- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt

بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
İdlib Cezaevlerinde... Onlarca Mazlum Gençler, Peki Daha Ne Zamana Kadar?!
Haber:
Suriye Adalet Bakanı Mazhar el-Veys, Kuzey Suriyeli hâkimlerden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmede, eski rejim döneminde terör mahkemelerinde ve sahra mahkemelerinde görev yapan hâkimler de dâhil olmak üzere Suriye halkına karşı suç işleyen herkesten hesap sorulması konusunda hükümetin kararlılığını bir kez daha teyit ederek, yargıda yolsuzlukla mücadelenin, halka hizmet eden ve adaleti sağlayan bağımsız bir yargının inşası bağlamında müsamaha gösterilemeyecek bir öncelik olduğunu vurguladı.
Yorum:
Belki de haberde geçtiği gibi kuzeydeki hakimlerle yapılan bu görüşme, Halepli avukatların, yolsuzluklarına, usulsüzlüklerine, adaletsizliklerine ve insanlara karşı haksız kararlar verdiklerine tanık oldukları mahkeme kürsüsündeki hakimlere karşı ayaklanmaları sonucunda meydana gelmiştir; bu yüzden Adalet Bakanı çok yüksek ve hassas bir tepki göstermiştir.
Nitekim bizler, on yıllar boyunca Suriye'deki yargıçların ve verdikleri kararların adaletsizliğinin acısını yaşadık ve Adalet Bakanı da buna tanık olmuştur; zira Habib Necme ile Deyr ez-Zorlu Fayez el-Nuri aynı dönemde yaşamış olup Adalet Bakanı da Fayez El Nuri'den bir karar almış, içerisinde Fayez El Nuri'nin en ağır bir şekilde sorumlu tutulacağına dair bir çağrıda bulunmuş ve çağrının sebebi ve temeli ise, Adalet Bakanı'nın Devlet Güvenlik Mahkemesi Başkanı tarafından temsil edilen otorite tarafından maruz bırakıldığı adaletsizliktir.Fayez El Nuri'nin huzuruna çıktığında Adalet Bakanı ile birlikte -burada aynı mahkeme zincirinde olduklarını söylemiyorum, bilakis aralıklarla olduğunu söylemek istiyorum- bugün maalesef İdlib cezaevlerinde bulunan ve hepsi de Adalet Bakanı'nın mahkeme başkanı tarafından temsil edilen devlet tarafından uğradığı aynı adaletsizliğe maruz kalan gençler de vardı; bilakis devletin bu gençlere yönelik zulmü, onların geçim kaynaklarıyla savaşmanın ötesine geçmişti!
Zulme ve mazluma en duyarlı insanlar zulme uğramıştır ve Adalet Bakanı bugün İdlib cezaevlerinde olan gençlerle birlikteydi;şimdi onların aileleri, namuslara tecavüz edenlerin, öldürenlerin, varil bombası atanların, bizi yerlerimizden edenlerin, bize zulmedenlerin nasıl görmezden gelindiğini izledikleri gibi bir yandan muhafazakar bir suratla avazı çıktığı kadar bağıran çıplak bir kadını, bir yandan da elde etmek için hiçbir girişimde bulunmadığı konularda bile istediği şeyler hakkında tüm küstahlığı ile konuşan bir kadını izliyorlar. Tüm bunlara ve daha fazlasına İdlib'deki tutukluların aileleri tanıklık ediyor ve konuştuklarında, kendilerine yönelik söylenenleri anlatırken geciktirilip uyuşturuluyorlar ve İdlib'deki kayıp olanların aileleri ise şöyle diyorlar: Çocuklarımızın, bugün dışarı çıkanlarda ve çığlık atanlarda gördüğümüz aynı muameleyi göreceğimizi umuyorduk; çocuklarımızı Esad'ın hapishanelerinden ve Fayez al-Nuri ve diğerlerinin zulmünden kurtardığı için Allah'a çok hamdedip şükrettik ancak çocuklarımızın durumunun bugünkü hale geleceğini hiç beklemiyorduk.Ey Adalet Bakanı, zulüm karanlıklardır. İdlib cezaevlerinde kaybedilenlerin aileleri işte böyle diyor.
Örneğin “Sopayı yiyenle, sopayı sayan bir olmaz” denilir; ey Adalet Bakanı, siz de Sednaya'da sopa yiyenlerden biriydiniz ve Sednaya burada, farklı bir yeri, zamanı ve muamelesi olan bir hapishaneden kinayedir; belki de İdlib cezaevlerinde sizinle aynı dolapta, aynı karşılama yerinde, belki de aynı katta, aynı koğuşta, aynı yatakhanede olanlar vardır; o halde makamınızda ilk yaptığınız işin zulüm olması konusunda çok ama çok dikkatli olun; zira rejimin yargıçları konusunda şikayetçi olmalarının sonucunda Halep yargıçlar heyetini kabul etmek için inisiyatif aldığınız gibi adaletsizliği ortadan kaldırmak için de inisiyatif alın ve aynı duyarlılığınız İdlib hapishanelerindeki kayıplar için de olsun.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Abdu ed-Della - Suriye