- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Danimarka Hükümeti, Avrupa Birliği Sınırındaki Mültecileri Dizginlemek İçin Ölümcül Dikenli Tel Çitlerin İnşasını Kolaylaştırıyor
Haber:
Danimarka hükümeti, Litvanya’nın sınır kontrollerini sağlamak için Litvanya hükümeti ile bir anlaşma yaparak Litvanya’ya dikenli tel çitler göndermeyi kabul etti. Bu da Avrupa Birliği’nin doğudan dış sınırı olan Litvanya ile Beyaz Rusya arasındaki sınıra yapılacak olan sınır çitinin inşasına katkı sağlayacaktır. Bu ise esas olarak Afganistan'dan gelen mültecilerin gelişini önlemeyi ve böylece Danimarka Göçmen Bakanı Mattias Tesfaye’nin de nitelendirdiği gibi “Avrupa Birliği’nin dış sınırlarını korumayı” amaçlamaktadır. Plana göre sınır telleri 500 kilometreden fazla uzayacak ve son devir teslimle birlikte Danimarka hükümeti bu sınır düzeninden 15 kilometreye kadar uzanan dikenli tel çitlerden sorumlu olacaktır.
Yorum:
Bunlar sadece tel çitler değil, dikenli tel çitlerdir. Bu tür dikenli tel çitler, tıraş usturası gibi keskin askeri dikenli tel çitlerin bir versiyonudur. Onları üreten şirkete göre, şekilleri deforme edecek şekilde tasarlanmış olup ölümcül yaralanmalara da neden olabilmektedir.
Bu nedenle İspanya hükümeti 2019 yılında Fas sınırı ve İspanya tarafından işgal edilen Ceuta ve Melilla çevresindeki bu duvarları kaldırmaya karar verdiğinde İspanya İçişleri Bakanı, ondan kaçınmalarını “kanlı yöntemlerin” kullanılmasını durdurmak olarak nitelendirmişti.
Bu tür çitlerin kullanımı geçmişte Avrupa Birliği’nin diğer bölgelerinde yasaklanmış ve birçok insan hakları kuruluşu çitlerin kullanımını insanlık dışı olmakla eleştirmişti.
Ancak bu, Avrupa Birliği’nin sınırlarını daraltmak için Doğu cephesinde aynı dikenli teli kullanmasını engellememektedir. Nitekim Danimarka hükümet partisinin göçmen sözcüsü Rasmus Stoklund bir röportajda kendisine sorulduğunda, sınırı geçmeye çalışırlar ve ölümcül teller tarafından deforme olurlarsa bunun insanların kendi suçu olduğunu söylemiştir.
Ayrıca Danimarka hükümeti aynı dikenli telleri Türkiye’ye göndermeye açık olduğu gibi bunun ve sınır muhafızlarının eğitimi için milyonlar vermiştir. Dolayısıyla Danimarka, mültecilere karşı daha agresif bir politikaya ve daha vahşi ve insanlık dışı hale gelen Avrupa sınırlarının izlenmesine katkıda bulunmaktadır. Zira Yunan sınır muhafızları, Akdeniz’de mültecilere ve bindikleri teknelere ateş edip vurmaktadırlar.
Oysa mülteciler, Batı’nın kendi savaşının ve İslam ülkelerini işgal etmesinin ardından bir güvenlik ve koruma aramakta ama sonra da baş belası olarak muamele görmektedirler. Nitekim Danimarka ve Avrupa ülkelerinin bağlı olduğu mülteci anlaşmaları tamamen göz ardı edilmese de kaçınılmaktadır.
Danimarka uyruklu babaların çocukları Suriye’deki mülteci kamplarına terk edildi ve onları istenmeyen olarak nitelendirdiler, sonra Danimarka hükümetinin talep ettiği güvenli koşullarının sağlanacağı bahanesiyle Suriye’ye dönmeleri söylendi. Diğer mültecilerin ise diktatörlük rejimleri altında Afrika’daki sığınma merkezlerine gönderilmeleri hedeflenmektedir. Nitekim Danimarka hükümetinin mültecilere karşı yabancı düşmanlığı önlemleri ile bu dikenli telle birlikteki en son alınan önlemler bir istisna olmadığı gibi alınmış olan en son sert önlemler de değildir.
Avrupa cephesinde İnsanlık ve hoşgörü uzun zamandan beri paramparça olmuş ve birbiri ardına sert kararlar çıktıkça taassup daha fazla insanda belirgin bir hale gelmiştir. Dolayısıyla Batılı özgürlük değerleri, Batılı hükümetlerin elleri ve mültecilerle ilgili insanlık dışı politikaları yüzünden herkesin gözleri önünde hızla çöküp gitmektedir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Yunus Biskurçik