Haber-Yorum

Allah’ın Şeriatını Kâmil Bir Şekilde Tatbik Etmenin Zamanı Gelmedi mi?

Haber:

25/11/2021 Perşembe günü, Anayasa Mahkemesi Hakimler Komitesi, 2020 tarihli ve 11 nolu İş Yaratma Yasası’nın, 1945 Endonezya Cumhuriyeti Anayasası ile çeliştiğini ve koşullu bağlayıcı bir yasal gücünün olmadığını belirtti. Bilindiği üzere İş Yaratma Yasası, gerçekte Kapitalizmin desteklediği bir yasadır. Ayrıca Anayasa Mahkemesi, İş Yaratma Yasası’nın, yasa koyucular müdahale edene kadar, yani hükümet ve Halk Temsilciler Meclisi iki yıllık bir süre içerisinde iyileştirmeler yapıncaya kadar yürürlükte kalmaya devam edeceğine de karar verdi. Yasa, anayasaya aykırı ilan edildi ama hala geçerli ve bağlayıcıdır. Politika, Hukuk ve Güvenlik Koordinasyon Bakanı Muhammed Mahfuz, 06/12/2021’de bir hukuk uzmanı olarak, aynı şekilde İş Yaratma Yasası’nın koşullu olarak anayasaya aykırı olduğunu ilan ettikten sonra uygulanmaya devam edilmesinin nedenini sorduğunu söyledi ve bununla birlikte bu yasanın Anayasa Mahkemesi kararıyla yürürlükte kalmaya devam edeceğini de söyledi. Aynı zamanda, Temsilciler Meclisi’ndeki grupların çoğu, 22 Aralık 2021'de onaylanacak olan “cinsel şiddet suçu” olarak adlandırdıkları bir yasa tasarısı hazırlamayı da kabul etti. Tasarı, karşılıklı rızaya bağlı olduğu sürece eşcinsel ilişkilere ve zinaya izin veriyor.

Yorum:

1- Bu, gerçekte beşerî yasanın doğasını ortaya koymaktadır. Birincisi: İnsanlar tarafından konulan yasalar, yalnızca yasa koyucuların ve arkadaşlarının çıkarlarıyla ilgilidir. Dolayısıyla İnsanlar en başından beri yasayı reddetmelerine rağmen hala onların çıkarına devam etmektedir. İkincisi: Teorik olarak anayasaya aykırı yasaların geçersiz olduğu ve uygulanmaması gerektiği belirtilmekte ancak yukarıdaki duruma göre Endonezya’daki en yüksek hukuk mahkemesi yasayı anayasaya aykırı ilan etmesine rağmen ancak o hala yürürlüktedir. Çünkü bu, otoriteyi destekleyen iş adamları için çok kârlı bir durumdur. Üçüncüsü: Beşerî kanunlar, haram ve helale dikkat etmez. Örneğin, Kuran eşcinsel ilişkileri haram kılmaktadır. Zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَلُوطاً إِذْ قَالَ لِقَوْمِهِ أَتَأْتُونَ الْفَاحِشَةَ وَأَنْتُمْ تُبْصِرُونَ * أَئِنَّكُمْ لَتَأْتُونَ الرِّجَالَ شَهْوَةً مِنْ دُونِ النِّسَاءِ بَلْ أَنْتُمْ قَوْمٌ تَجْهَلُونَ “Lut’u da (peygamber olarak kavmine gönderdik.) Kavmine şöyle demişti: Göz göre göre hala o hayasızlığı yapacak mısınız? (Bu ilahî ikazdan sonra hala) siz, ille de kadınları bırakıp şehvetle erkeklere yaklaşacak mısınız? Doğrusu siz, beyinsizlikte devam edegelen bir kavimsiniz!” [Neml 54-55] Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: مَنْ وَجَدْتُمُوهُ يَعْمَلُ عَمَلَ قَوْمِ لُوطٍ فَاقْتُلُوا الْفَاعِلَ وَالْمَفْعُولَ بِهِ “Her kimi Lut kavminin işlediği fiili yapar görürseniz, yapanı da yaptıranı da öldürün.” [Tirmizi rivayet etti.] Buna rağmen Allah Subhanehu ve Teala’nın karar kılmış olduğu şey dikkate alınmamaktadır. Dördüncüsü: İnsanın koyduğu kanunlar, yanar dönerdir. Daha önce Aralık 2020’deki anayasaya göre İş Yaratma Yasası çıkarılmış, ancak bir yıl sonra anayasaya aykırı olduğu ilan edilmiştir! Ancak bir yıl sonra anayasaya aykırı olduğu ilan edilmiştir! Dolayısıyla bu tür yasaların doğası, asla adalet ve huzur getirmeyecektir.

2- Bu, Allah Subhanehu ve Teala’nın hükümlerinin ve sistemlerinin terk edilmesi ve beşerî sistemlerin tatbik edilmesi gibi temel bir sorunun meydana geldiğine delalet etmektedir. Bu nedenle, yaşananların ülke halkı arasında bir çatışma meydana getirmesi şaşırtıcı değildir. Zira adalet umudu çok ama çok uzaktır. Gerçekte bereket, Allah Subhanehu ve Teala’nın Nebi Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e indirdiği İslam şeriatının tatbik edilmesiyle olacaktır. Zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur: أَفَحُكْمَ الْجَاهِلِيَّةِ يَبْغُونَ وَمَنْ أَحْسَنُ مِنَ اللّهِ حُكْمًا لِّقَوْمٍ يُوقِنُونَ “Onlar hala cahiliye hükmünü mü arıyorlar? Kesin bilgiyle inanan bir topluluk için hükmü, Allah’tan daha güzel olan kimdir?” [Maide 50] Subhanehu şöyle buyurmuştur: وَمَنْ أَعْرَضَ عَنْ ذِكْرِي فَإِنَّ لَهُ مَعِيشَةً ضَنْكاً وَنَحْشُرُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَعْمَى * قَالَ رَبِّ لِمَ حَشَرْتَنِي أَعْمَى وَقَدْ كُنْتُ بَصِيراً * قَالَ كَذَلِكَ أَتَتْكَ آَيَاتُنَا فَنَسِيتَهَا وَكَذَلِكَ الْيَوْمَ تُنْسَى * وَكَذَلِكَ نَجْزِي مَنْ أَسْرَفَ وَلَمْ يُؤْمِنْ بِآَيَاتِ رَبِّهِ وَلَعَذَابُ الْآَخِرَةِ أَشَدُّ وَأَبْقَى “Ve kim Benim zikrimden yüz çevirirse, o taktirde mutlaka onun için sıkıntılı bir geçim dar bir hayat vardır ve kıyamet günü de onu kör olarak haşrederiz. O: Rabbim! Beni niçin kör olarak haşrettin? Oysa ben, hakikaten görür idim der. (Allah) buyurur ki: İşte böyle. Çünkü sana ayetlerimiz geldi; ama sen onları unuttun. Bugün de aynı şekilde sen unutuluyorsun! Doğru yoldan sapanı ve Rabbinin ayetlerine inanmayanı işte böyle cezalandırırız. Ahiret azabı, elbette daha şiddetli ve daha süreklidir.” [Taha 124-127] O halde Allah’ın şeriatını kâmil bir şekilde tatbik etmenin zamanı gelmedi mi?

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Muhammed Rahmet Kurnia – Endonezya