Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Hizb-ut Tahrir Emiri’nin Kostantiniye’nin Fethi Hakkında Yaptığı Konuşmasından Aydınlatıcı Notlar

بسم الله الرحمن الرحيم

El-Raye Gazetesi

Hizb-ut Tahrir Emiri’nin Kostantiniye’nin Fethi Hakkında Yaptığı Konuşmasından Aydınlatıcı Notlar

- Ürdün - Üstad Muhammed Halife’nin Kaleminden -

Hizb-ut Tahrir Emiri Değerli Âlim Ata İbn Halil Ebu Raşta’nın (Allah onu korusun ve sesini duyursun) konuşmasını okumaktan, onun kalbindeki; davet ve ehline, İslam ümmetine ve evlatlarına, daveti ve ümmeti arzu edilen Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafetin kurulması olan gayesine ulaştırmak için yorulmak bilmeyen çalışmasına karşı olan aşırı hırsını öğrenmekten dolayı çok mutlu olduk. Allah’ın izniyle bu, çok yakında olacaktır.   

Celil âlim bu azim vesileyle; ümmete azim onurunu hatırlatma, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmete ümmet olma ve onun İslam risaletini taşıması, onu İslam Devleti’nde uygulaması ve davet ve cihat yoluyla insanlara taşımasından dolayı tüm insanlığa şahit olma duygusunu yeniden kazandırma fırsatı yakaladı. O parlak, dahası parıldayan günde o zamanki küfrün başkenti Kostantiniye’nin fethinin yıldönümü, emirimizin ümmete zafer arzusunu ve İslam’ın hâkimiyetinin ve İslam Devleti’nin yokluğundaki bu fasit vakıadan kurtulma ümidini kazandırması için güzel bir fırsat oldu.    

Hizb-ut Tahrir emiri celil âlim, kuşatılmasından başlayıp Muhammed Fatih’in Ayasofya Kilisesine ayak basmasına, burasını camiye dönüştürmesine, Kostantiniye’yi İslam Devleti’nin başkenti olarak ilan etmesine, onun ismini İslambol olarak değiştirmesine ve mücrim Mustafa Kemal’in gelip Osmanlı Hilafetini yıkıncaya ve camiyi müzeye dönüştürünceye dek bu şekilde devam etmesine kadar Kostantiniye’nin fethi hakkında kısa bir tarihi açıklama sundu!! 

Belki de Hizb-ut Tahrir emirinin konuşmasındaki en bariz noktalardan biri, Kerim Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in Kostantiniye’nin fethi müjdesinin gerçekleşmesine dikkat çekmesi, bu müjdeye odaklanması, bunu daha henüz gerçekleşmemiş diğer müjdelerle ilişkilendirmesi, bu müjdede bu müjdeyi elleriyle gerçekleştiren bu orduya ve bu emire, Kerim Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in bu ordu ve bu emiri övmesine ve bunun şerefin ötesinde bir şeref olmasına dikkat çekmesidir! 

Bu şeref sahibine ve bu başarılı komutana gelince; nitekim Hizb-ut Tahrir’in emiri, konuşmasında onun hakkında bazı detaylar verdi. Zira Onun büyümesinden, okuduğu ilimlerden, asker olarak yetişmesinden, küçük yaşlarından beri binicilik ve savaş sanatları eğitimi almasından ve bu azim müjdenin sahibi olması için Allah Subhanehu ve Teala’nın onu lütfuyla onurlandırmasından bahsetmiştir.  Belki de Hizb-ut Tahrir’in emiri celil âlim bu tahsis ile, İslam ümmetinin evlatlarının asıllarına dönerek doğru bir şekilde yetiştirilmesi ve diğer müjdelerin elleriyle gerçekleşmesi hususunda onları uyarmak istemiş ve Hizb-ut Tahrir’in, kalpleri ve nefisleri Allah’a karşı samimi olan şahsiyetli gençler yetiştirdiğine dikkat çekmiştir… Bu ise konuşmasının sonunda dikkat çektiği gibi zaferin ve Rasulümüz Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in müjdelerinin ümmetin elleriyle gerçekleşmesi içindir.   

Celil âlim konuşmasında ordu komutanı Fatih’in askerlerini iyi bir şekilde gözettiğinden ve güzel askeri planlarından bahsetmiştir. Zira buna ilişkin üç örnek vermiştir. Bunlardan ilki kendisine askerler şikâyette bulunduklarında gerektiğinde soğuk havada sığınmaları için askerleri soğuktan koruyacak bir kale inşa etmesi. İkincisi, Kostantiniye şehrinin surları ve sahip olduğu askeri teçhizatların surları parçalama imkânı olmamasıyla ilgili büyük bir engele güzel bir çözüm bulmasıdır. Zira Macar asıllı Mühendis (Urban’ı) getirmiş ve ona müstahkem şehir surlarını parçalayacak dev toplar yapması için gerekli tüm imkanları sunmuştur. Üçüncüsüne gelince; Müslümanların gemilerinin surlardaki zayıf bölgeye ulaşmasını engelleyen Körfez’deki metal zinciri aşmanın bir yöntemini icat etmiştir. Böylece ordusuyla birlikte güçlü bir şekilde çalışarak gemileri karadan Körfez’in bu bölgesine taşımışlardı. Dolayısıyla Müslümanların gemilerini sabah vakti bu boşlukta gördüklerinde Romalıların kalbi korkuyla dolmuştu. Böylece açık zafer gerçekleşmiş oldu.    

Celil âlimin konuşmasında bu detaylardan bahsetmesinin nedenini soranlara Hizb-ut Tahrir’in emiri cevap vermiş ve bundan bahsetmesinin üç nedeni olduğunu açıklamıştır; Müslümanlar ideolojilerini tatbik sahasına koyduklarında İslam’ın ve Müslümanların azametini, Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in müjdelemiş olduğu diğer müjdelerin gerçekleşecek olmasının Müslümanlara güven verdiğini ve Müslümanlar üzerlerine düşeni yaptıklarında daha önceki atalarına ve ecdadına nusret verdiği gibi Allahu Teala’ya nusret verdiklerinden dolayı Allah’ın da onlara nusret vereceğini açıklamıştır.  Bu sebeplerden üçüncüsü, Batı’nın İslam’a ve Müslümanlara karşı savaş açmasını, İslam ümmetinin daha önce olduğu gibi Hilafetleriyle aziz bir ümmete geri dönmesini engelleme girişimlerini, Hizb-ut Tahrir içindeki davet taşıyıcılarına karşı savaş açılmasını, bu hususta birçok araç ve yöntemler benimsenmesini içermektedir. Bu yöntemlerden biri de, Hizb-ut Tahrir’i engellemek için büyük önlemler alan, gençlerini takip eden, onları tutuklayan, onları tehdit eden ve onlara şehadete varan işkenceler yapan kiralık ajanlardır. Ayrıca yalan ve iftirayla Hizb-ut Tahrir’in davetine savaş açmak için İslam ümmetinin isimleriyle anılan ve elbiseleriyle süslenen İslam ümmetinin evlatlarından bir gruba da boyun eğdirdiler. Mesele bununla da sınırlı kalmadı. Dahası yalan ve iftirayla Hizb-ut Tahrir ile, liderliğiyle ve gençleriyle savaşmak için kafir Batı’nın istediği şekilde bazı terk eden, ayrılan ve cezalandırılan kimseleri hazırladılar. Her ne zaman yalanlarında başarısız olsalar başka bir yalan daha attılar, ne zaman bir iftirayı sonlandırsalar bir başkasına başvurdular… Hem de Hizb-ut Tahrir’in tüm kâfir ve avenelerinin girişimlerini yok eden sert bir kaya gibi olduğunu, Hizbin liderliğinin ve gençlerinin kendileri ile tuzak kurmak isteyenlerin arasını ayırt edebilecek saf bir zihniyete sahip olduğunu ve Allah Subhanehu ve Teala’nın dinine, dininin davetine ve dinine nusret verenlere yardım edeceğini bilmelerine rağmen. 

Hizb-ut Tahrir emiri celil âlim konuşmasının sonunda, Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’i örnek alan kerim sahabeler Radıyallahu Anhum’un tutumlarına benzeyen hizbin gençlerinin güçlü, net ve pırıl pırıl tutumlarını övdü, sıkıntıların sarsamadığı bu tutumların zorluklar karşısında yumuşamadığını ve Hizbin gençlerinin hizib ile hizbin de onlarla afiyet bulduğunu söyledi. 

Celil emir konuşmasının en sonunda, müjdelerin peş peşe gerçekleşmesi için Allah Azze ve Celle’ye yalvardığı gibi katından bize yardım etmesi, amellerimizi güzelleştirmesi ve bizlerin Allah Subhanehu’nun nusretine ehil olanlardan kılması için de Mevla Subhanehu ve Teala’ya yalvarmıştır. 

Bu konuşma, susuz topraklara düşen, sonra da yeşil bitkilerin faydalanıp güzel meyveler vermesini sağlayan yağmur gibi kalplerimize serinlik verdi. Allah emirimizi mübarek etsin, İslam’ı ve Müslümanları onun eliyle güçlendirsin.

#İstanbulunFethi

#istanbul

Kaynak: 22/01/2020 tarihinde yayınlanan Raye Gazetesi’nin (270.) sayısı.

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER