Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Kızgın Tavadan Ateşe Düşmek!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Kızgın Tavadan Ateşe Düşmek!

Haber:

El-Fecr Pakistan-Kremlin, Pakistan ve Rus liderlerin ikili iş birliğinin önemli yönlerini ele aldıklarını ve Güney Asya'daki gelişmeler de dahil olmak üzere mevcut bölgesel meseleler hakkında görüş alışverişinde bulunduklarını belirten kısa bir açıklama yaptı. Başbakanlık ofisinden yapılan açıklamada, iki liderin ikili ilişkiler ve ortak çıkarları ilgilendiren bölgesel ve uluslararası meseleler hakkında geniş kapsamlı istişarelerde bulundukları belirtildi.

Yorum:

İngiltere’nin Hindistan’ı iki ayrı devlete (Hindistan ve Pakistan) bölmesi, soğuk savaşın başlangıcına denk gelmiştir. Nitekim -sömürgelikten kurtulmuş ve yapısal zayıflıklarla dolu- yeni bağımsız ulus-devletler, ortaya çıkan bu iki kutuplu uluslararası sistemde iki süper güç (ABD ve Sovyetler Birliği) arasından bir müttefik seçme ikilemiyle karşı karşıya kaldılar. Dolayısıyla Pakistan, sözde bağımsızlığının son 75 yılında Batı ile ekonomik ve askeri ittifaklar kurdu ancak bu seçiminin bedelini her zaman ödedi. Çoğu zaman Pakistan, Batı yanlısı tercihlerinden dolayı Sovyetler Birliği’nin açık bir intikamı ve düşmanlığıyla karşı karşıya kalmıştır. Çünkü Pakistan, ABD’ye yakın olmaya karar verdi ve ona hizmet etmek ve savaşına girmekten dolayı da kendini güvende hissetti. Ama Sovyetler Birliği Soğuk Savaş birliğinin süper gücü olarak, tüm uluslararası forumlarda, Pakistan'ın çıkarlarına ve özellikle de Pakistan’ın Birleşmiş Milletlerde Keşmir’le ilgili konumuna karşı defalarca oy kullanmıştır. Ayrıca 1971 yılındaki Hint-Pakistan Savaşı’nda Pakistan, Doğu Pakistan'da aşağılayıcı bir teslimiyet yaşamış ve bu da Bangladeş’in doğmasına yol açmıştır. Dolayısıyla Pakistanlı entelektüeller, birleşik bir Pakistan’ın parçalanmasını, Pakistan’ın ABD ile Çin arasındaki yakınlaşmayı kolaylaştırmadaki rolü karşılığında İslamabad’ın ödediği en büyük bedel olarak değerlendiriyorlar. Ayrıca Hindistan ve Sovyetler Birliği arasındaki karşılıklı dostluk antlaşması, 1971 Hint-Pakistan Savaşı sırasında Hindistan’a siyasi ve stratejik bir destek sağlamıştır.

Zülfikar Ali Butto Cumhurbaşkanlığını teslim aldığında sosyalizmi desteklemeye başladı. Bu nedenle Rusya ile ilişkiler düzelmeye başladı. 1972-1977 yılları arasındaki beş yıllık bir dönemde Sovyetler Birliği’ni iki kez ziyaret etti. Buna mukabil bir dizi Sovyet ekonomi heyeti ve çelik uzmanı Pakistan’ı ziyaret ettiler. Bunun üzerine Rusya’dan yol madenciliği makineleri ve traktörleri ithal edildi ve İslamabad’da bir Sovyet şirketi ile 2.300 milyon Rupi değerinde makine alımı için bir sözleşme imzalandı. (Zülfikar Ali Butto'nun dış politikası.) Ayrıca 1975 yılında Pakistan ve SSCB, bilimsel uzmanlık değişimi için yıllık bir programa girdiler. Dolayısıyla          Butto’nun, millileştirme ve sosyalist yanlısı politikalarına teşvik edilip övüldü ve Mayıs 1977 yılında bir Sovyet ticaret heyeti İslamabad’a gelerek 15 milyon dolarlık mal değişimi sağlayan bir ticaret protokolü imzaladı.   

5 Temmuz 1977 yılında General Ziyâ-ul Hak’ın Cumhurbaşkanlığını üstlenmesiyle Pakistan-Sovyet ilişkileri çöktü ve Ziyâ-ul Hak ve Navaz Şerif hükümetleri sırasında sert olarak kaldı. Zira bunlar, ABD ile ilişki kurmak için çok çalıştılar. Nitekim Aralık 1979’da Afganistan’daki Sovyet askeri müdahalesinden sonra yeni bir dönem başladı. Dolayısıyla yeni bir manipülasyon oyunu başladığı gibi dini olarak farz olan cihat terimi, çıkarları şekillendirmek ve insanları aldatmak için kullanılmaya başladı. Böylece Ziyâ-ul Hak’ın ölümüne kadar geçen süre içinde Pakistan ve Afganistan stratejik olarak manipülasyon ve aldatmayla kapatıldı. Pakistan, Sovyetler Birliği'ne karşı ABD'ye verdiği desteğe karşılık büyük meblağlar ödedi ve bu destek, Pervez Müşerref döneminde kendi halkına karşı bir savaşa dönüştü. Bunun üzerine işler kötüye gitmeye başladı ve oğullarımızın canı ve kızlarımızın namusuyla onlara hizmet etmeye başladık.

Şimdi ise İmran Han’ın zamanı geldi ve o da tüm selefleri gibi, kölelik ve aşağılanmanın olduğu bir yaşamı sürdürmeyi düşünüyor. Dolayısıyla 75 yıllık bu korkunç yolculukta bulunmak, Müslümanların desteğinin karanlık ve sinsi yerlerde olmadığını, bilakis sadece İslam’ın nurunda olduğunu anlamak için yeterli olmadı. Oysa ne Amerika, ne Sovyetler Birliği ne de Çin, Müslümanları bu dünyanın yıkımından kurtaramaz. Zira Allah Subhanehu ve Teala’ya isyandaki hiçbir ekonomik, askeri veya stratejik manevranın, herhangi bir rahatlama sağlaması imkansızdır. Ayrıca Müslümanlara yardım etmek, kâr elde etmek için olamaz. Bu yüzden huzur, Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bayrağı altında birleşmekte ve Allah Subhanehu ve Tala yolunda savaşmaktadır. Dolayısıyla İmran Han’ın bu ziyareti ne bir şeref, ne bir başarı, ne bir zekilik, ne de ziyaret etmek için uygun bir zaman değildir. Bu yüzden artık sömürge döneminin karmaşıklıklarından kurtulmanın ve sadece Allah Subhanehu ve Teala’ya bağlılığın olduğu bir döneme girmenin zamanı gelmiştir. Batı’nın bu konuyla meşgul olduğu bir zamanda, Müslümanlar taraflardan birinin yanında yer almak yerine Hilafetin kurulması için çalışmalıdırlar. İşte o zaman dünyanın ve içindeki olayların bir anlamı olacaktır. Zira Hilafetin gölgesinde bu tür olaylar devletin kendisini güçlendirmesi için kullanılacak ve başka hiçbir ülke, Hilafetin niyetini öğrenmeden bir savaşa girmeye cesaret edemeyecektir.   

Allahu Teala şöyle buyurmuştur: فَلَمَّا كُتِبَ عَلَيْهِمُ الْقِتَالُ إِذَا فَرِيقٌ مِّنْهُمْ يَخْشَوْنَ النَّاسَ كَخَشْيَةِ اللّهِ أَوْ أَشَدَّ خَشْيَةً وَقَالُواْ رَبَّنَا لِمَ كَتَبْتَ عَلَيْنَا الْقِتَالَ لَوْلا أَخَّرْتَنَا إِلَى أَجَلٍ قَرِيبٍ قُلْ مَتَاعُ الدَّنْيَا قَلِيلٌ وَالآخِرَةُ خَيْرٌ لِّمَنِ اتَّقَى وَلاَ تُظْلَمُونَ فَتِيلاًSonra onlara savaş farz kılınınca, içlerinden bir gurup hemen Allah’tan korkar gibi, hatta daha fazla bir korku ile insanlardan korkmaya başladılar da "Rabbimiz! Savaşı bize niçin yazdın! Bizi yakın bir süreye kadar ertelesen (daha bir müddet savaşı farz kılmasan) olmaz mıydı?" dediler. Onlara de ki: "Dünya menfaati önemsizdir, Allah’tan korkanlar için ahiret daha hayırlıdır ve size kıl payı kadar da haksızlık edilmez.” [Nisa-76]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Ahlak Cihan

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER