Salı, 24 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/26
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Alaycılık ve Aşırı Ciddiyet Arasında… Riyad Zirvesi!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Alaycılık ve Aşırı Ciddiyet Arasında… Riyad Zirvesi!

Haber:

Cumartesi günü Arap-İslam Zirvesi ve sonuç bildirgesi, sosyal medyanın gündeminde yer aldı; bu, Yahudi işgalinin bir aydan fazla bir süredir devam eden saldırganlığı sonucunda kuşatma altındaki Gazze Şeridi’nde meydana gelen istisnai koşullara bir cevap olarak Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da düzenlendikten sonra gerçekleşti.

Çoğu Arap ülkesindeki elektronik iletişim sitelerinin öncüleri, Yahudi işgalinin Gazze Şeridi’ne yönelik öfke dolu saldırısının üzerinden 36 gün geçtikten sonra Cumartesi günü düzenlenen "olağanüstü Arap Zirvesi" çalışmalarının aşamalarına müstehzi ve alaycı bir tavırla tepki gösterdiler.(Arabic 21, kısaca uyarlanmıştır, 11 Kasım 2023)

Yorum:

Sosyal medya kullanıcılarının Riyad Zirvesi’ne yönelik müstehzi ve alaycı yorumlarına hiçbir şey eklemeyeceğim; çünkü dedikleri gibi ölüye vurmak, haramdır. Ancak ben, hayal kırıklığı ve alaycılık sahnesinin üzerine yürek acısını da ekleyip şunu söylüyorum: Dün toplanan ülkelerin bazı askeri güçleri hakkında bir araştırma yaptım ve yaklaşık 900 savaş uçağı dahil olmak üzere beş ülkeye ait toplam savaş uçağı sayısını buldum; Pakistan 363 uçak, Mısır 245, Suudi Arabistan 283, Cezayir 90 ve Türkiye 205 uçak!

Diğer ülkelerden ve silahlı kuvvetlerinin diğer kollarından bahsetmiyorum bile.

Petrol alanında OPEC üyesi Müslüman ülkelerin üretimi günlük 20 milyon varil civarındadır.Körfezin egemen fonlarına gelince, açıklanan toplam tutar yaklaşık 3 trilyon Dolardır!

Bu, Riyad zirvesinde toplanan bazı ülkelerin mali ve askeri güçlerinin hızlı ve yüzeysel bir envanteridir; şayet zenginliklerin ve potansiyellerin ayrıntılarına girmiş olsaydık, yazımız çok uzun olurdu.

Peki Gazze katliamının kuzeyinde sıfır olan bu devasa güçler ne durumda?!

Açıklığa kavuşmasını umduğum cevap şudur; bağımsız siyasi iradenin yok olması ve Müslüman ülkelerin, sömürgeci kâfir Batı tarafından çizilen günahkâr ulusal çizgilerle sınırlanmış olan ve aralarında metrelerce mesafe olsa bile öncesinde olanın kutsal sonrasında olanın ise haram olduğu sınırlar haline gelen elli küsür coğrafi bölgeye parçalanmış olmasıdır!

Gece gündüz ümmete yardım etmesi için haykıran Müslümanların bu katliamının, parçalanmasının, yakılmasının, yıkılmasının ve yerlerinden edilmesinin durdurulmasına engel olan bu sınırlara Allah lanet etsin!

Gerek bu sınırlar gerekse bu sınırlara dayanan rejimler olsun, hepsinin arkasında başta Amerika olmak üzere kafir Batı vardır; işte tüm bunlar, Allahu Teala’nın şu kavlinde geçen denklemin gerçekleşmesini engellemektedir: وَأَعِدُّوا لَهُم مَّا اسْتَطَعْتُم مِّن قُوَّةٍ وَمِن رِّبَاطِ الْخَيْلِ تُرْهِبُونَ بِهِ عَدُوَّ اللهِ وَعَدُوَّكُمْ وَآخَرِينَ مِن دُونِهِمْ لَا تَعْلَمُونَهُمُ اللهُ يَعْلَمُهُمْOnlara (düşmanlara) karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve cihad için bağlanıp beslenen atlar hazırlayın, onunla Allah’ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve onlardan başka sizin bilmediğiniz, Allah’ın bildiği (düşman) kimseleri korkutursunuz.” [Enfal 60] Ve şu kavlinde: وَاقْتُلُوهُمْ حَيْثُ ثَقِفْتُمُوهُمْ وَأَخْرِجُوهُم مِّنْ حَيْثُ أَخْرَجُوكُمْOnları nerede yakalarsanız öldürün. Sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın.” [Bakara 191] Kur’an’ın bu hitabı, hazırlık yapması ve savaşması için ümmete yönelik bir hitaptır; ancak ümmet kısıtlanmış (zincire vurulmuş) olup yetenekleri gasp ediliyor ve kendi maslahatları dışındaki amaçlar için kullanılıyor. Bu hakikatin, Müslümanların kanaatlerinde pekişmesi ve onları, bu zincirleri kırmaya ve şerî vacibini gerçekleştirecek, Müslümanları kalkındıracak ve onları birleştirecek olan Nübüvvet Miinhacı üzere Raşidi Hilafeti kurma iradesini yeniden elde etmeye sevk etmesi gerekir.

Saf kanların akmasını durdurmanın acil ve pratik çözümüne gelince; bu, özellikle “demir kubbe ülkelerindeki” Müslüman orduların elindedir!

Ben de onlara haykırıyorum: Gözleriniz var da göremiyor musunuz? Ya da kulaklarınız var da işitmiyor musunuz? Yoksa kalpleri kilitli mi?

Sakın içinizdeki iyilik ve samimiyet hiç yok olmasın; haydi Allah’a tevekkül edin ve ümmetinizle birlikte olun. Ümmetiniz bu günler için size para harcıyor; o halde neden uyuyorsunuz?!

Kahramanlık ve cesaret, madalyalarda ve altın taçlarda değil, aksine Gazze ve tufanında gördüğünüz ve işittiğiniz şeylerdedir.

Bugün Yahudiler, Müslümanların gurup ve bireylerine direniyorlar. Sizler bu savaşa girdiğinizde dünyadaki manzara nasıl olacak acaba? Allah’a yemin olsun ki Müslümanların kalplerine sevinç, Yahudilerin kalplerine ise korku salacağız. Zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur: أَذِلَّةٍ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ أَعِزَّةٍ عَلَى الْكَافِرِينَ يُجَاهِدُونَ فِي سَبِيلِ اللهِ وَلَا يَخَافُونَ لَوْمَةَ لَائِمٍMüminlere karşı alçak gönüllü (şefkatli), kâfirlere karşı onurlu ve zorlu bir toplum getirecektir. (Bunlar) Allah yolunda cihad ederler ve hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar (hiçbir kimsenin kınamasına aldırmazlar).” [Maide 54]

Birincisi olursa da sevinin, ikincisi olursa da sevinin.         

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

M. Usame Es-Suveynî – Kuveyt

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER