Çarşamba, 25 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/27
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Rusya’ya Yönelik Yaptırımlar Sudan’da Ekmek Fiyatlarını İkiye Katladı

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Rusya’ya Yönelik Yaptırımlar Sudan’da Ekmek Fiyatlarını İkiye Katladı

Haber:

Amerikan Washington Post Gazetesi, Rusya’ya yönelik Batı yaptırımlarının, Rus buğday ithalatının askıya alınması nedeniyle Sudan’da ekmek fiyatlarında çılgın bir artışa yol açtığını söyledi ve gazete bir haberinde, Afrika’daki milyonlar gibi Sudanlıların da Ukrayna savaşı ve Rusya’ya yönelik Batı yaptırımları nedeniyle açlık çektiğini belirterek şöyle dedi: “Afrika’daki birçok ülke gibi Sudan da 2021 yılında buğday ithalatının yaklaşık yüzde 35’ini Rusya ve Ukrayna’dan ithal etti.” Ve şimdi alternatif bir kaynak bulması gerektiğini kaydetti. Ayrıca buğday fiyatlarının geçen yıla göre çok daha fazla arttığına işaret ederek Rusya ve Ukrayna’nın dünya tahıl ihracatının yaklaşık üçte birini oluşturduğuna, mısır ticaretinde beşinci sırada yer aldığına ve ayçiçek yağı üretiminin yaklaşık yüzde 80’ini oluşturduğuna dikkat çekti.

Dünya Gıda Programı’na göre, uluslararası finans kuruluşlarının milyarlarca dolarlık yardımı askıya alması, Ukrayna’daki savaş ve Rusya’ya yönelik yaptırımlar nedeniyle Sudan’ın 44 milyonluk nüfusunun yaklaşık yarısı bu yıl açlıkla karşı karşıya kalacaktır. (Hartum web siteleri)

Yorum:

Medya, kamuoyunu insanları ilgilendiren olay ve konulara yönlendirmede ve ülkelerin, kişilerin ve kurumların zihinsel bir resmini çizmede önemli bir rol oynamaktadır. Nitekim Rusya’nın Ukrayna’ya savaş açmasından bu yana ister yazılı, ister işitsel, isterse de görsel olsun çeşitli medya kuruluşlarının, meydana gelen olayları medya kuruluşunun ait olduğu kurumun çıkarlarına göre ele aldıklarını görmekteyiz.

Washington Post ise yalan tespitte bulunuyor. Zira o, Amerika’nın gündemine hizmet ediyor, imajını güzelleştirmeye, kendisi için suni zihinsel bir imaj çizmeye, dünyaya ve Sudan’a karşı işlediği suçları örtmeye çalışıyor. Güney Sudan’ı Kuzey’den ayıran Amerika değil mi, bu yüzden ana Sudan, Güney Sudan’la birlikte giden arazi ve hayvancılık bir yana petrolün %80'ini kaybetmedi mi ve bununla birlikte durum bugünkü haline gelene kadar sistematik bir yoksulluk ve açlık serisi başlamadı mı?! 

Dolar, Amerika’nın halkların servetlerini çalmak ve yağmalamak, ülkelerin ekonomilerini tahrip etmek için kullandığı araçlarından biri değil mi ve bundan en çok etkilenenlerden biri de Sudan değil mi? Zira bugün Sudan para biriminin sarsılıp düştüğünü ve Sudan Cüneyhinin bir Dolar karşısında astronomik rakamlara ulaştığını görmekteyiz! Dolayısıyla Sudan ve İslam beldelerindeki halkları yoksullaştırma ve aç bırakma planına göre emtia fiyatlarındaki yükselişte dolar büyük bir rol oynamaktadır.   

Ülkelere faizli krediler veren Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası kimin çıkarı için çalışıyor? Aynı zamanda ülkelerin borçlarını ödemelerini engellemek için sakatlayıcı politikalar uyguluyorlar, böylece ülke Amerika’ya rehin kalıyor, ona bağımlı hale geliyor ve onun uluslararası forumlardaki konumunu destekliyor. Nitekim eski rejim döneminden bu yana ve geçiş döneminin bir uzantısı olarak Sudan, Uluslararası Para Fonu’nun diktelerinden etkilenmekte, Para Fonu’nun uzmanları, heyetleri ve görevlileri çalışmalarını Maliye Bakanlığı’nın bünyesinde yürütmektedirler! Bu yüzden Sudan devletinin omuzlarına yük olan ve Sudan ekonomisinin çöküşünün temel nedeni işte bu diktelerdir.

Sudan, Nairobi ve Darüsselam'daki Amerikan büyükelçiliklerine ve yıkıcı Cole’ya yapılan saldırıların kurbanlarının ailelerine 335 milyon dolar tazminat ödedi ve bu ve benzeri paralar Sudan halkının cebinden ve Amerika’nın faydalandığı ülkelerin kaynaklarından kesildi.

Sudan’da yaşanan ölüm ve yıkımdan Amerika sorumludur. Onun orduyla ilişkisini ise dağdaki çoban bile biliyor. Amerika'yı destekleyen medya organları artık bu gürültü patırtıdan vazgeçmelidir. Çünkü biz ne saf ne de budalayız ve Müminlerin Emiri Ömer İbn Hattab’ın sözleri hala gözlerimizin önündedir: “Ne ben hilekârım, ne de bir hilekâr beni aldatabilir.”

Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi olaylarına ve bunun yansımalarına gelince; Amerika’nın kurnazlığından kaynaklanmaktadır. Zira Rusya'yı kışkırtıp tuzağa düşürdü, onu Ukrayna’nın bataklığına ve çamuruna attı ve öldürme ve yerinden etme konusunda da Ukrayna halkının başına gelenlere kayıtsız kaldı.

Amerika ve diğer sözde büyük ülkeler arasındaki çatışma, tek taraflılık ve dünyaya egemen olmaya yönelik bir çatışmadır. Zira diğer ülkeler gibi Rusya’nın da her geçen gün daha fazla suç işlediğini, hepsinin küçük ülkelerin servetlerini yağmalamaya çalıştıklarını ve bu ülkelerin halklarının da kurban olduklarını görmekteyiz. Dolayısıyla Hilafet 101 yıl önce yıkıldığından beri dünya istikrar ve sükûnete kavuşamadı, yoksulluk hâkim oldu ve açlık yayıldı. Böylece güçlü zayıfı yemeye başladı ve (büyük balık küçük balığı yutar) politikası, uluslararası ilişkilerde baskın ve hâkim bir politika haline geldi. Bu yüzden Hilafet yeniden kurulmadıkça ve yönetimde, siyasette, ekonomide ve diğer alanlarda İslam’ın hükümleri uygulanmadıkça İslam beldeleri istikrara kavuşamayacaktır. Ancak o zaman dünya, Aziz ve Hakîm olan Allah’ın kanunlarıyla güvenlik, huzur ve istikrara kavuşacaktır.    

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Abdusselam İshak - Sudan

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER