Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Kapitalizmin Gölgesinde Kadın: Özgürlük ve Güçlenme mi Yoksa İğrenç ve Aşağılık Bir Sömürü mü?

بسم الله الرحمن الرحيم

Kapitalizmin Gölgesinde Kadın: Özgürlük ve Güçlenme mi Yoksa İğrenç ve Aşağılık Bir Sömürü mü?

Azze ve Celle şöyle buyurmuştur: وَمَنْ أَعْرَضَ عَن ذِكْرِي فَإِنَّ لَهُ مَعِيشَةً ضَنكاً وَنَحْشُرُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَعْمَىVe kim Benim zikrimden yüz çevirirse, o taktirde mutlaka onun için sıkıntılı bir geçim dar bir hayat vardır ve onu kıyamet günü kör olarak haşrederiz.” [Taha-124] İbn Kesir âyetin tefsiri hakkında şöyle demiştir: “Ve kim Benim zikrimden yüz çevirirse.” Yani: Benim emrime, Rasulü’me indirdiğime muhalefet etti, ondan yüz çevirdi, onları unuttu ve O’nun hidayetinden başkasını aldı demektir. “Onun için sıkıntılı bir geçim dar bir hayat vardır.” Yani: Dünyada, onun için bir mutmainlik yoktur ve göğsü için de bir rahatlama yoktur, bilakis dış görünümü mutlu olsa da, istediğini giyse de, istediğini yese de ve istediği yerde otursa da sapıklığından dolayı göğsü iyice daralmaktadır demektir. Kalbi yakin ve hidayet konusunda samimi olmadıkça, endişe, kafa karışıklığı ve şüphe içerisinde olacağı gibi şüphe içerisinde tereddüt etmeye devam edecektir. İşte bu, sıkıntılı bir hayat demektir.

İşte bugün insanlığın, selameti ve güvenliği yoktur. Bilakis herkes bir kafa karışıklığı içinde olduğu gibi gelişmiş veya gelişmemiş ülkelerde yaşayanların hepsi hayatlarından hoşnut değillerdir. Zira tüm dünya, Kapitalist sistemin şerlerinin ve yozlaşmışlığının altında boğulmaktadır. Dahası karanlığın ve karamsarlığın hâkim olması, savaşların ve salgın hastalıkların artması, yoksulluk ve işsizlik oranlarının yükselmesinden dolayı insanlar yoksulluk içinde yaşamaya ve hayatın zorluğundan şikayet etmeye başlamışlardır.

Bugün dünyaya liderlik eden bu sistem, özgürlükler sloganını yükseltmiş ve insanın ihtiyaç ve arzularını gerçekleştirmesi ve hayatın en büyük zevklerini (maddi değerler) elde etmesi için tüm kısıtlamalardan kurtulmasını sağlamıştır. Dolayısıyla kâr ve faydaya dayalı kavramlarına ve kültürüne odaklamak için hayattaki bu temel değer, (ruhi, insani ve ahlaki) diğer tüm değerleri ihmal etmiştir. Böylece insanlık, zulme, karanlıklara ve beşerî hükümlerin altında yaşamaya geri dönerek yaratıcısının hidayetinden uzaklaşmış ve kurtuluş yolundan sapmıştır.

Birkaç gün önce Fransa Cumhurbaşkanı şöyle bir tweet atmıştır: “Giderek daha fazla kadın saldırı korkusuyla toplu taşımaya binmeye cesaret edemiyor.” İşte “özgürlükler” ülkesinde kadınların durumu bu olduğu gibi dünyanın birçok ülkesindeki kadınların durumu da budur: Güven ve güvenlik olmadığı gibi tüm hayatı korku ve güvensizlik içindedir. Bu, kadının bu insan yapımı Kapitalist sistemin altında yaşadığı dehşeti ifşa eden bir durumdur. Böylece kadının hak ve özgürlükler kazanmadığını, bilakis onu hatalara ve kaymalara düşüren yozlaşmış kavramlarla sınırlandırdığını ve kadının hükümetler ve kuruluşlar tarafından yayılan yozlaşmış kavramlarla tuzağa düşen bir av haline geldiğini anlayabiliyoruz. Bu rejimin en önde gelen kurbanları arasında kadınlar vardır. Zira -kendi maddi kültürü bağlamında- kadın için kendi çıkarlarına hizmet edecek kalıplaşmış bir imaj çizmek ve onu örnek alınması gereken bir model yapmak için oklarını kazanç olarak kadına yöneltmiştir. Böylece kadını, pazarının ve ihtiyaçlarının belirlediği hususlara göre tüketilen ve kullanılan bir araç haline getirmiştir.

Bu husustaki ana aracı medyadır. Zira medya aracılığı ile söylemini ve kültürünü aktarmakta, onun sayesinde hayattaki temel rolünden emin olmak için toplum ve özellikle kadın için istediği resmi çizmektedir. Bu nedenle kadın için, Kapitalizmin standartlarına ve kavramlarına göre izleyeceği bir yol çizmiştir. Dahası kadına güçlü olduğunu gösteren bir resim çizmiş, erkeğe eşit olması için onu işe almış ve onu aldatmıştır. Bu şekilde kişiliğini kazandırıp varlığını empoze etse de hakikatte onun sayesinde daha fazla kâr elde edilmesini sağlayacak ucuz bir iş gücü olması için istismar edilmektedir: -Kadına hak ve özgürlüklerini verdiğini iddia ederek- onu aşağılayıcı bir şekilde kullandığı gibi güzelliğini ve vücudunu da kullanmaktadır. Böylece kadınla ürünlerini tanıtmakta ve herhangi bir ahlaki yasa tarafından düzenlenmeyen serbest piyasasını genişletmek için mal ve ticari ürünlerin reklamlarını yapmaktadır… Zira onun bu husustaki amacı, onun aracını haklı çıkarmaktadır.

Bu yozlaşmış faydacı rejim, kârını artırmaya katkıda bulunan hiçbir aracı istismar etmekten geri durmaz. Ayrıca maddi kazanç elde etmek için ilk ve tek düşünce olarak koyduğu şey kadar insani, sosyal ve kültürel ihtiyaçları dikkate almaz. Zira kadının sömürüldüğü, bu Kapitalist pazarlarda satılacak bir metaya dönüştürüldüğü ve Rabbinin hükümleriyle ondan kurtulmadan önce kadını yaşadığı kölelik halkasına geri döndürdükleri medyanın -her türünde- açıkça görülmektedir.

Birleşmiş Milletler raporuna göre, kadınlar her gün çalışma saatlerinin %66’sına katkıda sağmakta ancak dünya gelirinin yalnızca %10’unu kazanmakta ve dünya mülkiyetlerinin sadece %1’ine sahip olmaktadırlar. Dünya Bankası’na göre kadınlar, işgücü piyasasında büyük oranlara sahip olmalarına rağmen risk ve yoksulluk karşısında en savunmasız durumdadırlar. Nitekim kadınlar, tarımda dünya işgücünün yaklaşık %40’ını, sanayinin dörtte birini ve hizmetlerde ise üçte birini oluşturmaktadırlar. Zira gelişmekte olan ülkelerdeki kadın çiftçiler dünya gıdasının en az %50’sini ve bazı Afrika ülkelerinde ise %80 kadarını yetiştirirken yine de dünyadaki yoksulların yaklaşık %70’ini temsil etmektedirler! (Aydınlatma; Yedek Ordu: Kapitalizm kadınları ve onların hayallerini nasıl manipüle ediyor?)

Peki gerçekleştirdiklerini iddia ettikleri bu kazanımlar nelerdir? Kadını çalışmaya sürüklenmesinin ardında sadece tüm kadınları sömürmek, para kazanmak ve kâr elde etmek için bir model haline getirmek olan bu faydacı sistemde kadın hangi hakları elde etmiştir? Çalışan kadınlar için ne gibi yeterlilikler sağlanacak. Zira kadınların doğaları ve güçleri dikkate alınmaksızın çalışan makineler haline getirilmekte, evinin içinde ve dışında nefes almadan soluk soluğa kalmakta ve bu yüzden de birçoğu bunalımlara ve üzüntüye kapılmaktadırlar?! Bu nasıl bir güçlendirme, zira kadınlar bu faydacı sistemin belirlediği güzellik standartları haline getirilmekte ve bununla da kozmetik, giyim veya ayakkabı üretimi yapan şirketlere ya da diğer büyük şirketlere hizmet vermektedir?!

Dünya kadınlarının izinden gitmesi gereken örnek bir imajı oluşturmak için bu görüntüyü -kötü niyetli olarak- tekrar tekrar yayınladığı gibi “cinsel” güzelliğin anlamına işaret etmek için güzel bir kadının ideal klişesini zihinlere aşılamak amacıyla da onu tekrar tekrar yayınlamaktadır. Ki böylece kadınlar da onun gibi olmak ve hayranlık kazanmak için yarışsınlar.

Bir kadın için iş ve maddi kazanç elde etmek evinden ve çocuklarını yetiştirmekten daha iyi bir hale geldiği zaman; evinin dışındaki işi, evinin içindeki işinden daha önemli bir hale geldiği zaman; bu Kapitalist sistemin kendi kültürünün zehirlerini kadının zihnine yaymayı başardığını ve Allah’ın onu fıtrat üzere yaratmış olduğu kadınlığından soyutladığını tamamen idrak edebiliyoruz. Sözlerimız kadının çalışmasına karşı olduğumuz anlamında değildir. Ancak kadının aynı zamanda evinin ve çocuklarının en zor ve en asil işlerden olduğunun farkında olması gerekmektedir.

Kapitalizm kadını, bir kadın olarak doğası ile bu yozlaşmış medeniyetin kadının statüsünü yükselten yanlış kavramlar noktasında yaydığı şeyler arasındaki bir çatışma içinde yaşatmaktadır. Dolayısıyla ya ekonomik kazanımlara katkıda bulundurarak onu küçük düşürmeyi başaracak, değilse eğer fıtratına sarılıp üreme ve yetiştirme rolünü oynarsa toplumda bir yük olacaktır. “Kadının evinin içindeki işi, değersiz bir iştir. Çünkü üretimin olmadığı bir iştir.” (Silvia Federici: İtalyan yazar ve üniversite profesörü.)

Kapitalizmin dünyayı yönetmede başarısız olduğu ve onu sadece yeni bir dünya düzeniyle içinden çıkabileceği bir girdaba sürüklediği konusunda ihtilaf yoktur.

İslam onunla tam bir zıtlık içindedir. Zira İslam, Alim ve Habir olan Allah’ın dini olup insanların tüm sorunlarına çözümler sunmaktadır. Ayrıca insanların sorunlarına ve meselelerine, tüm değerlerin gerçekleşmesini garanti eden ve diğeri olmaksızın bir değerle sınırlı kalmayan köklü çözümler sunmaktadır. Böylece hayat mutlu ve güven verici olacak, kadın ve erkek aynı düzeyde mutlu olacak ve kadın ve erkeğin ilişkisi, çatışmacı ve kırılgan bir ilişki değil sevgi ve merhamet dolu bir ilişki haline gelecektir. Nitekim bu, İslam’ın her iki tarafın bir diğeri olmadan yapamayacağı tamamlayıcı bir ilişki kurmaya çalıştığı bir ilişkidir. Böylece çocuklarını sağlıklı ve sıhhatli bir şekilde büyütecek ve onları, Allah’ın yarattıklarının mutlu olması için koyduğu hükümleriyle terbiye edecektir. Eğer ona sımsıkı sarılırlarsa, onun gölgesinde huzurlu bir hayat yaşayacaklar ve Allah’ın izniyle O’nun rızasına nail olacaklardır. وَلَا يَظْلِمُ رَبُّكَ أَحَداًSenin Rabbin hiç kimseye zulmetmez.” [Kehf-49]

İslam kadını kurtarmış, onu onurlandırmış ve evin dışında çalışsa da çalışmasa da onun konumunu ve statüsünü yükseltmiştir. Kadına (anne, kız kardeş, kız veya zevce olarak) verilen büyük statü ona, nesiller terbiye eden ve kahramanlar yetiştiren yüksek bir statü kazandırmıştır.

Cahiliye döneminde kadın bir meta idi, İslam geldi ve ona hayatta gasp edilen hakkını geri verdi, onurlu ve izzetli bir hayat yaşaması için onun üzerindeki zulmü ve baskıyı kaldırdı, ona büyük bir özen gösterdi, onu korudu ve onun özel ve kamusal alandaki hayatını düzenledi. Böylece kadını korudu, ona iffet ve arılık tacını taktı ve her nerede olursa olsun onu bir kraliçe yaptı. Sonra İslam’ın hayattan kaybolmasıyla kadın, cahiliye döneminde yaşadığı aşağılık konumuna geri dönmüş ve sadece kâr ve devasa paraların elde edilmesiyle ilgilenen bu Kapitalist sistemin altında kendisiyle ticaretin yapıldığı ve vücudunun propaganda amaçlı kullanıldığı bir meta haline gelmiştir. Böylece yoksulluk yayılmış, savaşlar çoğalmış ve acıların, baskının ve sömürünün en büyük payını kadınlar ödemiştir. Dolayısıyla bir kadın, Rabbinin hükümleri altında olmadıkça gasp edilmiş konumunu geri kazanamayacağı gibi onun gölgesinde yaşamadıkça da hem kadın hem de tüm insanlık mutlu olamayacaktır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Zinet es-Sâmit

#YenidenHilafet
#ReturnTheKhilafah
#
أقيموا_الخلافة
#
الخلافة_101

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER