi bir şekilde yerine getirilmesini de içerdiğini teyit etmektedir. Dolayısıyla kurtuluş, ister evlilikte, ister çocuk yetiştirmede, ister servet edinmede, isterse toplumda adaleti sağlamada olsun, her kararın Allah'ın rızasına uygun olmasıdır.

Bu yüzden gerçek kurtuluş, geçici bir ruhaniyet artışı halinde olmaz, aksine hayatın her bir alanında ve yılın her gününde Allah'ın emirlerine boyun eğmekle olur.

Ramazan ayı genellikle aile bağlarını güçlendirir; zira orucumuzu birlikte açarız, birlikte namaz kılarız, birbirimizi salih amel işlemeye teşvik ederiz, ancak ay biter bitmez normal rutinlerimize geri döneriz ve bu anlar nadir bir hale gelir.

Kurtuluş, sadece ahireti güvence altına almakla ilgili değildir; bilakis ailelerimizi doğru olana yönlendirmeyi de içermektedir.يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا قُوا أَنفُسَكُمْ وَأَهْلِيكُمْ نَاراً وَقُودُهَا النَّاسُ وَالْحِجَارَةُEy inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun.” [Tahrim 6]

Gerçek kurtuluş, İslam'a öncelik veren, hayatını Allah'ın rızasını talep etmeye odaklayan ve bu dünyanın geçici olduğunu idrak eden aileler yetiştirmekte olur.

Birçok insan, mali istikrarın kurtuluşla eşdeğer olduğuna inanarak hayatlarını iş peşinde koşarak geçirmektedir. Ancak Ramazan bize daha derin olan bir şeyi hatırlatmaktadır ki o da, servetin sadece Allah yolunda kullanıldığında bir kıymeti olduğudur.

Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: لَا يَحِلُّ لِعَبْدٍ أَنْ يَأْخُذَ مَالَ أَخِيهِ إِلَّا بِطِيبِ نَفْسٍ مِنْهُRızası olmadan kardeşinin malını alması bir kula helal değildir.” [Ahmed ve İbn Mace rivayet ettiler]

Kurtuluş, mal biriktirmek değildir, aksine malı kazanmak ve onu Allah'ın razı olacağı şekilde harcamaktır. Eğer mali başarımız değerlerimizden ödün vermek, ibadetlerimizi ihmal etmek veya başkalarına zarar vermek pahasına gerçekleşiyorsa, o zaman bu bir kurtuluş değil, aksine bir eğlence olur.

İslam, kurtuluşun bireysel olarak tanımlanmasını teşvik etmez; zira müminin kurtuluşu ümmetin kurtuluşuyla bağlantılıdır. كُنتُمْ خَيْرَ أُمَّةٍ أُخْرِجَتْ لِلنَّاسِ تَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَتَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنكَرِ وَتُؤْمِنُونَ بِاللهِSiz, insanlar için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder, kötülükten meneder ve Allah'a inanırsınız.” [Al-i İmran 110]

Sadece kendi kişisel kurtuluşunu önemseyen ve ümmetin durumunu görmezden gelenler, İslam'ı yanlış anlamışlar demektir. Gerçek kurtuluş, adaleti savunmak, dini ihya etmek ve İslam'ın bir yaşam biçimi olarak geri dönmesi için çalışmak anlamına gelmektedir.

Kurtuluş için gerçek sınav, bizzat Ramazan ayında değil, aksine Ramazan ayından sonra olanlardır. Zira birçoğumuz eski rutinlere geri dönüyor ve Ramazan'ın bize getirdiği odaklanma ve netliği kaybediyoruz. Ama eğer kurtuluşu gerçekten Allah'ın rızasını talep etmek olarak anlarsak, o zaman Ramazan doruk noktası değil, bir başlangıç noktası olacaktır.

Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: أَوَّلُ مَا يُحَاسَبُ بِهِ الْعَبْدُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ صَلَاتُهُKıyamet gününde kulun hesaba çekileceği ilk ameli onun namazıdır.” [Nesai rivayet etti]

Kurtuluş, ruhani coşku anlarında değil, bilakis İslam'a hayat boyu bağlılıkta olur.

Allah Subhanehu ve Teala'dan bize, sadece Ramazan ayında değil, birbirini takip eden her anda gerçek kurtuluşu nasip etmesini diliyoruz.Allah’ım Senden cennetin en yüksek yeri olan Firdevs'i dileriz; Amin

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Yasmin Malik

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER