Salı, 24 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/26
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
İnsanların İşlerini Gözetmek Şirketlerin Sorumluluğunda mıdır?

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

İnsanların İşlerini Gözetmek Şirketlerin Sorumluluğunda mıdır?

Haber:

Sudan Maden Kaynakları Limited Şirketi, Sudan’da maden sektörüne yatırım yapan şirketler tarafından yürütülen çabalarından ve kalkınma projeleri ve hizmetleri lehine kesilen fonlar aracılığıyla sosyal sorumluluk projelerine aktif ve açık katkıları yoluyla madencilik faaliyetlerine ve endüstrilerine ev sahipliği yapan yerel topluluklara karşı ahlaki bağlılığından dolayı büyük takdirini dile getirdi. (Ahbar El-Yevm Gazetesi, 01/09/2022)

Yorum:

Devletin Sudan'daki vatandaşlarına karşı sorumluluğunu yerine getirmemesi ışığında,bu sorumluluğu altın ve diğer madenleri yağmalayan maden şirketlerine yüklemiştir. Zira Sudanlı Maden Kaynakları Şirketi aracılığıyla yerel topluluklara yönelik sosyal sorumluluk projeleri adına bu şirketlerden mali meblağlar kesiliyor ve içme suyu kuyularının kazılması, okul, sağlık kurumları ve benzerlerinin inşa edilmesi gibi hizmetler yapmak için yerel topluluklara ödeme yapılıyor. Bu amel, iki açıdan şeriata aykırıdır:

Birincisi: devlet, devlete ödedikleri kırıntılar karşılığında Sudan’ın altınlarını alan bu şirketler için özellikle altın olmak üzere ümmetin servetini talan ediyor. Çoğunlukla bunlar, bütçesinde altın olmadığı için devlet hazinesine gitmiyor, bilakis bazı yozlaşmış nüfuz sahibi kimselerin cebine gidiyor, sonra sosyal sorumluluk denilen şey için kırıntılar ödeniyor.

İkincisi: İşlerin gözetilmesi sorumluluğu; İnsanlara içme suyu, okullar, hastaneler ve diğer şeyleri sağlamak, şirketlerin değil devletin işleri kapsamındadır. Zira Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: ... فَالْإِمَامُ الَّذِي عَلَى النَّاسِ رَاعٍ وَهُوَ مَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِİnsanlar üzerindeki imam bir çobandır ve tebaasından sorumludur.” Nitekim Faruk Ömer İbn Hattab Radıyallahu Anh, şöyle diyerek bu sorumluluğu ne kadar da doğru ifade etmiştir: “Irak’ta bir katırın ayağı sürçse, Allah’ın bana, ey Ömer neden onun yolunu genişletmedin diye sormasından korkarım.”

İslam’a aykırı olan bu davranış, sömürgeci kafir Batı’ya boyun eğmeye, Rabbine isyan etmeye, Allah’ın indirdiklerinden başkasıyla hükmetmeye, hükümlerini ve kanunlarını Allah’ın şeriatının dışındakilerden almaya razı olan bir devlet için doğal bir davranıştır.

Sudan halkı, bu servetlerin, onu bireylere veya şirketlere veren hükümetin mülkü değil de ümmetin mülkü olduğunu bilmesi gerektiği gibi bu saçmalığa dur diyecek, ümmetin servetlerini ona geri iade edecek olan tek devletin de Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafet Devleti olduğunu da bilmelidir. Böylece Hilafet, madenlerin sayımı, çıkarılması, eritilmesi, tebaanın yararına satılması ve işleri gözetmek için şerî vacibini yerine getirmesi ile ilgili şerî hükümleri uyguladığında insanlar, dar ve sıkıntılı bir hayattan mutlu ve ferah bir hayata kavuşacaklardır.

O halde Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafeti yeniden kurmak için çalışanlarla birlikte çalışmak için acele edin ki kurtuluşa erenlerden olasınız.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

İbrahim Osman (Ebu Halil) - Sudan

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER