Çarşamba, 25 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/27
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Artırılan Vergiler ve Zamlar Kapitalist Sistemin bir Zulmüdür!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Artırılan Vergiler ve Zamlar Kapitalist Sistemin bir Zulmüdür!

Haber:

Resmî Gazete ‘de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı'na göre; yüzde 18 olan genel KDV oranı yüzde 20, yüzde 8'e tabi mal ve hizmetlerin KDV oranı ise yüzde 10 olarak belirlendi. Pasaport, noter ve vize harçları yüzde 50 oranında artırıldı.

Yorum:

Seçim ekonomisinin sona ermesiyle hükümet zamlara kaldığı yerden devam ediyor. İğneden ipliğe her şeye zam geldi. Harçlar yüzde 50 artırıldı, yüzde 18 olan oran KDV oranları yüzde 20’ye, yüzde 8 olan oran yüzde 10’a, tüketici kredilerinde yüzde 10 olan BSM vergisi yüzde 15’e, yurt dışından getirilen cep telefonlarından alınan harç 6 bin TL'den 20 bine çıkarıldı.

İktidarın yanlış ve hatalı ekonomik politikalarının yıkıcı sonucu her zaman olduğu gibi yine halka fatura edildi. Halkın sırtına vergi ve zam yağmuru olarak geri döndü. İktidar memur ve emekli maaşlarına gerçekçi olmayan enflasyon rakamlarına göre zam yaptığını duyurmuştu. Memur ve emeklilere yapılan bu zam çalışan ve emeklilerin derdine deva olmazken daha ceplerine girmeden eridi. Zaten perişan olan, temel ihtiyaçlarını dahi karşılamakta zorlanan ve kıt kanaat geçinen halk yapılan bu son zamlarla bir gecede yüzde yirmi oranında fakirleşti. İnsanların en temel hakkı olan barınma, yeme ve içme ihtiyaçları dahi karşılanamaz duruma geldi. İktidar her zaman olduğu gibi kaşıkla verdiğini yine kepçeyle alma yoluna gitti.

Diğer yandan iktidar tarafından açıklanan 2023 bütçesinde giderler 4 trilyon 470 milyar TL, gelirler ise 3 trilyon 810 milyar TL olarak hedeflenmişti. 2023 yıl sonu bütçe açığı ise 660 milyar olacağı tahmin ediliyordu. Fakat şu an için 2023 yıl sonu itibariyle bütçe açığının 1 trilyon 300 milyar lira olacağı öngörülüyor. Maliye ve Hazine Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre Türkiye 2023 yılında neredeyse anapara kadar faiz ödeyecek. Anapara için 564 milyar lira, faiz için ise 519 milyar lira ödeme planlanıyor. Buna göre ödenecek 100 liranın 52 lirası anaparaya, 48 lirası ise faize gidecek.

Bununla birlikte dolar kurundaki her 1 kuruş artış, dış borçların ekonomiye yükünü yaklaşık 4,8 milyar lira artırıyor. Seçimlerden bu yana dolar kurunda yaşanan yüzde 29,75’lik liralık artış, Türkiye’nin toplam dış borcunun TL karşılığını 2 trilyon 816 milyar lira büyüttü. Tabi ki bu durumda bütçeye büyük bir maliyet ve yük oluşturuyor. Aynı şekilde iktidar bütçe açığını kapatabilmek için bankalar ve sermaye sahiplerinden yüksek faizli borç alıyor. İktidarın dövizin yükselişini frenlemek maksadıyla oluşturduğu KKM (Kur Korumalı Mevduat) hesabının hazineye maliyeti ise mayıs ayı başından beri TL’de gerçekleşen yüzde 30’luk değer kaybı göz önünde bulundurulduğunda kabaca 100 milyar TL’dir.

İktidar ise bu maliyetleri ve bütçe açığını kapatmak ve faizli iç ve dış borçları ödemek için mal ve hizmetlere büyük oranda zam yaptı. Çünkü kapitalist sistemin en büyük gelir kalemleri vergi ve zamlardır. Türkiye’de Gelir İdaresi Başkanlığı’nın verilerine göre çeşitli alanlarda olmak üzere yaklaşık 450 kalem vergi bulunmaktadır. Türkiye’de yaşayan bir kişi, gelirinin yaklaşık yüzde altmış ikisini devlete vergi olarak ödemektedir. Katma değer vergisi, özel tüketim vergisi, özel iletişim vergisi, gümrük vergisi, kurumlar vergisi, damga pulu vergisi, emlak vergisi, reklam vergisi, çevre temizlik vergisi gibi isimler altında insanların gelirlerinin büyük bir kısmına devlet tarafından vergi adı altında el konulmaktadır.

Yine aynı şekilde mal ve hizmetlerden alınan KDV (Katma Değer Vergisi) devlet bütçesinde önemli bir yer tutuyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 2022 Aralık Merkezi Yönetim Bütçe Gerçekleşmeleri Raporu’na göre bütçe gelirlerinin yaklaşık üçte biri KDV’den oluşuyor. Bu bütçedeki en büyük kalem. KDV’den sonraki en önemli iki gelir kaynağını ise özel tüketim vergisi ve gelir vergisi oluşturuyor.

Dolayısıyla yapılan bu zamlar henüz bir başlangıçtır ve devamı da gelecektir. İktidar bütçe açığını kapatabilmek için halka yüklenecektir. Hükümet itibardan tasarruf olunmaz söylemiyle tasarrufu ve fedakârlığı hep gariban ve yoksul halktan beklemiştir. Halktan her daim kemer sıkması istenmiştir. Şayet sıkacak kemer kaldıysa! İktidar için insanları sömüren, fakirleştiren, yoksullaştıran demokratik kapitalist sistemin ayakta tutulması her şeyden önce gelir. Hükümet fakirlerden alıp zenginlere vermeyi alışkanlık haline getirmiştir. Yanı sıra insanları çağdaş köleler haline getiren hükümetin uygulamış olduğu kapitalist sistemin ahlaksız neo-liberal politikalarıdır. Bu gayri-İslami, gayri-insani ve gayri ahlaki politikaları üreten kapitalist sistem hayattan sökülüp atılmadığı ve insanca yaşamayı garantileyen İslam’ın hayat nizamı tatbik edilmediği sürece toplumların onurlu ve şerefli bir hayat sürmeleri asla mümkün değildir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Yılmaz Çelik

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER