Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Arkanızda Biz Varız!

بسم الله الرحمن الرحيم

Arkanızda Biz Varız!

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu bir Kurban Bayramı Kutlamasında Myanmar'ın batı Rahine bölgesindeki şiddetten kaçan Rohingya Müslümanlarına kapılarını açması için Bangladeş'e çağrıda bulundu. Bunun için Türkiye'nin her türlü masrafı karşılayacağını da ekledi.

Rohingyalı Müslümanların ıstırabı Ümmetin düşünce ve eylemlerini tetikliyor olması doğal bir süreçtir. Bu tepki doğrudan İslami akideden kaynaklanmaktadır ve Rasulullah (sav)'in şu hadisine dayanmaktadır: «تَرَى الْمُؤْمِنِينَ فِي تَرَاحُمِهِمْ وَتَوَادِّهِمْ وَتَعَاطُفِهِمْ كَمَثَلِ الْجَسَدِ إِذَا اشْتَكَى عُضْوًا تَدَاعَى لَهُ سَائِرُ جَسَدِهِ بِالسَّهَرِ وَالْحُمَّى» Birbirine karşı muhabbet ve merhamette, müminler, bir vücut gibidir. Vücudun bir yeri rahatsız olunca, bütün vücut, rahatsız, uykusuz kalıp, onun tedavisi ile meşgul olur.”[Sahihi Buhari]

İşte Türkiye Dışişleri Bakanı da özellikle bundan dolayı kendisini böyle bir açıklama yapmak zorunda hissetmiştir. Zira Ümmetin Müslüman kardeşleri için kaygıları gittikçe artmaktadır. Aynı şekilde Müslümanların Bangladeş Başbakanının, "Myanmar'dan kaçan Müslüman mülteciler bu ülkenin sorumluluğu değildir", sözlerine karşı öfke ve yürüyüşlerle tepki göstermesi de aynı bu nedenden kaynaklanmaktadır.

Bizim akidemiz, Müslümanların durumunu değerlendirme metodumuzu da şekillendirmiştir; kendimizi veya sevdiklerimizi aynı duruma düşmüş olarak düşünmemizi öğretmiştir bize. Ancak o zaman Rohingyalı Müslümanların durumunu değiştirmek için gerekli olanları düşünebiliriz. Ancak o zaman kendimiz için istediğimizi onlar için de yapmayı hakkıyla becerebiliriz. Öyleyse şimdi Rohingyalı Müslümanların çıkmazını düşünelim bir an: Sırf “La ilahe illallah” dediği için, Myanmar hükümetinin vahşi katliam serisinden, işkence, tecavüz ve diri diri yakılmaktan kurtulmak için evini ve köyünü terk etmeye mecbur edilen bir azınlık...

Şimdi kendinizin bu durumda olduğunuzu ve Türk bakanından böylesi bir açıklama duyduğunuzu tasavvur edin. Bu açıklama ihtiyaçlarınızı giderecek mi? Hayatta kalanlar ve bu vahşi rejim tarafından katledilenler için adalet sağlayacak mı bu açıklama? Sorunu kökünden çözüp Myanmar ordusunun acımasız saldırılarını durduracak mı?  Hepsinden de önemlisi; bu koskocaman haksızlığa - saldırıya uğramak için Müslüman olmanın neden sayılmasına - karşı durmamakla, Ümmet olarak nasıl bir mesaj vermiş oluyoruz?

Myanmar ordusunun bu katliamlarına son vermek için söylenebilecek en azından tek bir cümle var. O da; NATO'nun ikinci güçlü ordusu Müslüman kardeşlerini korumak üzere hazır duruyor, demektir. Demek ki Türk bakanına Myanmar'daki vaziyete tepki olarak asıl uygun ve yakışanı; “bu şiddet anında durdurulmazsa Türk Ordusu müdahale etmeye hazırdır”, demek olacaktı.

Ümmet olarak bizler Ümmetin içinde cereyan eden her türlü probleme, sanki kendi problemimizmiş gibi yaklaşmamız lazım – yani ciddiyetle ve sorunu kökünden halletmek azmiyle. Bu şu anlama geliyor: Sorunun semptomları ile sorunun sebepleri ve kaynağı arasında ayrım yapabilmemiz gerekiyor.

Rohingyalı Müslümanların durumuna baktığımızda, semptomların insanların öldürülmesi, işkence edilmesi, tecavüze uğraması ve evini terk etmeye mecbur edilmesi olduğunu görüyoruz. Sorunun sebebi ise Rohingyalı Müslümanları koruyacak bir varlığın olmayışıdır. Onları kurtarmaya gelecek bir ordu yok! Bu mücrimleri adalet önüne çıkartacak bir otorite yok. Problemin kaynağı ise Müslüman liderlerin ülkelerini düzenlerken - veya bu durumda ordularını düzenlerken - Allah'ın Şeriatına başvurmamalarıdır.

Yani sorunun çözümü, bu insanların Bangladeş'te kaldıkları müddetçe oluşturacakları masrafları karşılamak değildir. Zira bu ne adalet sağlar ne de Rohingyalı Müslümanların savunmasız konumunu değiştirir. Bu sorunu çözmenin tek yolu, İslam dünyasının ordularını toparlayıp Müslüman kardeşlerimizin arkasında biz varız mesajını yaymaktır.

﴿وَإِنِ اسْتَنْصَرُوكُمْ فِي الدِّينِ فَعَلَيْكُمُ النَّصْرُ

"Eğer onlar din hususunda sizden yardım isterlerse, (o müslümanlara) yardım etmek üzerinize borçtur." [Enfal 72]

Hizb ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

Yasmin Malik

Hizb ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Üyesi

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER