Çarşamba, 25 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/27
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Allah’ın Rızasını Kazanmanın Yolu O’na İtaat Etmektir

بسم الله الرحمن الرحيم

Allah’ın Rızasını Kazanmanın Yolu O’na İtaat Etmektir

Hepimiz Allah Subhanehu ve Teala’nın rızasını kazanmak için çalışıyoruz; çünkü tüm Müslümanların en büyük hedefi, büyük bir kurtuluş elde etmektir. Nitekim Allahu Teala şöyle buyurmuştur: رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُ ذَلِكَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُAllah onlardan razı olmuştur, onlar da O’ndan razı olmuşlardır. İşte büyük kurtuluş budur.” [Tevbe 100] O zaman toplu dualardan biri de şu olmalıdır “Allah’ım, senden rızanı ve cennetini istiyorum.”

Allah’ın rızasını kazanmanın birçok yolu vardır ve bizim bunlardan faydalanmamız gerekir. Örneğin ister devlette, ister toplumda, ister evde ve ister okulda olsun itaat etmek zaruridir. Ama en önemli itaat, Allah Azze ve Celle ve Rasulü Aleyhissalatu ve’s Selam’a itaattir; burada itaat vacip ve mutlak olup sınırsızdır; dolayısıyla bizim hiç tartışmaksızın Azze ve Celle’nin tüm emirlerine itaat etmemiz gerekir. Zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur: يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آَمَنُوا أَطِيعُوا اللَّهَ وَأَطِيعُوا الرَّسُولَ وَأُولِي الْأَمْرِ مِنْكُمْ فَإِنْ تَنَازَعْتُمْ فِي شَيْءٍ فَرُدُّوهُ إِلَى اللَّهِ وَالرَّسُولِ إِنْ كُنْتُمْ تُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآَخِرِEy iman edenler! Allah’a itaat edin. Rasul’e ve sizden olan ululemre (idarecilere) de itaat edin. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz -Allah’a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız- onu Allah’a ve Rasul’e götürün.” [Nisan 59] وَمَن يُطِعِ ٱللَّهَ وَٱلرَّسُولَ فَأُوْلَٰئِكَ مَعَ ٱلَّذِينَ أَنْعَمَ ٱللَّهُ عَلَيْهِمKim Allah’a ve Peygamber’e itaat ederse, işte onlar Allah’ın kendilerine nimetler verdiği kimselerle birliktedirler.” [Nisa b69] وَاسْمَعُوا وَأَطِيعُواDinleyin ve itaat edin.” [Teğabun 16] Bu itaat, bir zayıflık değildir; aksine güç ve kuvvettir.

O zaman…Allah Azze eve Celle’ye itaat ederek O’nun rızasını nasıl arayabiliriz?

Dolayısıyla kapsamlı anlamıyla itaat, insanlar öfkelenseler ve hoşnut olmasalar bile sadece Allah Azze ve Celle ve Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e olmalı ve sadece Allah’ın rızası gözetilmelidir. Zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur: أَفَمَنِ اتَّبَعَ رِضْوَانَ اللَّهِ كَمَنْ بَاءَ بِسَخَطٍ مِنَ اللَّهِ وَمَأْوَاهُ جَهَنَّمُ وَبِئْسَ الْمَصِيرُAllah’ın hoşnutluğunu gözetenle Allah’ın hışmına uğrayan bir olur mu hiç? Berikisinin yeri cehennemdir. Cehennem ise ne kötü bir varış noktasıdır.” Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem de şöyle buyurmuştur: مَنِ الْتَمَسَ رِضَاءَ اللَّهِ بِسَخَطِ النَّاسِ كَفَاهُ اللَّهُ مُؤْنَةَ النَّاسِ، وَمَنِ الْتَمَسَ رِضَاءَ النَّاسِ بِسَخَطِ اللَّهِ وَكَلَهُ اللَّهُ إِلَى النَّاسِHer kim insanlar öfkelense bile Allah’ın rızasını isterse Allah o kimseyi insanların sıkıntısından kurtarır. Ve her kim de Allah’ın öfkelenmesine karşılık insanları hoşnut etmeye çalışırsa Allah’ta o kimseyi insanlara havale eder.

Allah’ın bizden razı olduğu ameller de vardır kerih gördüğü (razı olmadığı) ameller de vardır; Ebu Hureyra Radıyallahu Anh’dan, Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle dediği rivayet edilmiştir:إِنَّ اللهَ يَرْضَى لَكُمْ ثَلَاثاً، وَيَكْرَهُ لَكُمْ ثَلَاثاً؛ فَيَرْضَى لَكُمْ أَنْ تَعْبُدُوهُ وَلَا تُشْرِكُوا بِهِ شَيْئاً، وَأَنْ تَعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللهِ جَمِيعاً وَلَا تَفَرَّقُوا، وَأَنْ تَنَاصَحُوا لِمَنْ وَلَّاهُ اللهُ أَمْرَكُمْ، وَيَكْرَهُ لَكُمْ؛ قِيلَ وَقَالَ، وَكَثْرَةَ السُّؤَالِ وَإِضَاعَةَ الْمَالِHiç şüphe yok ki, Allah sizin için üç şeye razı olur; üç şeyi de size kerih görür; sizin, Kendisine ibadet etmenizden, O’na hiçbir şeyi ortak koşmamanızdan ve hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılıp tefrikaya düşmemenizden razı olur; sizin, dedikodu yapmanızı, çok soru sormanızı ve malı itlaf (zayi) etmenizi kerih görür.

Bize düşen Allah’ın emrettiği şeylere itaat etmemiz ve nehyettiği şeylerden de kaçınmamızdır; dolayısıyla O’na itaat ettiğimizde, O’na olan itaatimiz bir ibadet olur; dolayısıyla da Allah’a isyan eden biri O’nun rızasına nail olamaz. O halde namazı, orucu, haccı, zekatı ve diğer ibadetleri terk eden biri nasıl Allah’ın rızasını umabilir ki!! Misvak kullanmak ve dişleri fırçalamak bile Rab olan Subhanehu’yu razı ediyorsa, diğer ibadetler yapılırsa nasıl olur acaba?! Aişe Radıyallahu Anhe’den şöyle dediği rivayet edilmiştir: Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem, şöyle buyurmuştur: السِّوَاكُ مَطْهَرَةٌ لِلْفَمِ، مَرْضَاةٌ لِلرَّبِّMisvaklanın. Çünkü misvak ağzı temiz tutmaya yarar, Rabb’ın razı olmasına sebep olur.

İbadetlerimizde, namazlarımızda, oruçlarımızda, zekatlarımızda, haccımızda ve diğer ibadetlerimizde Allah’a karşı muhlis olmalıyız, sadece Celle ve Alâ’dan korkmalı, O’na dua etmeli, O’na sığınmalı, O’ndan yardım istemeli ve O’ndan ümit etmeliyiz; ayrıca sadece Allah Subhnanehu ve Teala’ya tevekkül etmeliyiz, hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmamalıyız; dahası her zaman ve gücümüz yettiğince elimiz, dilimiz ve kalbimizle hakkı haykırmalıyız.

İşte şimdi bizler, ibadetler, hasenatlar, sadakalar ve amel etme ayı olan Ramazan ayındayız; o halde Allah Azze ve Celle’nin rızasını kazanmak için Ramazan ayının her saat ve gününü değerlendirelim ve Allah’ı sık sık zikretmekten geri durmayalım; çünkü O’nu ne kadar çok zikredersek, O da bizden o kadar razı olur; nitekim Ebu Derda Radıyallahu Anh’dan, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet edilmiştir: أَلَا أُنَبِّئُكُمْ بِخَيْرِ أَعْمَالِكُمْ وَأَرْضَاهَا عِنْدَ مَلِيكِكُمْ، وَأَرْفَعِهَا فِي دَرَجَاتِكُمْ، وَخَيْرٍ لَكُمْ مِنْ إِعْطَاءِ الذَّهَبِ وَالْوَرِقِ، وَمِنْ أَنْ تَلْقَوْا عَدُوَّكُمْ فَتَضْرِبُوا أَعْنَاقَهُمْ، وَيَضْرِبُوا أَعْنَاقَكُمْ؟» قَالُوا: وَمَا ذَاكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ! قال: ذكرُ اللَّهِ... “Dikkat edin! Amellerinizin en hayırlısını Allah katında en değerlisini altın ve gümüş dağıtmaktan daha hayırlı ve derecelerinizi daha yükselten, düşmanla karşılaşıp sizin onların boyunlarını, onların da sizin boyunlarınızı vurmanızdan daha hayırlı bir şeyi size haber vereyim mi? Dediler ki: Bu nedir ey Allah’ın Rasulü! Sallallahu Aleyhi ve Sellem dedi ki: “Allah’ı zikretmektir…

Allah’ı zikretmek ise, nimetlerinden dolayı Allah’a şükretmektir; nitekim Enes İbn Malik Radıyallahu Anh’dan, Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: إِنَّ اللهَ لَيَرْضَى عَنِ الْعَبْدِ أَنْ يَأْكُلَ الْأَكْلَةَ فَيَحْمَدَهُ عَلَيْهَا أَوْ يَشْرَبَ الشَّرْبَةَ فيَحمِدهُ عَلَيهاAllahu Teala, kulunun bir şey yedikten sonra hamdetmesinden ve bir şey içtikten sonra hamdetmesinden hoşnut olur.” Dolayısıyla senden razı olsun diye yediğin zaman; yemeğini bitirdikten sonra Allah’a hamd olsun demelisiniz; zira şükür, (Allah’ın) rızasını kazandırır. Nitekim Subhanehu şöyle buyurmuştur: إِنْ تَكْفُرُوا فَإِنَّ اللَّهَ غَنِيٌّ عَنْكُمْ وَلَا يَرْضَى لِعِبَادِهِ الْكُفْرَ وَإِنْ تَشْكُرُوا يَرْضَهُ لَكُمْ وَلَا تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرَى ثُمَّ إِلَى رَبِّكُمْ مَرْجِعُكُمْ فَيُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ إِنَّهُ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِEğer inkâr ederseniz, şüphesiz Allah, size muhtaç değildir. Bununla beraber O, kullarının küfrüne razı olmaz. Eğer şükrederseniz sizden bunu kabul eder. Hiçbir günahkâr diğerinin günahını çekmez. Nihayet hepinizin dönüp gidişi, Rabbinizedir. Yaptıklarınızı O size haber verir. Çünkü O, kalplerde olan her şeyi hakkıyla bilendir.” [Zümer 7]

Allah Azze ve Celle’nin rızasını kazanmanın ve elde etmenin yollarından biri de; O’nun emirlerine itaat ederek dilimiz, kalemimiz ve uzuvlarımızla bu emirlerden çıkacak tek bir kelimeye isteyerek veya kasıtlı olarak sımsıkı sarılmalı ve içerisinde Allah Subhanehu’nun gazabı ve öfkesi olan şeyleri ise O’nun razı olacağı şeylere alıştırmalıyız. Ebu Hureyra Radıyallahu Anh’dan, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle dediği rivayet edilmiştir: إنّ العَبْدَ لَيَتَكَلَّمُ بِالكَلِمَةِ مِنْ رِضْوَانِ اللَّهِ، لاَ يُلْقِي لَهَا بَالاً، يَرْفَعُهُ اللَّهُ بِهَا دَرَجَاتٍ، وَإِنَّ العَبْدَ لَيَتَكَلَّمُ بِالكَلِمَةِ مِنْ سَخَطِ اللَّهِ، لاَ يُلْقِي لَهَا بَالاً، يَهْوِي بِهَا فِي جَهَنَّمَKul, Allah'ın hoşnut olduğu bir sözü önemsemeksizin söyleyiverir de Allah onun derecesini yüceltir. Yine bir kul Allah'ın gazabını gerektiren bir sözü hiç önemsemeksizin söyleyiverir de Allah onu bu sözü sebebiyle cehennemin dibine atar.”

Aynı şekilde başkalarına da iyi davranmamız gerekiyor ki iyi davranmamız gerekenlerin başında da ana-baba gelmektedir. Zira Abdullah İbn Amr Radıyallahu Anhuma’dan, Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle dediği rivayet edilmiştir: رِضَا الرَّبِّ، فِي رِضَا الْوَالِدِ، وَسَخَطُ الرَّبِّ، فِي سَخَطِ الْوَالِدِRabb’ın rızası, babanın rızasındadır! Rabb’ın gazabı da, babanın gazabındadır!

Eğer Allah Celle Celaluhu’nun rızasını istiyorsak, güzel ahlaklı, edepli ve yüksek değerlere bağlı kalmalıyız; dolayısıyla konuşurken yalan söylememeliyiz, sözümüzden dönmemeliyiz, ahdimizi bozmamalıyız, emanete ihanet etmemeliyiz, yaptığımız anlaşmaya ihanet etmemeliyiz, başımıza bir bela geldiğinde sabırlı olmalıyız ve kazaya rıza göstermeliyiz; çünkü her kim belaya rıza gösterirse, Allah’ın rızasına mazhar olur. Nitekim Enes İbn Malik Radıyallahu Anh’dan, Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle dediği rivayet edilmiştir: إِنَّ عِظَمَ الْجَزَاءِ، مَعَ عِظَمِ الْبَلَاءِ، وَإِنَّ اللهَ إِذَا أَحَبَّ قَوْماً ابْتَلَاهُمْ، فَمَنْ رَضِيَ فَلَهُ الرِّضَا، وَمَنْ سَخِطَ فَلَهُ السُّخْطُMükâfatın büyüklüğü, belanın şiddetine göredir. Allah, sevdiği topluluğu belaya uğratır. Kim başına gelene rıza gösterirse Allah ondan hoşnut olur. Kim de rıza göstermezse, Allah’ın gazabına uğrar.

Aynı şekilde başkalarına karşı nazik ve yumuşak davranmak ve şiddet ve katılığı reddetmek de Allah Celle Celaluhu’nun rızasını kazandırır. Zira Abdullah İbn Mugaffel’den, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle dediği rivayet edilmiştir: إِنَّ اللَّهَ رَفِيقٌ يُحِبُّ الرِّفْقَ وَيَرْضَاهُ، وَيُعْطِي عَلَى الرِّفْقِ مَا لَا يُعْطِي عَلَى الْعُنْفِAllah Teala kullarına lütufkârdır. Onlara kolaylık gösterilmesine memnun olur. Başarıyı, zorluk çıkaranlara değil kolaylık gösterenlere verir.

Mümin bir kul Rabbi Subhanehu’ya olan sevgisinin şiddetinden ve O’nın rızasına olan düşkünlüğünden dolayı O’na kavuşmak ister; zira Ubade İbn es-Sâmit Radıyallahu Anh’dan, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle dediği rivayet edilmiştir: مَنْ أَحَبَّ لِقَاءَ اللَّهِ أَحَبَّ اللَّهُ لِقَاءَهُ، وَمَنْ كَرِهَ لِقَاءَ اللَّهِ كَرِهَ اللَّهُ لِقَاءَهُKim Allah'a kavuşmak isterse, Allah da ona kavuşmak ister. Kim Allah'a kavuşmak istemezse, Allah da ona kavuşmayı arzu etmez.

Bugünlerde Allah’ın rızasını kazanmak için yapabileceğimiz en önemli şey, Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafet Devleti’nin altında İslami hayatı yeniden başlatmak için çalışarak yeryüzünde O’nun şeriatını yeniden hakim kılmak için çok çalışmaktır.

Şayet Allah’ın rızasını ararsak, O bizi en doğru yola iletir ve bizi, cehalet ve zilletin karanlıklarından ilim ve izzetin nuruna kavuşturur. Bu yüzden Kur’an’ın hükümlerine tabi olmalıyız: يَهْدِي بِهِ اللَّهُ مَنِ اتَّبَعَ رِضْوَانَهُ سُبُلَ السَّلَامِ وَيُخْرِجُهُمْ مِنَ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّورِ بِإِذْنِهِ وَيَهْدِيهِمْ إِلَى صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍAllah, kendisinin izniyle rızasını arayanları o kitapla kurtuluş yollarına erdirir, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır, onları dosdoğru bir yola iletir.” [Maide 16]

Allah’ım, bizleri Sana itaat edip kendilerinden razı olduklarından ve cennete koyduklarından eyle…

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Müslime Şâmî (Ummu Suheyb)

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER