Gerçek Devlet Adamı Vakit Verir

Erdoğan ise Sadece Vakit Alıyor

Haber:

Cumhurbaşkanı Erdoğan NATO Zirvesi için gittiği Belçika’nın başkenti Brüksel’den dönüşte Brüksel temaslarına ilişkin uçakta gazetecilere değerlendirmelerde bulundu. Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle: “AB üyelik sürecine yeni ve pozitif bir ivme kazandırılması hususunda kendileriyle olumlu bir görüşme yaptık.” “…Referandum sürecinde yaşananların geride bırakılması gerekiyor. Artık yeni bir süreci başlatma temennisi Tusk ve Juncker tarafından da gündeme getirildi. Bir takım çalışmalar yapmışlar, şu anda kendilerinden yaptıkları bu çalışmaya yönelik biz 12 aylık bir takvim aldık. Bu takvim üzerinde Dışişleri ve AB bakanlıklarımızla bir çalışma yapacağız ve adımlar atacağız.”

Yorum:

Cumhurbaşkanı Erdoğan AB’den yeni bir ev ödevi aldı. AB Türkiye’nin bu ödevi yerine getirmesi için 12 aylık bir takvim belirlemiş. Gerçek devlet adamları vakit verirler bugünkü yöneticiler gibi başkalarından vakit almazlar. İslam tarihi hep böyle örnekler ile doludur. Sahabeden nice devlet adamı İran ve Bizans krallarına İslam’a girmeleri için vakit vermişlerdi. Aşağıdaki mektup Kanuni Sultan Süleyman tarafından Fransa Kralı Fransuva’ya hitaben yazılmıştır. Fransa’da vals adında bir dans eğlencesinin yapılmasının haber alınması üzerine Kanuni Sultan Süleyman bu mektubu yazıyor ve şöyle diyor:

“Kebiri Sefirimden aldığım mahzarda, memleketinizde dans namı altında kadın erkek birbirine sarılmak suretiyle ala mele-innas fuhşiyat ve lubiyat yapıyormuşsun. İşbu name-i hümayunumun yedine vusulünden itibaren bu mel-anet rezalete son vermediğin takdirde orduyu hümayunumla bizzat gelip işbu rezaleti men’e muktedirim.”

Batılı tarihçi Joseph von Hammer’e göre bu mektuptan sonra vals Fransa’da uzun yıllar yapılamadı.

Şimdi gelelim bugüne, bugün Brüksel’de AB’den 12 aylık yeni çalışma-ödev takvimi aldık diye sevinen yöneticiler daha bir buçuk ay öncesine kadar AB ülkelerinin hepsinin haçlı ittifakı kurup Türkiye’ye düşman kesildiklerini söylemişlerdi. 16 Nisan referandumunda EVET-HAYIR yarışını adeta bir Haçlı-Hilal savaşına dönüştürmüşlerdi. Daha kısa bir süre önce Cumhurbaşkanı Erdoğan AB’nin Türkiye için hazırladığı raporlar için şöyle demişti: “Hans’ın George’un, şunun bunun hazırladığı raporlar bizi bağlamaz, bizi Ahmet’in Mehmet’in, Ayşe’nin Fatma’nın hazırladığı raporlar bağlar.” Hatta şu açıklamayı yapmıştı: “16 Nisan’dan sonra AB ile oturup konuşacağız, bu devran böyle yürümez”.

Şimdi ne oldu? AB ile yeni bir süreç başladı ve 12 aylık bir çalışma takvimi verdiler Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eline.

Şimdi sormayacak mısınız?

Ben soruyorum!

Sayın Cumhurbaşkanı, dün bunları söylüyordunuz, şimdi ne oldu da AB’nin hazırladığı 12 aylık yeni ödevi yerine getirmek için can atıyorsunuz? Bu nasıl bir U dönüşü Allah aşkına! Tarihi ile övündüğünüz Osmanlı Halifesi Sultan Süleyman, kendi topraklarında değil Fransa topraklarındaki haram bir rezaletin Osmanlı topraklarına sızmasından-girmesinden endişe ediyor ve tek bir emri ile bunun kaldırılması için onlara vakit veriyor. Siz ise AB uyum yasaları ile Batı’daki tüm fuhşiyat ve lubiyatı bu topraklara taşımak için onlardan vakit alıyorsunuz. Bir de bunun üzerine göstermelik Batı düşmanlığı, haçlı düşmanlığı yapıyorsunuz. Kimi kandırıyorsunuz?

Hiç mi toplumu kandırmaktan hicap duymuyorsunuz, Batılı devletlerin asıl düşmanlığının sizin şahsınıza değil İslam ve Müslümanlara olduğunu siz çok iyi biliyorsunuz. Çünkü siz onlarla bir araya geldiğinizde onların yöneticilerine dostum diyorsunuz. Müslüman halk ile bir araya geldiğinizde de onları düşman gibi gösteriyorsunuz. Söyleyin kim dost kim düşman.

Biz kimin dost kimin düşman olduğunu biliyoruz. Müslümanlar hiçbir zaman batılı kâfirleri dost olarak görmediler görmeyecekler. Kâfirler de Müslümanları hiçbir zaman dost olarak görmeyecekler. Çünkü onlar birbirinin dostudurlar. Durum böyle iken daha ne zamana kadar Müslümanları bu yalanlarla avutmaya ve uyutmaya devam edeceksiniz?

Hizb ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

Mahmut Kar