- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Ramazan Kapıdayken Filistin Kaynıyor!
Haber:
Arab 48, 31/3/2022’de Yahudi ordusunun Cenin’de iki genci öldürdüğünü ve Cenin mülteci kampına yaptığı baskının ardından çıkan çatışmalarda üç genci ağır şekilde yaralandığını bildirirken İşgalci ise çatışmalar sırasında bir askerin yaralandığını söyledi. Aynı gün el-cezire kanalı, Knesset üyesi aşırılık yanlısı bir Yahudi’nin Kudüs’teki Mescid-i Aksa’nın avlularına baskın düzenlediğini bildirdi.
Yorum:
Geçen yıl da böyle bir zamanda Filistin, Yahudilere karşı öfke duymaya başlamıştı. Bu kaynama tesadüfi ve sebepsiz değildir. Nitekim Yahudi varlığı, Filistin halkını ciddi şekilde kısıtlamakta ve Filistin halkının genellikle ayaklanmalar ve silahlı operasyonlar şeklinde verdiği öfkeli tepkileri görmezden gelerek iyi bir şey yaptığını zannetmektedir.
Çünkü Yahudi varlığı, ucuz Arap liderlerinin yaptığı normalleşme ziyaretlerinden sonra coşkuya kapılmıştır. Zira Yahudi varlığının başbakanı ile Mısır’daki Amerikan ajanı Sisi ve Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki İngiliz ajanı arasında Şarm El-Şeyh’te bir zirve düzenlendi. Bunun ardından BAE, Bahreyn, Fas ve Mısır gibi ajan ülkelerin dışişleri bakanları Yahudi ve Amerika’nın dışişleri bakanlarıyla Necef’de bir toplantıya katılmak için akın ettiler. Ayrıca Ürdün’deki İngiliz ajanı Kral Abdullah, mübarek Ramazan ayı boyunca Kudüs’teki sükuneti görüşmek üzere Ramallah’ı ziyaret etti, sonra bunun ardından Yahudilerin Savunma Bakanı aynı amaç için Amman’ı ziyaret ederken ertesi gün de Yahudi varlığının Cumhurbaşkanı Amman’ı ziyaret etti. Böylece Yahudi varlığı, dinini ve halkını beş paraya satan bu ajanların Yahudi varlığının sofralarına akın ettiklerini görmüş ve kendisi için işlerin düzeldiğini ve bölgesel konumunun büyük ölçüde geliştiğini düşünmüştür.
Ancak Filistin halkı tüm bu hain hareketleri reddetmiştir. Bu yüzden gençler, Biru’s Seba, Hadera ve Tel Aviv çevresinde Yahudilere saldırarak Yahudilerin güvenlik duygularını kaybetmelerine neden olmuş ve Amerikan, İngiliz ajanlarının bu hain toplantı ve ziyaretlerinin kendilerine bir hayır getireceğine dair tüm umutlarını ve hayallerini boşa çıkarmışlardır. Yahudi varlığı bu vakıa karşısında, askeri operasyonlarını güçlendirmeye ve ordularını Cenin kampına saldırmak için seferber etmeye başladı. Tabii ki Mahmud Abbas’ın güvenlik güçleri herhangi bir kurşunla karşılık vermedi ve her zaman olduğu gibi Filistin halkını Yahudilerle karşı karşıya bıraktı, dahası her zaman yaptığı gibi Filistin halkına karşı komplo kurdu. Zira otoritenin güvenlik birimleriyle Yahudi ordusu arasındaki bir anlaşma uyarınca Cenin kampındaki bazı Filistinli militanları ortadan kaldırmaya çalıştı.
Sonra aşırılık yanlısı bir Yahudi Mescid-i Aksa’ya baskın düzenledi ve böylece Filistin’deki durumlar daha mübarek Ramazan ayı başlamadan önce kaynamaya başladı. Dolayısıyla Yahudiler, Arap rejimleriyle yaptıkları ittifaklarının kendilerine güvenlik ve istikrar getireceğini zannetti ancak Filistin halkı, Yahudilerin kendilerini güvende hissetmelerine izin vermeyi reddettiler. Bu arada birçok kaynak, özellikle Yahudilerin hükümeti sağcı olduğu ve özellikle tapınak dedikleri Mescid-i Aksa’daki haklarıyla ilgili talepleri olmak üzere yerleşimcilere istedikleri şeyleri verme eğiliminde olduğu için Ramazan ayında Kudüs’te daha fazla istikrarsızlık durumunun olacağını öne sürdüler. Ama Yahudi varlığı ve onunla birlikte tüm hain Arap rejimleri, İslam’ın gücünün, Müslümanların nefislerindeki akidenin derinliğinin ve bu gücün Allah’ın izniyle onların hepsine karşı koyabileceğinin farkında değillerdir.
Filistin halkına gelince; Allahu Teala’nın huzurunda, bu yılın Yahudilerin ve çevresindeki ajan rejimlerin varlıklarının son yılı olacağına ve o gün müminlerin Allah’ın zaferiyle sevineceklerine dair bir arzu ve istek içindedirler.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Bilal Et-Temimi