Çarşamba, 25 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/27
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Hilafetin Yıkılışının Yıl Dönümünde!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Hilafetin Yıkılışının Yıl Dönümünde!

Haber:

H. 28 Receb 1444 M. 19 Şubat 2023 Pazar günü, Hilafet Devleti’nin yıkılışının 102. yıldönümüne denk geldi.

Yorum:

Belki de Kerim Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in refiki alaya intikalinden bu yana Müslümanların başına gelen en büyük felaket, Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şerefli elleriyle kurmuş olduğu varlığın yıkılması olmuştur. Nitekim Sallallahu Aleyhi ve Sellem ve O’nunla birlikte iman edenler, 13 yıl boyunca Mekke-i Mükerreme’de Mekke müşrikleriyle kıyasıya bir mücadele verdiler. Nitekim Kurân-ı Kerim Kendisine indirilirken ki konumu, ilk muhacirlerden oluşan eşsiz bir nesil inşa etmek, toplumun kusurlarını ifşa etmek, akıllarını küçük düşürmek, ayıplarını ifşa etmek, zulümlerini yok etmek ve hakkı görsünler diye gözlerindeki perdeyi kaldırmaktı. Ta ki Allah, varlıklar arasında nevine münhasır siyasi bir varlık kurması, hükmün Allah’a ve otoritenin ümmete ait olması, adaleti ayakta tutması ve işleri gözetmek için çalışması için Yesrib’e hicret etmesine izin verinceye kadar. Nitekim hicretinden, sağlam yapısını inşa etmesinden ve Nübüvvet ve rahmet devleti olan ilk İslam Devleti’ni kurmasından on yıl sonra, risaletini hakkıyla yerine getirmesi ve Rasul olarak risaletini en hayırlı bir şekilde eda etmesiyle Allah O’na vefatını nasip etti. Nitekim inşa etmiş olduğu yapı, heybetli, yüce ve şanlı olarak kalmaya devam etti. O’nun ardından Ebu Bekir ve Ebu Bekir’in ardından da Ömer, Osman ve Ali Halife oldular. Dolayısıyla tarih, Nübüvvet dışındaki bir yönetimde Peygamber’in Hilafetinin bir benzerine tanık olmadı. Dahası Müslümanlar, ne kadar zayıf ve ne kadar hasta olurlarsa olsunlar bu azim yapıyı korumak ve onun bayrağını yükseklerde dalgalandırmak için hiçbir çabadan kaçınmamışlardır. Nitekim Şam ve Endülüs’te Beni Ümeyye, Bağdat’ta Beni Abbas ve İstanbul’da Beni Osman bayrağı taşıdılar, devletin sütunları genişledi, yeryüzünün doğusuna ve batısına ulaşıncaya kadar yükseldi ve birtakım milletler ve kavimler İslam dinine girdiler. Bu da İslam Devleti’nin, tarihin bugüne kadar gördüğü en büyük, en güçlü, en adaletli ve en sağlam bir devlet olmasına neden oldu. Böylece İslam Devleti’nin bölgeleri genişledi, bilgi ve birikimleri ilerledi ve dostlarından önce düşmanları onu övünceye kadar sertliği ve adaletiyle ayırt edildi.

Allah’ın, “وتلك الأيام نداولها بين الناسO günleri biz insanlar arasında döndürür dururuz (zaferi bazen bir topluma bazen öteki topluma nasip ederiz)” [Ali İmran 140] sünneti gereği Hilafet Devleti’nin olduğu İslam Devleti’nin, devletlerin hareketi içindeki günleri dönüp durdu. Hatta Hilafet Devleti 13 asırdan fazla bir süre sabit durdu ve Batılı kafirlerden ve onların Arap ve Türklerden oluşan hain işbirlikçilerinden olan düşmanları onu yıkmayı başardılar. Böylece ağlayanlar için matem tutuldu ve yas tutanlar için ağıtlar yakıldı. Nitekim şairlerin emiri Şevki de şu sözleriyle ona ağıtlar yaktı:

Hindistan ah-ü vah ile doldu, Mısır üzüntüye gark oldu *** Yağmur gibi dökülen gözyaşları ile sana ağladı

Şam, Irak ve İran sorar *** Yeryüzünden Hilafeti kim sildi

Senin o büyük topluluğun mateme büründü *** Ağlayıp gözyaşı dökenlere dönüştü

Hilafet'in yıkılmasından bu yana Müslümanların başına gelmeyen hiçbir musibet kalmamıştır. Zira birlikleri paramparça oldu, tek bir devlet elli küsur paçavraya dönüştü ve her birinin İngiliz, Fransız, Amerikalı ve Ruslardan oluşan işgalcilerinin efsanelerini temizlemekten başka seçeneği yoktu. Diğer taraftan malları, dünyanın bir gurup zorbaları tarafından yağmalandı. Dolayısıyla petrol onların petrolü, gaz da onların gazı olmadığı gibi altından da faydalanamıyorlar. Nitekim işler daha da kötüleşti; zira Yahudiler mübarek toprakları gasp edip orada kendileri için bir varlık kurdular ve Mescid-i Aksa’nın avlularını kirlettiler:

Şafaktan önce avlusunu, onu kirleten bir zorba ve intikamcı arasında gördüm

İslami Hilafetin yıkılmasının dramı öyle bir boyuta ulaştı ki, İslam ümmeti her aç olanı doyurur, her evsizi barındırır ve soğuktan etkilenen herkesi korurken yarım milyardan fazla Müslüman her gece şiddetli bir açlık ve dondurucu bir soğukla ​​mücadele ediyorlar ve açık alana benzeyen yerlerde geceliyorlar:

Nice fakirler aç olarak yaşadı *** ve dondurucu soğuk kemiklerini sızlattı

Hilafet Devleti’nin yıkılmasından bu yana İslam beldelerinde Allah’ın Rasulü’nün bayrağı dışında milliyetçilik, vatancılık, laiklik, kabilecilik, Batılı ve Doğulu adına dalgalanan her bir bayrak kör ve her bir bayrak dalalettir. Nitekim şair onlar hakkında şöyle demiştir:

Bayrağımı dalgalandırmayı başaramadığımdan beri *** Senin bilmediğin çırpınışlarım oldu

İzzet ve cömert ehlinin zamanının yokluğunda *** Gecenin yıldızları bizim için ağladı

Tüm durumlara ve korkuların şiddetine rağmen, ümmeti çöküşünden kurtarmak, İslam Devleti ve Hilafetini yeniden tesis etmek, yetimlerin gözyaşlarını silmek, Müslümanların mahremlerinin ve kutsallarının çiğnenmesini engellemek, Müslümanların merkezini korumak, ülkelerini tek bir devlet altında birleştirmek, gasp edilen topraklarını kurtarmak için, Allah için nefislerinin ucuza satan ve Hilafetin yapısını, devletin gücünü ve ümmetin heybetini yeniden tesis etmek için kendilerini ve en değerli şeylerini feda eden bir gurup dışında ayağa kalkan olmadı. Zira 102 yıldönümü geçmesine rağmen tüm dünyada, Hilafetin yıkılışının yıldönümünü anmak için ayağa kalkıp ellerindekini toplayan, adamlarını seferber eden ve bir kez daha yeni bir solukla Hilafeti yeniden kurma kararlığını teyit eden birini görmedik. Hilafeti yeniden tesis etmek ise bizden önce Halifelerin metodu üzerine değil, aksine Nübüvvet ve rahmet metodu üzerine olmalıdır. Bu da Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in bize haber verdiği gibi Allah’ın Rasulü’nün metodudur:  ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِSonra Nübüvvet Minhacı üzere Hilafet olacaktır.

Evet, Hizb-ut Tahrir ümmet içinde haykırmakta, tenbih etmekte, uyarmakta, adımları teşvik etmekte ve azimleri bileylemektedir. O halde ey Müslümanlar harekete geçin, tek bir adamın yanında durun ve ellerinizi bizim ellerimizin üzerine koyun ki Nübüvvet Minhacı üzere Hilafeti, ümmetin izzetini, Kitab’ın yönetim ve egemenlikteki hakkını, caminin mesajını ve dinin gücünü yeniden tesis edelim. Ey insanlar; bizler halkına asla yalan söylemeyen bir lideriz. Bu yüzden İslam, işlerimizi yönetmesi için Raşidi Hilafetiyle geri dönmedikçe ümmetimizin ne bir gücü ne de bir asası olacaktır. Ayrıca Hilafet olmadıkça asla otoritemizi geri alamayacağız. İşte bizler bunun için devam ediyoruz. Nitekim dünyanın her tarafında konferanslar düzenledik, insanlar Hilafeti unuturken bizler onu hatırlattık, insanlar Hilafetten uzaklaşırken biz onu kurmaya azmettik, insanlar zorbalara sevgi beslerken biz onlara karşı koyduk ve insanların tiranları nerdeyse Hilafeti bizim içimize hapsedecekken biz onun için nefislerimizi adadık.

Her kimin daimi kaygısı ve meşguliyeti Hilafet olursa, Allah onun amelini eksiltmeyecek ve her kim de Allah’ın ahdi ve zafer ve iktidar vadi üzere olursa, Allahu Teala’nın haklarında şöyle buyurduğu kimselerden olmaya layık olacaktır: وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُم فِي الْأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دِينَهُمُ الَّذِي ارْتَضَى لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُم مِّن بَعْدِ خَوْفِهِمْ أَمْنًا يَعْبُدُونَنِي لَا يُشْرِكُونَ بِي شَيْئًا وَمَن كَفَرَ بَعْدَ ذَلِكَ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَAllah, içinizden, iman edip de salih ameller işleyenlere, kendilerinden önce geçenleri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına, onlar için hoşnut ve razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaatte bulunmuştur. Onlar bana kulluk eder ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Artık bundan sonra kimler inkâr ederse, işte onlar fasıkların ta kendileridir.” [Nur 55]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Dr. Muhammed Ceylani

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER