- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
(Hizb-ut Tahrir Emiri Celil Âlim Ata İbn Halil Ebu Raşta Tarafından Facebook Sayfası Takipçilerinin “Fıkhî” Sorularına Verilen Cevaplar Silsilesi)
Soru-Cevap
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e Sihir Yapıldığını Söyleyen Hadisler, Masumiyete (Günah İşlememeye) Aykırı Olmasından Dolayı Dirayeten Reddedilir
Rabî El-Rabî’ye
Soru:
Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekâtuh
Sevgili kardeşim, soru, Lebid İbn Asam ve Peygambere sihir yapması hadisi hakkında olacaktır; hadis, nübüvvetin masumiyetini zedeler mi?
Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَمَا يَنْطِقُ عَنْ الْهَوَى إِنْ هُوَ إِلا وَحْيٌ يُوحَى "O hevasından konuşmaz. Ancak O’na vahyolunur.” [Necm 3-4] Ve şöyle buyurmuştur: يَا أَيُّهَا الرَّسُولُ بَلِّغْ مَا أُنزِلَ إِلَيْكَ مِن رَّبِّكَ وَإِن لَّمْ تَفْعَلْ فَمَا بَلَّغْتَ رِسَالَتَهُ وَاللَّهُ يَعْصِمُكَ مِنَ النَّاسِ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْكَافِرِينَ “Ey Rasul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan O’nun elçiliğini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Doğrusu Allah, kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez.” [Maide 67] Ve şöyle buyurmuştur: إِذْ يَقُولُ الظَّالِمُونَ إِنْ تَتَّبِعُونَ إِلا رَجُلا مَسْحُوراً “Zalimler: “Siz, büyülenmiş bir adamdan başkasına uymuyorsunuz!” dediler.” [İsra 47] Aişe’nin, Lebid İbn Asam’ın Peygambere sihir yaptığına dair rivayet ettiği hadis, masumiyete aykırı olmasından dolayı dirayeten ret mi edilir?
Allah’tan sizi, hayra ve Hilafetin kurulmasına muvaffak kılmasını ve kıyamet gününde sizi, Nebilerle, sıddıklarla ve salihlerle haşr eylemesini temenni ediyorum; Allah sizi korusun Şeyhimiz.
Cevap:
Ve Aleykumselam ve Rahmetullahi ve Berekâtuh.
Birincisi: Evet, hadis dirayeten reddedilir. Dirayeten reddetmenin anlamı şu şekildedir:
Şahsiyetin 1. cildinin 176. sayfasında şöyle geçmektedir: (…Gelen bir hadis, Kur’an’da manası kati olan bir nâssla çeliştiğinde hadis dirayeten yani metin açısından reddolunur. Çünkü Hadisin anlamı Kur’an’la çelişmektedir…)
Şahsiyetin 3. cildinin 98. sayfasındaki “Ahad Haberin Kabul Şartları” başlığı altında şöyle geçmektedir:
(Ahad haber, rivayet ve dirayet açısından şartlarını tamamladığında kabul edilir… Dirayet açısından ahad haberin kabul şartları ise şudur: Hadis, bir ayet, mütevatir veya meşhur bir hadis gibi kendisinden daha kuvvetli bir delile ters düşmemelidir…)
İkincisi: Meseleyi daha fazla açıklığa kavuşturmak için aşağıdaki hususları zikredeceğim:
1- Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem, haram ve mekruh olan her şeyden masumdur ve buna dair deliller kesindir; zira ister farz, ister mendup, ister mubah olsun Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in yapmış olduğu her şey, Allah Subhanehu’dan gelen bir vahiydir. Nitekim Allahu Teala şöyle buyurmuştur: إِنْ أَتَّبِعُ إِلَّا مَا يُوحَى إِلَيَّ “Ben sadece bana vahyedilene uyarım.” [Ahkaf 9] Ve Subhanehu şöyle buyurmuştur: إِنَّمَا أَتَّبِعُ مَا يُوحَى إِلَيَّ مِنْ رَبِّي “Ben ancak Rabbimden bana vahyolunana uyarım.” [Araf 203] Ayrıca Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Müslümanlar için bir örnektir. Zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَمَا آتَاكُمْ الرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَمَا نَهَاكُمْ عَنْهُ فَانْتَهُوا “Rasul size neyi verdiyse onu alın, sizi neden alıkoyduysa onu da bırakın.” [Haşr 7] Ve Subhanehu şöyle buyurmuştur: إِنْ كُنْتُمْ تُحِبُّونَ اللَّهَ فَاتَّبِعُونِي يُحْبِبْكُمْ اللَّهُ “Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun, Allah’da sizi sevsin.” [Ali İmran 31] Aynı şekilde ister emir ister nehiy olsun Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in söylediği her şey, Allah Subhanehu’dan gelen bir vahiydir.
2- Evet,sorunuzda da söylediğiniz gibi, Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem’i büyülenmekle suçladılar. Kur’an onlara cevap verdi ve Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in büyülenmiş olmadığını ve büyü yapılmadığını ifade etti. Zira İsra suresinde Allahu Teala’nun şu kavli geçmektedir: نَحْنُ أَعْلَمُ بِمَا يَسْتَمِعُونَ بِهِ إِذْ يَسْتَمِعُونَ إِلَيْكَ وَإِذْ هُمْ نَجْوَى إِذْ يَقُولُ الظَّالِمُونَ إِنْ تَتَّبِعُونَ إِلَّا رَجُلاً مَسْحُوراً “Biz, onların seni dinlerken ne maksatla dinlediklerini, kendi aralarında fısıldaşırlarken de o zalimlerin: "Siz, büyülenmiş bir adamdan başkasına uymuyorsunuz!" dediklerini çok iyi biliriz.” [İsra 47] Kurtubi, ayet-i kerimenin tefsirinde şöyle diyor: (… Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’den Kur’an dinliyorlar, sonra ayrılıyorlar ve şöyle diyorlardı: O bir büyücü ve büyülenmiştir. Ayrıca Allahu Teala onlar hakkında haber verdi; bunu Katâde ve başkaları da söyledi. وَإِذْ هُمْ نَجْوى “Kendi aralarında fısıldaşırlarken.” Yani senin hakkında fısıldaşıyorlar demektir. Katâde şöyle dedi: Onların kendi aralarında fısıldaşmaları, onun deli olduğunu, sihirbaz olduğunu, daha öncekilerin masallarını getirdiğini ve benzerleri konuşmalarıdır. Denildiğine göre: Bu ayet-i kerime Utbe’nin, Kureyşlilerin eşrafına hazırladığı bir yemeğe davet ettiği bir sırada inmiştir; zira Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onların yanlarına girmiş, onlara Kur’an okumuş, onları Allah’a davet etmiştir; onlar da kendi aralarında fısıldaşarak: O bir büyücü ve delidir, demişlerdi. Yine denildiğine göre: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Ali’ye bir yemek hazırlamasını ve Kureyşli müşriklerin eşrafını bu yemeğe davet etmesini emretti. Ali denileni yaptı. Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem de yanlarına girdi ve onlara Kur’an okuyup onları tevhide davet etti ve şöyle dedi: “La ilahe İllallah deyin ki, Araplar sizlere itaat etsin, Arap olmayanlar da sizin emriniz altına girsin.” Fakat onlar bunu reddettiler. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in söylediklerini dinliyorlar, ama kendi aralarında fısıldaşarak: O bir büyücüdür ve o büyülenmiş birisidir, diyorlardı. Bunun üzerine bu ayet-i kerime indi. Zeccac da der ki: “Gizlice fısıldaşmak” mastar isimdir. Yani, onlar aralarında fısıldaşmakta iken; yani, gizlice birbirlerine söz söylerken, anlamındadır… “Ve o zalimler” Ebu Cehil, Velid İbn Mugire ve benzerleri “siz ancak o büyülenmiş bir kimseye uyuyorsunuz.” Yani siz, ancak büyünün kafasını karıştırdığı ve ne söylediğini bilmez hale getirdiği, o bakımdan işinin içinden çıkamayan bir kimseye tabi oluyorsunuz. Onlar bu sözleri başkaları ondan uzaklaşıp kaçsın diye söylüyorlardı.) Bitti.
Ayet-i kerimenin mantuku, Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in büyülenmiş olduğunu söyleyenlere yönelik bir cevap olup ayetin mefhumu ise Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e büyü yapılmadığı ve büyülenmiş olmadığıdır.
Aynı şekilde Furkan suresinde Allahu Teala’nın şu kavli geçmektedir: وَقَالُوا مَالِ هَذَا الرَّسُولِ يَأْكُلُ الطَّعَامَ وَيَمْشِي فِي الْأَسْوَاقِ لَوْلَا أُنْزِلَ إِلَيْهِ مَلَكٌ فَيَكُونَ مَعَهُ نَذِيراً * أَوْ يُلْقَى إِلَيْهِ كَنْزٌ أَوْ تَكُونُ لَهُ جَنَّةٌ يَأْكُلُ مِنْهَا وَقَالَ الظَّالِمُونَ إِنْ تَتَّبِعُونَ إِلَّا رَجُلاً مَسْحُوراً * انْظُرْ كَيْفَ ضَرَبُوا لَكَ الْأَمْثَالَ فَضَلُّوا فَلَا يَسْتَطِيعُونَ سَبِيلاً “Onlar (bir de) şöyle dediler: Bu ne biçim peygamber; (bizler gibi) yemek yiyor, çarşılarda dolaşıyor! Ona bir melek indirilmeli, kendisiyle birlikte o da uyarıcı olmalıydı!Yahut kendisine bir hazine verilmeli veya içinden yiyip (meşakkatsizce geçimini sağlayacağı) bir bahçesi olmalıydı. (Ayrıca) o zalimler (müminlere): Siz, ancak büyülenmiş bir adama uymaktasınız! dediler. (Rasulüm!) Senin hakkında bak ne biçim örnekler getirdiler! Artık onlar sapmışlardır ve (hidayete) hiçbir yol da bulamazlar.” [Furkan 7-9] Aynı şekilde ayet-i kerimenin mantuku, Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in büyülenmiş olduğunu söyleyenlere yönelik bir cevap olup ayetin mefhumu ise Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e büyü yapılmadığı ve büyülenmiş olmadığıdır.
3- İslam’da büyü yapanın cezası ölümdür ve bunun birçok ve meşhur delilleri vardır:
- Hâkim Müstedrek Ale's-Sahihayn’de tahric etmiş ve bu hadisin isnadının sahih olduğunu söylemiştir: Cündeb el-Hayr’dan şöyle dediği rivayet edilmiştir: Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: حَدُّ السَّاحِرِ ضَرْبَةٌ بِالسَّيْفِ “Sihirbazın cezası kılıçla öldürülmektir.”
- Şafii’nin Müsned’inde şöyle geçmektedir: Süfyan bize, Amr İbn Dinar’ın Becâle’nin şöyle dediğini işittiğini rivayet etti: Ömer Radıyallahu Anh şöyle bir mektup yazdı: “Bütün erkek ve kadın sihirbazları öldürün! Biz de üç sihirbazı öldürdük.” Dedi ki: Bize, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in eşi Hafsa’nın, kendisine sihir yapan bir cariyesinin öldürülmesini emrettiği rivayet edildi.
Hakeza bilinen anlamıyla sihir yapan sihirbazın cezası vardır ve bu ceza ise ölümdür.
Üçüncüsü: Şimdi Lebid İbn Asam’ın Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e sihir yaptığını söylenen hadis hakkındaki sorunuza cevap verelim ki hadis şudur:
Müslim, Aişe’den şöyle dediğini rivayet etmiştir: Zureyk oğullarından Lebid İbn Asam adında bir adam Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e sihir yaptı. Öyle ki, Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e yapmamış olduğu bir şeyi yaptığı hayal olarak görünüyordu. Nihayet bir gün -yahut bir gece- o benim yanımda iken Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem uzun uzun dua etti, ettikçe etti. Sonra şöyle dedi: يَا عَائِشَةُ أَشَعَرْتِ أَنَّ اللهَ أَفْتَانِي فِيمَا اسْتَفْتَيْتُهُ فِيهِ؟ جَاءَنِي رَجُلَانِ فَقَعَدَ أَحَدُهُمَا عِنْدَ رَأْسِي وَالْآخَرُ عِنْدَ رِجْلَيَّ، فَقَالَ الَّذِي عِنْدَ رَأْسِي لِلَّذِي عِنْدَ رِجْلَيَّ، أَوِ الَّذِي عِنْدَ رِجْلَيَّ لِلَّذِي عِنْدَ رَأْسِي: مَا وَجَعُ الرَّجُلِ؟ قَالَ: مَطْبُوبٌ، قَالَ: مَنْ طَبَّهُ؟ قَالَ: لَبِيدُ بْنُ الْأَعْصَمِ، قَالَ: فِي أَيِّ شَيْءٍ؟ قَالَ: فِي مُشْطٍ وَمُشَاطَةٍ، قَالَ: وَجُفِّ طَلْعَةِ ذَكَرٍ، قَالَ: فَأَيْنَ هُوَ؟ قَالَ: فِي بِئْرِ ذِي أَرْوَانَ “Ey Aişe, farkında mısın Allah bana kendisi hakkında fetva istediğim bir hususta fetva verdi. İki adam yanıma geldi. Onlardan birisi başımın yanında, diğeri ayaklarımın yanında oturdu. Onlardan birisi arkadaşına: Bu adamın hastalığı nedir, diye sordu. Öbürü: O sihirlenmiştir, diye cevap verdi. Diğeri: Ona kim sihir yaptı? diye sordu. Öbürü: Lebid İbn Asam diye cevap verdi. Hangi şeyde (sihir yaptı)? diye sordu. O: Bir tarakta ve taranırken düşen saçlar ile erkek bir hurma ağacının kurumuş çiçek kapçığı ile dedi. Öbürü: Peki o (sihir yapılan bu şeyler) nerededir? diye sordu. O da: Zervan kuyusunda, diye cevap verdi.” (Aişe) dedi ki: Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem, ashabından birkaç kişi ile birlikte o kuyuya gitti ve oradan dönüp gelince dedi ki: يَا عَائِشَةُ وَاللهِ لَكَأَنَّ مَاءَهَا نُقَاعَةُ الْحِنَّاءِ، وَلَكَأَنَّ نَخْلَهَا رُءُوسُ الشَّيَاطِين “Ey Aişe, o kuyunun suyu sanki ıslatılmış kına suyunu andırıyordu. Onun yanındaki hurma ağaçlarının başları da şeytanların başları gibiydi.” Ben: Ey Allah’ın Rasulü, sen onu oradan çıkarmadın mı, diye sordum. O de şöyle dedi: لَا أَمَّا أَنَا فَقَدْ عَافَانِي اللهُ، وَكَرِهْتُ أَنْ أُثِيرَ عَلَى النَّاسِ شَرّاً، فَأَمَرْتُ بِهَا فَدُفِنَتْ“Allah bana afiyet verdi. Bu hususta ben insanların aleyhine bir şerri körüklemek istemedim, dedi ve verdiği emir üzerine o kuyu kapatıldı.”
Bu hadise bakıldığında aşağıdaki hususlara aykırı olduğu görülmektedir:
1- Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in masumiyetine aykırıdır; zira bu hadis, Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e büyü yapıldığını ortaya koymaktadır. Şöyle ki, Sallallahu Aleyhi ve Sellem yapmamış olduğu bir şeyi yapmış gibi hayal ediyor veya örneğin öğlen namazını kılması gibi muayyen bir fiili yapıyor ve öğlen namazını kılmamış gibi hayal ediyor veya benzerleri gibi; doğal olarak bu, Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in vahiy olmayan muayyen fiilleri yaptığını ortaya koymaktadır ki tüm bunlar, Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in söz ve amellerinde vahiyle masum olduğuna aykırıdır…
2- Bunun yanı sıra Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem, büyü yapan Lebib İbn Asam’ı öldürmedi; zira o, Buhari’de geçtiği üzere münafıktı, yani onun üzerine İslam’ın hükümleri uygulandı. Nitekim fakihler, her ne kadar zimmi olan bir büyücünün öldürülmesi noktasında ihtilaf etmiş olsalar da ancak Müslüman olan bir büyücünün şartlarına göre öldürülmesi noktasında bir ihtilaf yoktur; Lebid ise zahiri olarak Müslüman olmuştu ve onun üzerine İslam’ın hükümleri uygulandı. Bununla birlikte bu hususta geçen rivayetlere göre öldürülmemiştir.
3- Ayet-i kerimenin mefhumuna aykırıdır:
Allahu Teala, İsra suresinde şöyle buyurmuştur: نَحْنُ أَعْلَمُ بِمَا يَسْتَمِعُونَ بِهِ إِذْ يَسْتَمِعُونَ إِلَيْكَ وَإِذْ هُمْ نَجْوَى إِذْ يَقُولُ الظَّالِمُونَ إِنْ تَتَّبِعُونَ إِلَّا رَجُلاً مَسْحُوراً “Biz, onların seni dinlerken ne maksatla dinlediklerini, kendi aralarında fısıldaşırlarken de o zalimlerin: "Siz, büyülenmiş bir adamdan başkasına uymuyorsunuz!" dediklerini çok iyi biliriz.” [İsra 47] Ve Allahu Teala Furkan suresinde şöyle buyurmuştur: وَقَالُوا مَالِ هَذَا الرَّسُولِ يَأْكُلُ الطَّعَامَ وَيَمْشِي فِي الْأَسْوَاقِ لَوْلَا أُنْزِلَ إِلَيْهِ مَلَكٌ فَيَكُونَ مَعَهُ نَذِيراً * أَوْ يُلْقَى إِلَيْهِ كَنْزٌ أَوْ تَكُونُ لَهُ جَنَّةٌ يَأْكُلُ مِنْهَا وَقَالَ الظَّالِمُونَ إِنْ تَتَّبِعُونَ إِلَّا رَجُلاً مَسْحُوراً * انْظُرْ كَيْفَ ضَرَبُوا لَكَ الْأَمْثَالَ فَضَلُّوا فَلَا يَسْتَطِيعُونَ سَبِيلاً “Onlar (bir de) şöyle dediler: Bu ne biçim peygamber; (bizler gibi) yemek yiyor, çarşılarda dolaşıyor! Ona bir melek indirilmeli, kendisiyle birlikte o da uyarıcı olmalıydı!Yahut kendisine bir hazine verilmeli veya içinden yiyip (meşakkatsizce geçimini sağlayacağı) bir bahçesi olmalıydı. (Ayrıca) o zalimler (müminlere): Siz, ancak büyülenmiş bir adama uymaktasınız! dediler. (Rasulüm!) Senin hakkında bak ne biçim örnekler getirdiler! Artık onlar sapmışlardır ve (hidayete) hiçbir yol da bulamazlar.” [Furkan 7-9] Yukarıda “2. maddede” açıkladığımız gibidir.”
Buna göre gerek bu hadis gerekse Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e sihir yapıldığı söyleyen tüm hadisler, dirayeten reddedilir; yani Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e sihir yapılmamıştır… Çünkü hadisin senedi sahih olsa bile bununla ilgili kati olan ayet-i kerimeye aykırıdır; bu yüzden dirayeten reddedilir.
Umarım bu kadarı yeterli olmuştur. Bilen ve hüküm verenlerin en hayırlısı Allah’tır.
Kardeşiniz Ata İbn Halil Ebu Raşta |
H. 16 Zilkade 1443 M. 15/06/2022 |
Cevaba, Emir’in (Allah onu korusun) web sitesinden bağlanabilirsiniz:
https://archive.domainnomeaning.com/arabic/index.php/HTAmeer/QAsingle/4256/