Çarşamba, 25 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/27
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
“Onları, (insanları) ateşe çağıran öncüler kıldık. Kıyamet günü onlar yardım da görmeyeceklerdir.” [Kasas 41]

بسم الله الرحمن الرحيم

وَجَعَلْنَاهُمْ أَئِمَّةً يَدْعُونَ إِلَى النَّارِ وَيَوْمَ الْقِيَامَةِ لَا يُنْصَرُونَ

Onları, (insanları) ateşe çağıran öncüler kıldık. Kıyamet günü onlar yardım da görmeyeceklerdir.” [Kasas 41]

Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, bizleri karanlıklardan aydınlığa çıkarmak, dünya hayatında doğru yola iletmek ve kıyamet gününde Allah Azze ve Celle’nin azabından ve cezasından kurtarmak için bize hidayet dini ile gelmiştir. Dolayısıyla Sallallahu Aleyhi ve Sellem bize, sadece helake gidenlerin sapacağı, gecesi gündüzü gibi apaçık olan bir yol bırakan hidayet rehberidir. Dolayısıyla da bu din, hidayet ve hak din olduğu gibi insanları birbirlerine ibadet etmekten kurtarıp tek bir ilaha ibadet etmeye, hoşgörü şeriatı olan Hanif İslam şeriatına tabi olmaya sevk eden bir dindir. Nitekim Allah razı olsun Ribi İbn Âmir’den, kafirlerin komutanı kendisine neden geldiniz diye sorduğunda? Şöyle cevap verdiği rivayet edilmiştir: “İnsanları kula kul olmaktan insanların Rabbine ibadet etmeye, dünyanın darlığından dünya ve ahiretin genişliğine ve dinlerin zulmünden İslam’ın adaletine çıkarmak için geldik.”

Sonra dini, Sahabe Rıdvanullahi Aleyhim miras aldılar, sevgili Aleyhissalatu ve’s Selam’ın yolunu takip ettiler; böylece beldeleri fethettiler ve insanlar akın akın Allah'ın dinine girdiler. Ardından Emevi, Abbasi ve Osmanlı Halifeleri devam ettirdiler; beldeleri fethedip İslam’ı yaydılar, hatta Müslümanlar, Halife Kanuni Sultan Süleyman zamanında kıtalara hükmettiler ve zorba yöneticiler onlara boyun eğdiler. Allah Azze ve Celle’nin dinine yardım etmek için gösterdikleri çaba ve gayretten dolayı Allah da onları büyük bir hayırla mükafatlandırdı. Bu yüzden hala ümmet onları anıyor, onların yaptıklarını ve Allah’ın dinine olan yardımlarını hatırlıyor; nasıl hatırlamasın ki; çünkü onlar, en hayırlı selefin en hayırlı halefi olarak ve hidayet liderleri ve hidayet imamları olan Peygamberlerin ve elçilerin en hayırlı takipçileri olarak bu dine yardım etme noktasında Peygamberlerin ve elçilerin izinden yürüdüler. وَجَعَلْنَاهُمْ أَئِمَّةً يَهْدُونَ بِأَمْرِنَا وَأَوْحَيْنَا إِلَيْهِمْ فِعْلَ الْخَيْرَاتِ وَإِقَامَ الصَّلَاةِ وَإِيتَاءَ الزَّكَاةِ وَكَانُوا لَنَا عَابِدِينَOnları, emrimiz uyarınca doğru yolu gösteren önderler yaptık ve kendilerine hayırlı işler yapmayı, namaz kılmayı, zekât vermeyi vahyettik. Onlar, daima bize ibadet eden kimselerdi.” [Enbiya 73]

Sonra 1924 yılında İslam Devleti yıkıldı; böylece Müslümanlar dağıldı, durumları alt üst oldu, İslam yönetimden uzaklaştırıldı, Batılı anayasalar konuldu, ülke vatanlara ve varlıklara parçalandı, dahası Müslüman halkların hapsedildiği, birlik, beraberlik ve dayanışmanın engellendiği küçük cezaevlerine parçalandı, Müslümanların servetleri yağmalandı, İmamları ve Halifeleri gitti ve bunların yerine, tamamı Batı’yı takip eden ve onun emirlerini yerine getiren elli küsur emir, başkan ve kral geldi.

O zamandan bu yana Filistin kaybedildi, Somali, sonra Irak ve Şam, bunun öncesinde Bosna ve sonrasında Yemen ve Libya parçalandı, küfrün başkanları ve liderleri, Hilafet Devleti’nin enkazı üzerine inşa ettikleri bu ulusal varlıkları yönetmeleri için yerleştirip destekledikleri yöneticilerin yardımlarıyla ülkelerimizde gezip dolaşmaya, eğlenmeye, hükmetmeye ve resmetmeye başladılar. Böylece yeni Firavunlar ve birçok Hamanlar ortaya çıktı, Firavun ve Hamanların arzuladıklarını ve istediklerini yasalaştıran, helal sayan ve haram kılan mollalar, zebaniler ve sihirbazlardan oluşan meclisler kuruldu ve askerleri de onlara hizmet etmeleri, korumaları ve emirlerini gözetmeleri için eğitildi.

Gerçi Firavun, imada bulunmaksızın açıkça şöyle demişti: وَقَالَ فِرْعَوْنُ يَا أَيُّهَا الْمَلَأُ مَا عَلِمْتُ لَكُم مِّنْ إِلَهٍ غَيْرِيFiravun: Ey ileri gelenler! Sizin için benden başka bir ilah tanımıyorum.” [Kasas 38] Müslümanların yöneticileri ise açıklamaksızın fiilleriyle söylüyorlar; çünkü onlar, ümmetin düşmanları olan Amerikalılarla, Yahudilerle, İngilizlerle, Fransızlarla ve diğerleriyle barış içinde yaşıyorlar, Müslümanlara eziyet ediyorlar, Allah’ın şeriatını Batılı anayasalarla değiştiriyorlar, küfürle yönetiyorlar, arsızlıkla, kumarla ve aptallıkla ümmetin servetlerini çarçur ediyorlar, Amerika ve ümmetin düşmanlarına hizmet ediyorlar ve Müslümanları yok etmek, İslam dinini çarpıtmak, Müslüman gençleri saptırmak, ifsat etmek, her türlü hayır ve faziletten uzaklaştırmak için Yahudilerle ve uluslararası istihbarat teşkilatlarıyla işbirliği yapıyorlar.

Müslümanların yöneticileri, günahlarını satın alan ve yöneticilerin dünyaları için kendi dinlerini satan alimlerden yardım istediler; böylece alimler de Firavun’un sihirbazları gibi oldular, aralarında büyük bir fark olmasına rağmen batılı savundular ve hakkın karşısında durdular; zira sihirbazlar kendilerine hak göründüğünde inanarak ve günahlarını itiraf ederek secdeye kapandılar, Firavun, Haman ve askerleri için birleşerek Allah’a tövbe etmelerini, batılı terk etmelerini ve Musa ile Harun Aleyhisselam’ın davetini kabul etmelerini dilediler,

Bugünün sihirbazlarına gelince; onlar saray mollaları olup kendileri için hak apaçık belli olduğu halde ve Allah’ın dinini iyice inceledikten sonra hala ikiyüzlülüklerine, azgınlıklarına ve bugünkü Firavunlarını ve Hamanlarını desteklemeye devam ettikleri gibi yöneticilerin ve sömürgecilerin kendilerine bir havuç fırlatacağını umarak Firavunlarının istedikleri şekilde fetvalar örmeye ve Kur’an ve hadis nâsslarını boyunlarına dolamaya devam etmektedirler. Böylece Allah Azze ve Celle’nin şöyle buyurduğu; Firavun, Haman ve askerleri gibi oldular: وَجَعَلْنَاهُمْ أَئِمَّةً يَدْعُونَ إِلَى النَّارِ وَيَوْمَ الْقِيَامَةِ لَا يُنصَرُون * وَأَتْبَعْنَاهُمْ فِي هَذِهِ الدُّنْيَا لَعْنَةً وَيَوْمَ الْقِيَامَةِ هُم مِّنَ الْمَقْبُوحِينَOnları, (insanları) ateşe çağıran öncüler kıldık. Kıyamet günü onlar yardım da görmeyeceklerdir. Bu dünyada arkalarına lânet taktık. Onlar, kıyamet gününde de kötülenmişler arasındadır.” [Kasas 41-42] Allah korusun.

Buna rağmen yöneticiler, onların istihbarat servisleri ve arkalarındaki Batı, Allah’ın Peygamberleri Musa, Harun ve Muhammed Aleyhimu’s Salatu ve’ Selam’ı örnek alıp tiranlara ve mücrimlere meydan okuyarak hak üzere sebat etmek ve Allah’ın dinine yardım etmek için en güzel örneklikler yazan şehid Seyyid Kutub, Şeyh Takıyyuddin en-Nebhani, Şeyh Sefer Havali, Ali Bilhac ve diğerleri gibi hak yolunda sebat eden ümmetin birçok şerefli alimlerini kendilerine çekemediler. Allah'tan onları en güzel şekilde mükafatlandırmasını niyaz ediyoruz.

Allah’ım bizleri cehenneme çağıran imamlardan eyleme, bizleri hidayete çağıranlardan ve Senin dinine yardım edenler eyle. Allah’ım İslam ümmetini kötü alimlerden koru. Ey Rabbim, hayra davet eden, iyiliği emredip kötülüklerden sakındıran hayırlı, sebatkâr, sadık ve takva sahibi alimleri çoğalt ve bereketlendir. Allah’ım bugünkü ümmetimizin alimlerini, hak ve hakikat yoluna ve Hizb-ut Tahrir’in taşımış olduğu Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafeti kurma davetine yardım etme yoluna ilet ey Allah’ım. Allah’ım, ümmetimizin alimlerini yöneticilerin pençesinden kurtar ve onları ümmetlerinin ve dinlerinin yanında yer almaya sevk et ey alemleri Rabbi olan Allah’ım. Allah’ım, her kim Allah’ın dini ve Peygamberinin ümmeti için hayır isterse onu bütün hayırlara muvaffak kıl, her kim de Allah’ın dini ve Peygamberinin ümmeti için kötülük isterse, onu aziz ve muktedir olan gücünle yakalayıver; zira onlar Seni asla aciz bırakamazlar ey alemlerin Rabbi. Allah’ım bizi hidayete ve doğru yola ilet ve bizleri bu mübarek ayında azad eyle ey alemlerin Rabbi.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dr. Memduh Ferec

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER