Çarşamba, 25 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/27
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Teşvik Et Ey Duveyri!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Teşvik Et Ey Duveyri!

Haber:

Bu çağrı, izzetli Gazze Şeridi’ndeki kahraman mücahitlerden biri tarafından, basit yetenekleriyle Yahudi işgal askerlerinin bir askeri alanının yok edilmesinin ardından, bu zor görevi başarmanın sevinciyle başlatıldı. Bu çağrı, sosyal medyada “Analiz et ey Duveyri” etiketiyle viral oldu.

Yorum:

Bu, bu mücahidin sayın Tümgeneral Duveyri’ye ve Gazze’deki mücahitlerin kahramanlıklarını yücelten analizlerinde ortaya koyduğu şeylere olan güvenini gösteren spontane anlamlı bir haykırıştır. Nitekim herkes onun, bu askeri analizlerinden etkilenmeden mücahitlere önemli ölçüde sempati duyduğuna tanık oldu; zira o, kasıtlı olarak mücahitlerin maneviyatlarını yükseltiyor ve onlara tavsiyelerde bulunmaya ve istikrarlı olmalarını sağlamaya hırs gösteriyor. Sayın Duveyri’ye atfedilen bu tutumlar, cihadın kapılarından biri olan söz ve fikirle gerçekten mücahitlerin destekçisi olarak kabul edilmelidir ve bizler, Allah’tan bundan dolayı onu ödüllendirmesini niyaz ediyoruz.

Burada Tümgeneral Fayez Duveyri’ye bir soru yöneltmek istiyoruz; kendisi, tam bir kurtuluş savaşı olacak olan son savaşın, en azından çevre ülkelerinden bir ordunun veya orduların katılımı olmadan tamamlanmayacağının farkında mı acaba?

Tümgeneral Fayez Duveyri Ters Yön programında yaptığı bir röportajda, orduların ulusal meseleleri desteklemesine engel olan şeyin, kendi deyimiyle bu orduların çoğunun “ulusal olmaması”, aksine yöneticileri ve rejimi korumaya yönelik ordular olması olduğunu açıkladı. Bu konuda sayın Duveyri’den farklı değiliz, aksine artık Suriye ordusunun tasfiye edilerek Beşar Esad uğruna ülkeyi yaksalar bile onun koruyucusu haline geldiğini teyit ediyoruz. Ancak bölgedeki geri kalan ordular ne olacak?

Sayın Duveyri, Kerame Muharebesi’nde kahramanca savaşan Ürdün Arap Ordusundan emekli bir tümgeneraldir; ben Tümgeneral Duveyri’nin bu savaşta Yahudilere karşı direnen taburun zaferinin sırrını bildiğinden eminim; bu sır ise, onların liderlikle irtibatı kesmeleri, Allah’ın kendilerinden şehit olarak seçtiği biri şehit oluncaya kadar kahramanca savaşmaları, savaşı kazanmaları ve Yahudileri yenilgiye uğratmalarıdır; nitekim cesur Ürdün ordusu, hâlâ bu olayla gurur duyuyor ve bunu her yıl kutluyor.

Tümgeneral Duveyri, mücahitlerin her darbesini, her sıçrayışını, iyisiyle kötüsüyle tüm dünyanın kendisini beklediği sözcü Ebu Ubeyde’nin her sözünü tüm samimiyetiyle analiz ediyor; bunu da çatışmanın sonucunu ve zalim saldırganların akıbetini tespit etmek ve muhlis bir takipçinin, mücahitlerin başarılarını, savaştaki cesaretlerini, karşı koyma yeteneklerini, saldırganları takatsiz bırakmalarını, onların tanklarını imha etmelerini ve askerlerini öldürmelerini işittiğinde sevinmesi için yapıyor; ancak tümgeneral bu kadarıyla yetiniyor!

Hiç kimsenin inkar edemeyeceği bu kadar olumlu noktalara rağmen ancak hiç şüphe yok ki onun seviyesindeki bir general, kendi yerinden ve el-Cezire platformundan çağrı yapabilir veya bulunduğu yerden çalışma yapabilir; zira kendisi eski askeri bir komutan olup muhlis olanları tanıyor ve onlarla nasıl iletişim kurulacağını ve meselenin iki günden kısa bir sürede bitmesi için onları bu büyük cihatta Gazze halkının destekçileri olmaya nasıl sevk edilip teşvik edileceğini biliyor; şüphesiz o bunu biliyor.

Ebu Ubeyde’ye dönecek olursak, maskeli resminin yanına aşama için bir sembol veya bir pozisyon ifadesi olarak bir slogan koyuyor; nitekim Ebu Ubeyde’nin son konuşmasındaki sloganı şu ayet-i kerime olmuştur: وَالَّذِينَ آوَوْا وَنَصَرُوا أُولَئِكَ هُمُ الْمُؤْمِنُونَ حَقاً(Muhacirleri) barındıran ve yardım edenler var ya, işte gerçek müminler onlardır.” [Enfal 74] Tümgeneral Duveyri, Ebu Ubeyde’nin bu hareketini anladı mı acaba; sanki onun lisanı hali şöyle diyor; “teşvik et ey Duveyri”, sen de izleyenlerden olma, aksine sen ve bildiğin kimseler, barındıran ve yardım eden muhlislerden olun ki böylece hem gerçek müminlerden hem de Rabbinizin mağfiretini ve (cennette) bol bir rızkı hak edenlerden olun.

يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ حَرِّضِ الْمُؤْمِنِينَ عَلَى الْقِتَالِ إِن يَكُن مِّنكُمْ عِشْرُونَ صَابِرُونَ يَغْلِبُوا مِائَتَيْنِ وَإِن يَكُن مِّنكُم مِّائَةٌ يَغْلِبُوا أَلْفاً مِّنَ الَّذِينَ كَفَرُوا بِأَنَّهُمْ قَوْمٌ لَّا يَفْقَهُونَEy Peygamber! Müminleri savaşa teşvik et. Eğer sizden sabırlı yirmi kişi bulunursa, iki yüze (kâfire) galip gelirler. Eğer sizden yüz kişi olursa, kâfir olanlardan bin kişiye galip gelirler. Çünkü onlar anlamayan bir topluluktur.” [Enfal 65]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
M. Yusuf Seleme

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER