- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Batı ve Dünya Düzeni; Siyasi Çıkmaz, Medeni Çöküş ve Kaçınılmaz Parçalanma!
Haber:
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, 25 Mart 2022’de şunları söyledi: “Rusya, Batı’nın yasalara aykırı davrandığı ve ilan edilen Batı değerlerinin hiçbir kıymetinin olmadığı sonucuna varmıştır.” Amerika ve Batı’nın Rusya’ya uyguladığı yaptırımlar hakkında şunları söyledi: “Bu sınırları aşan yaptırımları gördüğümüzde, tabi ki Batılı meslektaşlarımızla sürekli vaaz ettiğimiz tüm bu değerlerin, yani ifade özgürlüğü, piyasa ekonomisi, özel mülkiyetin dokunulmazlığı, masumiyet karinesi gibi tüm bunların hiçbir kıymetinin olmadığı açıktır.” (RT Arabic)
Yorum:
Bu açıklamanın görüntüsünde herhangi yeni bir ifşaat yoktur. Zira dünyanın diğer ülkeleri ve halkları da Batı’nın ve onun değerlerinin acısını çekmektedir. Batılı değerlerin yalan bir palavra ve gerçekliği olmayan bir iddia olduğu, Amerika ve Avrupa ülkelerinin güvenli olmadığı ve hiçbir ahit ve sözleşmeyi yerine getirmedikleri artık bir sır değildir. Nitekim tarihsel ve güncel uygulamalar, Batılı ülkelerin halkları sömürgeleştirmeden ve zenginliklerini yağmalamadan ayakta kalamayacağını ve onların insanlar için ölümcül olduğunu ve insanlığı yok ettiğini kanıtlamıştır. Böyle bir açıklama, tüm dünyada her gün tekrarlansa da Ukrayna’da devam eden vahim bir savaşın ortasında Lavrov tarafından yayınlanması dikkat çekici hususlar içermektedir:
Birincisi: Bu açıklama, uluslararası konumu, askeri yetenekleri ve siyasi sabiteleri olan ve inatla Amerika ve Batı ile karşı karşıya gelen büyük bir ülkenin dışişleri bakanından gelmiştir. Ayrıca açıklamada tüm Batı’yı aşağılamış ve onu kışkırtmıştır. Zira “ilan edilen Batı değerlerinin hiçbir kıymeti yoktur” şeklindeki sözü, Batı’nın temel fikirlerine savaş ilan etme kategorisinde yer almaktadır. Dolayısıyla o, Batılı fikri ve siyasi değerlere, modern Batı devleti kavramına ve tüm genel özgürlük değerlerine yönelik aleni bir saldırıda bulunmuştur. Zira “tüm bu değerlerin hiçbir kıymeti yoktur” şeklindeki sözü, Batı’nın şarlatan, palavracı ve değerlerinin boş olduğunu gösterdiği açıktır. Bu, Batının üst düzey değerlerle övündüğü şeklinde formüle edilebilir ancak hakikatte çökmektedir. Bu sözün bahsi geçen pozisyon sahibi birinden gelmesi, ne kadar hayati ve büyük olursa olsun Rusya ile Batı arasındaki çatışmanın çıkarların da ötesine geçtiğinin güçlü bir göstergesidir. Zira çatışma, doktriner veya ideolojik dini çatışmalar tarzına kadar ulaşmıştır.
İkincisi: “Batı yasalara aykırı davranıyor” şeklindeki sözü yeni değildir ve daha önce de Putin ve diğer Rus yetkililer tarafından tekrarlanmıştır. Ancak bu açıklamayı bu bağlamda ve bu koşullar altında yapması, Batı’ya, özellikle Amerika’ya, Rusya ile eşit düzeyde yasalara uymalarının zamanının geldiğine dair kesin bir mesaj içermektedir. Şu anda Rusya’ya bu yaptırımları uygulayarak yaptığınız şey de yasadışı ve insanlık dışı bir saldırıdır demek istemektedir. Kastedilen yasa ise Birleşmiş Milletler yasasıdır. Diğer bir ifadeyle: Ya bizim gibi yasaya eşit olarak boyun eğersiniz ya da bu örgüt çöker demek istemektedir. Dolayısıyla bu açıklama, tıpkı Rusya ve Avrupa’nın bu yüzyılın başında Amerika’nın dünyaya liderlik etmedeki benzersizliğini reddettikleri gibi Rusya’nın da Batı’nın, yani Amerika ve onun arkasındaki Avrupa’nın dünyanın tahtına çöreklenmesini kesinlikle reddettiğini haber vermektedir.
Üçüncüsü: Bu açıklama, haftalardır tırmanan, giderek artan ve her iki tarafın daha inatçı ve diğerini tehdit ettiği bir Rus-Batı savaşının ortasında gelmiştir. Nitekim her biri, kaçınılmaz olarak kazanacağını ve diğer tarafın mağlup olması gerektiğini vurgulamaktadır. Dolayısıyla bu tarihi savaş, geri dönülmez bir ölüm kalım savaşının olduğu bir boyuta ulaşmıştır. Yani bu savaş, gerek uluslararası durumu gerekse mevcut aktörlerinin her birinin durumunu da etkileyecektir. Bu yüzden güçler dengesi, dolayısıyla dünya düzeni de büyük ölçüde etkilenecektir. Bu nedenle bu atmosferdeki bu açıklama, Rusya’nın bugünkü psikolojisini ve kararını göstermektedir. Yani Rusya, kazanmak, uluslararası konumunu tesis etmek, güvenliğini, nüfuzunu ve çıkarlarını her türlü tehdide karşı korumak için mümkün olan en son şeyi yapmaya hazırdır ve bundan daha azına izin vermeyecektir. Aynı şekilde bu, İngiltere ve tüm Avrupa için de ciddi bir tehdittir. Bu nedenle, mevcut savaşın tırmanmasının, onun körüklenmesinin ve kitle imha silahlarının kullanılmasının masada olduğu söylenebilir.
Kayda değerdir ki Batı’nın değerlerinin hiçbir kıymeti yoktur sözü, hem Batı’da hem de dünyada kuvvetli bir şekilde yaygınlaştırılması gereken bir hakikattir. Özellikle de Batılı insanın çöküşünün ve tabi olan herkesi kibirli bir ırkçı ve çökmüş bir cahil yapan kokuşmuş değerlerinin bariz bir şekilde ifşa olmasının ardından. Bunun kanıtları ise, Batı’daki her düzeyden Ukrayna’daki savaşın gidişatı hakkında bolca yapılan açıklamalardır. Nitekim dünya, Batı’nın küstahlığına ve Batı’da bile kendi çevresini şok eden kokuşmuş ırkçılığına tanık olmuştur. Ayrıca Batı’nın ikiyüzlülüğü açıkça ortaya çıkmış, Irkçı ve faydacı standartları da onun vahşiliğini ve kabalığını ifşa etmiştir. Dahası bu ırkçılık, iki gözü olan herkes için seçkinlerinin bile anormal olduğunu ifşa ettiği gibi sözde medenileştiği yalanını ve insanlık, haklar ve özgürlükler hakkındaki sahte sloganlarını da ifşa etmiştir. Bunun kanıtları ise şunlardır:
1- Zira Batılı yayıncıların mavi gözlü, sarı saçlı ve beyaz insanların çilesinden bahsettiklerini gördüklerinde ve Amerikan kanalı CBS’nin muhabiri Amerikalı gazeteci Charlie D’Agata’nın Ukrayna'da meydana gelen olaylarla ilgili “Ukrayna Irak ya da Afganistan gibi bir yer değil. Burası bunun yaşanmasını beklemediğiniz daha medeni, daha Avrupalı bir ülkedir” şeklindeki yorumunu duyduklarında İnsanların en kaba bir şekilde dile getirdiği vahşi ve ırkçı Batı psikolojisi.
2- İngiltere Dışişleri Bakanı, ülkesinin halkını ve tüm Avrupalıları Ukrayna’da savaşmak için seferber ederken daha önce bu Irak ve Bosna Hersek’de terörizmdi!
3- Ukrayna’daki Afrikalılar ve Asyalıların, savaşın dehşetinden kaçmak için sınırı geçmelerinin veya komşu Avrupa ülkelerine sığınma talebinde bulunmalarının engellenmesi veya geciktirilmesi ve Avrupalıların bir an önce kurtarılması için çığlık atılması. Zira NBC muhabiri Kelly Copella’nın şöyle dediğine tanık olunmuştur: “Bunlar Suriye’den gelen mülteciler değildir. Bunlar komşu Ukrayna’dan Hristiyan ve beyaz insanlardır.” (eş-Şuruk web sitesi)
Batı’da, Doğu’da ve dünyanın dört bir yanındaki birçok kişinin dikkatini çeken bu örnekler, buzdağının görünen kısmıdır. Lavrov’un bugün Batı değerlerinin hiçbir kıymetinin olmadığını açıklaması, Batı’nın siyasi ve kültürel olarak ifşa olduğunun ve çöküş aşamasına girdiğinin bir ilanıdır. Böylece bir çöküşün eşiğinde, onu yıkmak veya çökertmek için nereye vuracağını bilen bilinçli bir siyasiyi beklemektedir. Zira sözde değerleri yerini nefrete bırakmış ve bu da Amerikalı Avrupalı ve Avrupalı Avrupalı arasında iç çatışmaların olmasına yol açmıştır. Dolayısıyla bu, Batılı değerlerin temellerine ve kalbine yönelik saldırıların yoğunlaşmasıyla ilgili fırsatı değerlendirmek amacıyla akli, ruhi ve siyasi bir akide olması vasfıyla İslam akidesinin kampanyası için bir fırsattır. Elbette başarıya götüren ve yardım eden Allah’tır.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Mahmud Abdulhâdî