Rasulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem] şöyle buyurmuştur: [اَلْعُلَمَاءُ وَرَثَةُ الأَنْبِيَاءِ] "Âlimler, Enbiyâ'nın vârisleridirler." [Ebû Dâvud ve Tirmizî, Ebî'd Derdâ kanlaıyla tahriç ettiler]
Evet, âlimler Enbiyâ'nın vârisleridirler. Âlemlere rahmetin gerçekleşmesi için Rasulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem], İslâm'ı insanlara ulaştırdığına göre keza âlimlerin misyonu da aynı ameldir. Müslümanlar üzerinden uzun bir zaman geçerek her yönden kendilerine şiddetli bir inhitat arız olmasının ardından İslâm'ı ikinci kez âlemlere rahmet olarak nasıl gerçekleştirirler. Binaenaleyh âlimlerin rolü ve misyonlarının yanı sıra sorumlulukları, İslâm ile Müslümanların tekrar izzete kavuşturulması hususunda Ümmeti kalkındırmaktır.
Âlimlerin rolünün zaruretini idrak etmek amacıyla Hizb-ut Tahrir, el-İsrâ ve'l Mirâç ve Hilâfet'in yıkılışının elim yıldönümü üzerinden 88 sene geçmesi münasebetiyle M. 21 Temmuz 2009 el-muvâfık H. 28 Receb 1430 günü, Cakarta-Sanayan-İstora / Endonezya'da Âlimler Konferansı'nı düzenledi. Konferansa Âlim, Üstâz ve Şeyh olmak üzere farklı bölgelerden, Endonezya illerinden ve pek çok İslâmî beldelerden yedi binin (7.000) üzerinde kişi katıldı. Konferansın temel gayesi, Şeriat'ın tatbiki ve Hilâfet'in geri getirilmesi için çalışılması hususunda taahhütlerinin tespit edilmesidir.
Konferansın sonunda konferansçıların yayınladığı sonuç bildirgesinde katılımcı âlimler, Hilâfetin azîm bir farz olduğu ve onu getirmek için çalışmanın da her Müslümana büyük bir farz olduğunu açıkladılar! Zira sahabe [Rıdvanullahi Aleyhim], ölünün defnedilmesi farz olmasına rağmen Rasulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in vefatının üzerine Halîfenin nasbedilmesini O'nun defninin önüne geçirmişlerdir ve Halîfeye biat edilmesinin öne alınması bu farzın azametinin delilidir.
Aynı şekilde Rasulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem], varlığı halinde Halîfeye biat etmeyen veya yokluğu halinde bir Halîfeyi çıkarmak için çalışmayan kimsenin ölümünü, cahiliye ölümü saymıştır ve şer'î biat ancak Halîfeye olur.
مَنْ خَلَعَ يَدًا مِنْ طَاعَةٍ لَقِيَ اللَّهَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ لا حُجَّةَ لَهُ وَمَنْ مَاتَ وَلَيْسَ فِي عُنُقِهِ بَيْعَةٌ مَاتَ مِيتَةً جَاهِلِيَّةً "Her kim itaatten elini çekerse, kıyâmet gününde lehine hiçbir delil bulunmaksızın Allahu Te'alâ'nın karşısına çıkar. Her kim de boynunda bey'at olmadan ölürse câhiliye ölümü ile ölmüş olur." [Müslim, Abdullah İbn-u Amr kanalıyla tahriç etti]
Ayrıca hadlerin ikamesi, malın, canın, onurun, dinin, aklın, neslin korunmasına ilişkin hükümlerin tatbik edilmesi, insanların güvenliği, İslâm'ın yayılması, fetihlerin gerçekleştirilmesi, insanların sömürgecinin aşağılamasından ve baskısından kurtulmasına ilişkin hükümlerin tatbik edilmesi; işte tüm bunlar, bir Halîfeye/"İmâma" muhtaçtır. Zira SallAllahu Aleyhi ve Selem, şöyle buyurmuştur:
إِنَّمَا الإِمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ وَيُتَّقَى بِهِ "İmâm (Halîfe) ancak bir kalkandır, onun arkasında savaşılır ve onunla korunulur." [Müttefik-un Aleyh]
Yine sonuç bildirgesinde âlimler, İslâm'ın hükümlerine dair Allah'ın kendilerine bahşettiği ilim ve anlama noktasında var güçleriyle bu azim fazlı gerçekleştirmek için ön saflarda olacaklarını belirttiler. Bu noktadan hareketle sonuç bildirgelerinde Hilâfet Devleti'ni kurarak İslâmî hayatı yeryüzünde yeniden başlatmak için Hizb-ut Tahrir'in yaptığı azme değer çalışmayı son derece takdir ettiklerini ve desteklediklerini, Ümmeti bilinçlendirmeye dönük sürekli çalışmakla birlikte bu mübarek ameli desteklemek için ciddî çaba sarf edeceklerini ve Hilâfeti kurmak için çalışanlara nusret vermeleri için Müslümanların beldelerindeki kuvvet sahiplerine yöneleceklerini ifade ettiler.
Bunun yanı sıra sonuç bildirgesi bir uyarı ve müjdedir: Sömürgeci kâfirler ile zalim yöneticilerden olan ajanlarının İslâm'a ve Müslümanlara karşı işledikleri tüm cürümleri İslâmî Ümmet'in hafızasına kazıdığı ve Allah'ın izniyle Hilâfet kurulduğunda onlara hak ettikleri şer'î cezalara çarptıracağı noktasında onlar için bir uyarıdır. Muhakkak ki Allah, yardım edendir.
Mü'min ve salih kullarını Halîfe kılacağına dair Allahu Subhânhu'nun vaadini tasdik etmek üzere Râşidî Hilâfet fecrinin doğması vaktinin artık girdiği ve geldiği noktasında İslâmî Ümmet için bir müjdedir.
وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آَمَنُوا مِنْكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ فِي الأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ
"Allah, sizlerden îmân edip sâlih amel işleyenleri, kendilerinden öncekileri yeryüzünde Halîfe kıldığı gibi onları da yeryüzünde Halîfe kılacağını vaat etti." [en-Nûr 55]
Keza Rasûlü [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in içerisinde bulunduğumuz zorba diktatörlükten sonra Nübüvvet Minhâcı Üzere Râşidî Hilâfet'in geri geleceğine dair sahîh hadisindeki müjdesini gerçekleştirmek üzere de İslâmî Ümmet için bir müjdedir.
ثُمَّ تَكُونُ خِلافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ "Sonra (yeniden) Nübüvvet Minhâcı üzere [Râşidî] Hilâfet olacaktır." [Ahmed, tahriç etti]
Konferans, dört bir bölgeden ve ilden gelen âlimlerin temsilcileri ile saygıdeğer misafirler tarafından sonuç bildirgesi "Âlimler Misakı'nın" imzalanmasıyla sona erdi. Sonuç bildirgesini, diğer konferans katılımcıları da imzaladı. Muhakkak ki Allah, Veliyy-ut Tevfîk'tir.
بِنَصْرِ اللَّهِ يَنصُرُ مَن يَشَاء وَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ وَيَوْمَئِذٍ يَفْرَحُ الْمُؤْمِنُونَ "İşte o gün, mü'minler de Allah'ın zaferiyle ferahlayacaklardır. Allah dilediğine nusret, zafer verir. O, ‘Azîz'dir, Rahîm'dir." [er-Rûm 4-5]
Muhammed İsmâ'îl Yusanto
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Resmî Sözcüsü
Endonezya