Çarşamba, 25 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/27
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Kitabı Okudukları Halde, Allah’ın Dini Uğrunda Her Şeyi Feda Etmeye Hazır Olmayan Âlimler, Âlim Değillerdir

Allahu Teala Ahzab suresinde şöyle buyurmuştur: الَّذِينَ يُبَلِّغُونَ رِسَالَاتِ اللَّهِ وَيَخْشَوْنَهُ وَلَا يَخْشَوْنَ أَحَداً إِلَّا اللَّهَ وَكَفَى بِاللَّهِ حَسِيباًOnlar ki Allah’ın (gönderdiği) vahiyleri tebliğ ederler, yalnızca Allah’tan korkarlar ve O’ndan başka kimseden korkmazlar. Hesap görücü olarak Allah (herkese) yeter.” [Ahzab 39]

Tantâvi’nin tefsirinde, ayetin tefsiri hakkında şöyle geçmektedir:

“Sonra Subhanehu, Allah’tan başka hiç kimseden korkmadan O’nun davetini tebliğ eden sadık müminleri övmüş ve şöyle buyurmuştur: الَّذِينَ يُبَلِّغُونَ رِسَالَاتِ اللهِOnlar ki Allah’ın (gönderdiği) vahiyleri tebliğ ederler.” Yani onlar, Subhanehu’nun kendilerini (emirlerini) tebliğ etmekle mükellef kıldığı kimselerdir demektir. Mevsul, önceden geçenler için bir sıfat olarak cer veya medh-övgü için mansub mahallindedir.

(وَيَخْشَوْنَهُ) Yani: Sadece Allah’tan korkarlar demektir. (وَلَا يَخْشَوْنَ أَحَداً إِلَّا اللهَ) “Allah’tan başka kimseden korkmazlar.” Yani onların yaptıkları ve bıraktıkları, söyledikleri ve yaptıkları her şey Azze ve Celle için demektir.

(وَكَفَى بِاللهِ حَسِيباً) “Hesap görücü olarak Allah (herkese) yeter.” Yani: Kullarının kalplerinden geçenler, uzuvlarının eylemleri ve dillerinin söyledikleri için hesap görücü olarak Allah yeter demektir.”

Şimdi bizim gerçekliğimize dikkat çekelim:

1- Mısır Devlet Başkanı es-Sisi, 2020 yılında onlarca âlimi bir araya toplayarak onlara “dini söylem değiştirilmelidir” şeklinde hitap etti, katılan âlimler sustu ve onlardan hiçbiri tek kelime dahi etmedi! Yine es-Sisi, Müslüman Kardeşler ve muhaliflerden birçok kişiyi idam etti ve bir âlim bile tek kelime etmedi! Ayrıca es-Sisi otoriteye gasp etti ve Allah’ın merhamet ettiği kimseler dışında bir âlim bile tek kelime etmedi!

2- Müslümanların başındaki yöneticiler istisnasız küfür ile yönetiyorlar ve âlimler tek bir kelime dahi etmiyorlar, aksine onlardan birçoğu, insanların yöneticiye boyun eğmelerini ve ona karşı çıkmamalarını talep ediyorlar!

3- Birçok Müslüman ülke işgal edilmiş ve âlimler ve vaizler, kusurlarından dolayı yöneticiler aleyhine dua etmek ve iyiliği emredip kötülükten sakındırmak yerine her Cuma minberlerinden yöneticiler için dua ediyorlar!

4- Hilafet 1924 yılında yıkıldı ve Hizb-ut Tahrir’in gençleri dışında Hilafetin yeniden kurulmasının farziyeti hakkında konuşan neredeyse bir tek âlim dahi işitmediğiniz gibi Müslüman ülkelerdeki siyasi liderlerin çokluğunu eleştiren neredeyse bir tek âlim dahi işitmezsiniz!

Bugün Müslüman âlimlerin büyük çoğunluğunun yeryüzünde fesat ve bozgunculuk çıkaran yöneticilere boyun eğdiklerine dair haddinden fazla örnek var ama bunların hepsini zikretmek mümkün değildir. Oysa ayet şöyle buyuruyor: الَّذِينَ يُبَلِّغُونَ رِسَالَاتِ اللَّهِ وَيَخْشَوْنَهُ وَلَا يَخْشَوْنَ أَحَداً إِلَّا اللَّهَ وَكَفَى بِاللَّهِ حَسِيباًOnlar ki Allah’ın (gönderdiği) vahiyleri tebliğ ederler, yalnızca Allah’tan korkarlar ve O’ndan başka kimseden korkmazlar. Hesap görücü olarak Allah (herkese) yeter.” [Ahzab 39]

Şimdi sorulması gereken soru şudur: Müslüman âlimler, Allah’ın dini uğrunda canlarını feda etmeye hazır halde değiller midir? Rablerinden çok yöneticilerden mi korkar hale geldiler? Yoksa din tüccarı mı oldular? Allah’ın dinine yardım etmek yerine güvenliği mi tercih eder hale geldiler?!

Şüphesiz Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in ümmetinde ve onun âlimleri arasında hayır vardır; tıpkı Hizb-ut Tahrir gençleri, Suud yöneticilerinin hapishanelerinde yatan Hicaz âlimleri, Ali Belhac gibi Cezayir âlimleri ve Seyyid Kutub Rahimehullah gibi Mısır âlimleri ve benzerleri gibi; işte onlar, hak bir tutum sergilediler ve sergiliyorlar ve bu din uğrunda ölüme hazırdırlar; bu nedenle ülkemizdeki hapishanelerin hayırlı âlimlerle dolu olduğunu görürsünüz ancak bu âlimlerin oranı, Allah korusun yöneticilerle birlikte hareket eden ve onların batıllarını süslü gösteren diğer âlimlere kıyasla çok daha azdır.

Bundan dolayı gerçek Müslüman âlimler ayette şu şekilde nitelendirilmektedirler; onlar ki Allah’ın gönderdiği vahiyleri tebliğ ederler, yalnızca Allah'tan korkarlar ve O’ndan başka kimseden korkmazlar. Dolayısıyla gerçek âlimler, hak üzere sebat ederler ve insanlardan, rejimlerden ve yöneticilerden korkmadan iyiliği emredip kötülükten sakındırırlar. Zira ayet, âlimin sadece çok ilim sahibi olmadığını, aksine bundan daha önemlisi, onurlu, gerçek ve kahramanca tutum sergileyen bir âlim olması gerektiğini açıklamaktadır; dolayısıyla bunlar, hayız ve nifas âlimleri veya önemsiz ve küçük şeylerle meşgul olan ama büyük ve azim olan şeyleri terk eden âlimler değildir; zira bu alimler, Allah’ın dini uğrunda canlarını feda etmeye hazır olmayan âlimler olup aynı zamanda din tüccarlarıdırlar; ayrıca onlar, Allah’tan başkasından korkarlar ve çıkarlarının, menfaatlerinin ve kazançlarının peşinden giderler. Allah korusun ya da Rablerinin emirlerini tebliğ ettikleri sırada karşılaştıkları tehditlere ve meydan okumalara boyun eğerler.

Allah’ım, âlimlerimize doğru yolu göster, onların ayaklarını hak üzere sabit kıl ve onları, zalim yöneticilere meydan okumaya, Senin dinine yardım etmeye ve Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafet yoluna yönlendir.

Allah’ım, Efendimiz Muhammed’e, Âline ve Ashabına salât ve selam et ve bereket ihsan eyle ve onlara çokça selam olsun.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Dr. Memduh Ferec

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER