Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

El-Raye Gazetesi

Kuzey Suriye’deki Ayaklanma, Türkiye Rejiminin Tiran Esad Rejimiyle Uzlaşma Ve Normalleşme Yolundaki Hesaplarını Karıştırdı

Üstad Ahmed el-Sûranî’nin Kaleminden

Türkiye rejiminin tiran Esad rejimiyle normalleşmeye yönelik açıklamalarının Kayseri’deki olaylara paralel olarak hız kazanmasıyla birlikte içinde bulunduğumuz Temmuz ayının ilk günü, Halep’in kuzey kırsalındaki devrimci sokak bir kaynama durumuna sahne oldu; zira bu güçlü protestolar, Cerablus şehirlerinden el-Bab’a geçip Afrin’e kadar kuzeydeki tüm bölgelerde patlak verdi; hatta Afrin’deki göstericilerin Türk valisinin bulunduğu Saray binasına yönelmesiyle birlikte Türk ordusu mensuplarının göstericilere ateş açması sonucu çok sayıda kişi öldü ve çok sayıda yaralanma meydana geldi.

Bu halkçı protestoların alevi Halep’in batı kırsalı bölgelerine ve İdlib’e kadar ulaşmış olup bu da devrimin tüm evlatlarının nefislerinde kök saldığını göstermektedir.

Hareketlenmenin genişlemesiyle birlikte Türkiye rejimi, bir gecede alevlenen bir arenaya ve kapsamlı bir ayaklanmaya benzeyen bir çatışmaya dönüşen durumu sakinleştirmek için Suriye’nin kurtarılmış kuzey bölgesinin tamamının internet bağlantısını aniden kesti.

Bu olay, Türkiye’nin Kayseri ilinde yerinden edilmiş Suriyelilerin yaşadığı korkunç gecenin ardından gerçekleşti; zira ırkçı grupların Suriyeli mültecilerin yaşadığı mahallelere saldırması, ev ve dükkanları ateşe vermesi ve bölge sakinlerine saldırması, Suriye’nin kuzeyindeki büyük öfke dalgasının daha da artmasına katkıda bulunmuştur; bu da özellikle Türkiye rejiminin, bağlantılı grup sisteminin liderleri de dahil olmak üzere kurtarılmış bölgelerdeki tabileri aracılığıyla, kurtarılmış bölgeler ile suçlu rejimin kontrolündeki bölgeler arasındaki Ebu el-Zindin geçişini açma girişiminin ve Türkiye rejiminin Rus subayları el-Bab şehrine sokma girişiminin ardından bu yeni devrimci ayaklanmaya yol açmıştır.

Her ne kadar Kayseri olayı bu geniş halkçı hareket için ek bir kıvılcım olsa da ancak bu, daha önce birbirini takip eden olaylardan ve devrimcilerin, devrimi bitirmek ve halkının fedakarlıklarını yok etmek amacıyla kurtarılmış bölgeleri Şam kasabına teslim etmek için açık bir hazırlık ​​olarak gördüğü bir adımda Esad rejimiyle normalleşme yönünde baskı yapan ve Suriye’deki devrimci halka uzlaşmayı empoze eden Türkiye yetkililerinin açıklamalarından dolayı birikmiş bir olaydır.

Nitekim tüm bu adımlar halk tarafından reddedildi ve askeri polisin ve Türk istihbaratına bağlı grup liderlerinin Türk öğretmenin talep ettiği şeyi dayatma konusundaki ısrarlarına rağmen insanlar, gerek Rusların girmesini gerekse Ebu el-Zindin geçişinin açılamasını engellemek için harekete geçti.

Türkiye rejiminin, özellikle de rejimin başı Erdoğan’ın açıklamalarına gelince; neredeyse günlük olarak kimi zaman Rusya'da, kimi zaman Irak’ta Esad ile görüşmek isteyen, kimi zaman Esad’ın Şam ziyaretini kabul ettiğini ve onu Ankara’da karşılamaya hazır olduğunu açıklayan Erdoğan’ın histerik hali, Suriye dosyasında ve onun zehirli siyasi çözümünde her türlü ilerlemeye yatırım yapacak efendisi Amerika’ya hizmet etmek için kayda değer bir ilerleme sağlama konusundaki kafa karışıklığının ve aceleciliğinin boyutunu gösteriyor.

Esad rejiminin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrılarına iki hafta boyunca sessiz kalmasının ve bu açıklamaları reddeden yaygın halkçı hareketlenmenin ardından Esad rejiminin yeni ve eski açıklamaları, Şam’ın iki cumhurbaşkanının görüşmesini kabul etmesi için Ankara’nın tüm güçlerini Suriye’nin kuzeyindeki topraklardan çekmesini şart koştuğunu vurgular şekilde gelmiştir; nitekim bu açıklamalar, Türkiye rejimi için bir kurtarıcı olarak geldi, görüşmenin ve onun ardından normalleşmenin bir sonraki duyuruya kadar ertelenmesiyle birlikte Türkiye rejimi, bu “belirleyici” anın yakın olduğunu vurguladı.

Şüphesiz insanların hareketlenmesi, ayaklanmaları, Türk vesayetini reddetmeye ve Türk hükümetine bağlı liderlerin devrilmesine yönelik açık sloganlar atmaları, Türkiye rejimiyle normalleşme ve uzlaşma açıklamalarıyla uyum içinde olan Şam’daki ajan rejimi rahatsız etti; bilakis bunun da ötesinde bu mübarek hareketlenme, Türkiye rejimine güçlü bir tokat olarak gelmiş ve Suriye halkının çaresiz ve teslimiyetçi olduğunu, köleliğin boyunduruğuna ve suçlu rejiminin havzasına geri dönmeye hazır olduğunu düşünmesinin ardından Türkiye rejiminin tüm hesaplarını yeniden gözden geçirmesini sağlamıştır. Böylece bu mübarek ayaklanma, gururlu bir halk olduklarını, devrimci ruhlarının hâlâ devam ettiğini, devrimi bitirmeye çalışan ülkelerin tuzak ve komplolarına karşı yüksek bir bilince sahip olduklarını ve bu komplocuların başında Türkiye rejiminin olduğunu açığa çıkarmıştır.

Türkiye rejimi tarafından motive edilen bazı kişiler, dalgaya binmeye ve hareketlenmeyi kontrol etmek ve onu söndürmek amacıyla hareketin liderliğini ele geçirmeye çalıştılar ancak amaçlarına ulaşamadılar; zira muhlis ve sadık insanların, Türkiye’nin devrim üzerindeki vesayetini kaldırma, bağlantılı liderleri devirme ve devrimi güvenli bir yere götürecek dürüst bir siyasi ve askeri liderlik bulma hedefine ulaşana kadar hareketlenmenin devam etmesine ve kararlı kalmasına rehberlik etmede rol oynamaları için alan hâlâ açıktır.

Ayrıca kuzeydeki mübarek hareketlenmenin, Türkiye rejiminin araçlarından biri olan Colani’ye karşı İdlib hareketlenmesine ek bir ivme kazandırmada da bir rolü olmuştur; zira halkçı hareketler ve günlük gösteriler, hareketin gücünü, bilincini ve taleplerinin tavanının yüksek olduğunu gösterecek şekilde darbelerini aynı anda hem araca hem de öğretmene yöneltmeye başlamıştır.

Özellikle artık tüm kurtarılmış bölgeleri kapsayan hareketlenmeyi yönlendirmek için çalışan ideolojik bir siyasi partinin varlığıyla birlikte önümüzdeki günler bir hayrı müjdeliyor; zira Hizb-ut Tahrir gençleri tüm faaliyetlere katılıyor, devrim halkının arasından hayır gördükleri herkese nasihat ve yönlendirme yapıyorlar, hareket için açık sabitelerin benimsenmesinin ve onun çarpıtılmasının ve zayıflamasının önlenmesinin gerekliliğini vurguluyorlar ve rejimi devirmek, İslami yönetimi kurmak, açı gerçekliğe ve Amerika’ya, şer güçlerine ve küresel tuzağa hizmet etmek amacıyla devrime düşük yaptırmak ve onu ortadan kaldırmak için çalışan ülkelerin tuzaklarına teslim olmamak için devrimcilerin çabalarını, devrime devam etme yönünde seferber ediyorlar.

Kaynak: El-Raye Gazetesi - 505. Sayı - 24/07/2024

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER