- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Demokrasi Zirvesi!
Haber:
-“Demokrasi ve insan haklarının değerlerini güçlendirmeyi ve bunları ABD’nin dış politikasının kalbine yerleştirmeyi vurgulamak için” perşembe ve cuma günleri ABD Başkanı Joe Biden'in ev sahipliğinde, demokrasi hakkında türünün ilk örneği olan zirvenin başlamasıyla birlikte gözlemciler, zirvenin fizibilitesi, amaçları ve sonuçları hakkındaki şüphelerini dile getirdiler.
Yorum:
Birincisi; demokrasi, tiranların yönetimlerini süslemek ve iktidardaki koltuklarını pekiştirmek için giydikleri gerçeği olmayan yaygın siyasi bir efsane olup iddia edildiği gibi ABD bunu, insan hakları adına değil, bilakis başkalarının işlerine müdahale etmek için kullanmaktadır. Zira örneğin -özellikle Müslümanlara karşı bir mücrim devlet olan- Çin’e karşı demokrasi sloganını yükseltmekte ancak insanlığı katlettiği ve kendi çıkarları için tüm dünyanın tiranlarıyla iş birliği yaptığı eylemlerinden hiç bahsetmemektedir. Nitekim Filipin-Amerika savaşındaki cürümleri buna dair bir örnektir. Zira Kongre Soruşturma Komisyonu, Filipinler’de yaklaşık 1,5 milyon sivilin öldürüldüğü askeri savaş suçlarıyla ilgili bir soruşturma yürütmektedir.
Ayrıca Amerika’nın tecavüz suçları da vardır. Zira 1945 yılında Japonya’daki Okinawa Savaşı’ndan sonra kadınlara tecavüz edilmiştir. Yine Japonların teslim olmasının ardından Kanagawa eyaletinin işgalinin ilk on gününde 1.336 tecavüz vakası bildirilmiştir.
Terörle mücadele meselesine gelince; Irak, Pakistan, Afganistan, Yemen ve Somali’deki silahsız sivillere karşı, hava bombardımanı, kadın ve erkelere tecavüz edilmesi, savaş esirlerinin öldürülmesi, işkence görmeleri, insanlıklarının ihlal edilmesi, soykırım veya uluslararası olarak yasaklanmış silahların kullanılması gibi Amerikan kuvvetleri tarafından işlenen birçok savaş suçları ortaya çıkmıştır. Zira İnsan Hakları İzleme Örgütü 2005 yılında komuta sorumluluğunun, ister onların bilgisiyle olsun isterse sorumlulukları altındaki kişilerle olsun Bush yönetimi ile birlikte üst düzey yetkilileri savaş suçlarıyla suçlu bulabileceğini iddia etmişti. Ama 2001 yılının başından bugüne kadar ABD güçlerinin sözde “terörizmle savaşta” işledikleri suçlarla ilgili henüz üst düzey bir soruşturma yapılmamıştır.
Irak’a yönelik savaş suçlarına gelince; bazı odaklar, 2003 yılındaki savaşın ve aynı şekilde Ebu Garib cezaevi suçunun başlamasında bu yana Irak’ta öldürülen sivillerin sayısının iki milyona ulaştığını tahmin etmektedirler. İşte bunlar, uzun bir tarihi olmayıp bilakis çok kısa bir yaşam süresi olduğu halde bir avuç elitin çıkarı için dünyayı katleden ve yok eden Amerika’nın cürümleri hakkındaki bazı gerçeklerdir. Sonra da gelmiş hurafe bir fikirle ve küresel olarak rezillikleri ortaya çıkan uygulamalarla dünyaya liderlik etmektedir!
Ancak kim zili çalarak onlara dünyadaki eylemlerinin, cürümlerinin ve sapkınlıklarının hakikatini gösterecek? Bunun da aynı zihniyet ve uygulamaları paylaşan diğer ülkeler tarafından olması tasavvur edilemez. Bilakis sahih Rabbani bir fikir taşıyan ideolojik siyasi bir varlığın olması kaçınılmazdır. Ve bu da ancak Allah’ın izniyle İslam ve onun devletinde olacaktır.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Hasan Hamdan