Çarşamba, 25 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/27
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Bu Yanan Çocuk Ateşi Sever!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Bu Yanan Çocuk Ateşi Sever!

Haber:

23 Mart Çarşamba günü Pakistan Günü kutlandı. Silahlı kuvvetler, İslamabad’daki yıllık askerî geçit töreninde güçlerini gösterirken İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) 48. Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’na iştirak edenlerin ileri gelenleri gösteriyi onur konuğu olarak izlediler. (El-Fecr Pakistan)

Yorum:

Pakistan her yıl 23 Mart’ı Pakistan Günü olarak kutlar, bu günü tatil ilan eder, bu günde silahlı kuvvetler maharetlerini gösterirler ve savaş uçakları, emek emek kazandığımız paraları harcayarak gökyüzünde farklı renkli bulutlar oluştururlar. Oysa bu deneyimler, İslam İşbirliği Teşkilatı'ndan bir grup arkadaşları çağırarak uçakların manevralarının tadını çıkarmak için değil de savaş alanında ve düşmana karşı olsaydı daha iyi olurdu. Nitekim 1857’deki silahlı direniş, Hindular, Müslümanlar ve Sihler için İngilizleri sarsan olağanüstü bir birlik sergilemişti. Hatta Times tarafından gönderilen savaş muhabiri William Russell şunları yazmıştı: “Müslümanların ve Hinduların bütün büyük başkanları oradaydılar. [Şu] genç kralları Berges Cauder için sonuna kadar savaşmaya yemin ettiler. Şehir büyüktü, şehir insanlarla doluydu ve işler sürekli artıyordu. Bütün güç düşmanın elindeydi ve biz sadece bir mızrağın kapladığı bir yere tutunuyorduk.” Bunun üzerine Müslümanlar ve Hindular arasında düşmanlık oluşturmak için acil adımlar atıldı. Bu kurtuluş savaşının bastırılmasından hemen sonra o zamanki Denetim Kurulu Başkanı olan ve Londra’da oturan Sir Charles Wood şu itirafta bulundu: “Bir tarafı diğer tarafa karşı kışkırtarak gücümüzü koruduk ve bunu yapmaya devam etmeliyiz.” Nitekim İngilizlerin Hindistan Müslümanlarını silahsızlandırması ve onları köle ve işçi olarak yeniden silahlandırmaya çalışması 200 yıldan biraz fazla sürdürmüştür. Oysa düşmanın, etkili ve çalışan Müslümanlar gibi hareket eden, meseleye nüfuz eden ve insanları davasından uzaklaştıracak fikirler ileri süren piyonlarının yardımı olmasaydı ümmeti kuşatması imkansızdı.

2022’de bugün, Lahor Kararı’nın yayınlanmasının üzerinden 82 yıl geçti. Nitekim bu karar, Hint Yarımadası Müslümanlarının fikri, siyasi, ekonomik ve eğitim açısından çöküntüye uğramasının ardından büyük psikolojik acılara, yoksunluk ve depresif duygulara bir çare olarak sunulmuştu. Bu karar bizi, Müslüman kardeşlerimizin milyonlarca cesediyle dolu yeryüzünün daha küçük bir parçasına götürdü ve ölülerin toplanma süreci hala devam ediyor. Bu arada başımızdaki makamlara ulaşan güçlü insanlar, bu kutlamalara büyük meblağlar harcayarak bu tarihleri ​​bir başarı olarak kutluyorlar. Oysa silahlarımız sergilenip savaş uçakları manevralar yaparken aciz Müslüman kardeşlerimizin bu askerlere ve güce şiddetle ihtiyacı vardır ve acılar devam ediyor!

Müslümanlar olarak artık bizim, bu kasaplar tarafından mezbahalara götürülmeyi reddetmemizin ve sadece kendimizi değil tüm ümmeti savunmamızın zamanı gelmiştir. Kutlamaların gürültüsü, kardeşlerimizin çığlıklarını duymamıza engel olmasın. Kendimizi yeniden, yerin ve göğün maliki Allah Subhanehu ve Teala’nın bizi mükellef kıldığı hedefe yönlendirmemiz gerekiyor. Bu kibirli asi ahmaklardan da kâfirlere hizmet ederek satın aldıkları makamlardan ayrılmalarını istiyoruz. Şüphesiz İslam ümmeti, Raşidi Hilafetin gölgesinde bu meseleleri gerektiği gibi ele alacak ve tüm gücü sadece Allah Subhanehu ve Teala’nın hizmetinde kullanılacaktır.

Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: مَنْ رَأَى مِنْكُمْ مُنْكَرًا فَلْيُغَيِّرْهُ بِيَدِهِ، فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِعْ فَبِلِسَانِهِ، فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِعْ فَبِقَلْبِهِ، وَذَلِكَ أَضْعَفُ الْإِيمَانِSizden kim bir münker görürse onu eliyle değiştirsin, gücü yetmezse diliyle değiştirsin, ona da gücü yetmezse kalbiyle değiştirsin (buğz etsin). Bu ise imanın en zayıfıdır.

Mümin açısından olana gelince; Allah Subhanehu ve Rasulü’nün sözü, yerin hazinelerini taşımaktadır. Zira Allah rahmeti sayesinde kullarının derecelerini yükseltir ve onları uğrunda çaba sarf ettikleri şeye yönlendirir ki bu da Allah Subhanehu ve Teala’nın rızasıdır. Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: لاَ يُلْدَغُ الْمُؤْمِنُ مِنْ جُحْرٍ وَاحِدٍ مَرَّتَيْنِMümin, bir (yılanın) deliğinden iki defa sokulmaz (aldatılmaz).”

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ahlak Cihan

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER