Salı, 24 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/26
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
On Avrupa Ülkesi Büyükelçesinin İstenmeyen Adam İlan Edilmesi

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber – Yorum

On Avrupa Ülkesi Büyükelçisinin İstenmeyen Adam İlan Edilmesi

Haber:

“Öbür tarafta, yatıyorlar, kalkıyor, Kavala, Kavala. 'Kavala' dediğin Soros'un Türkiye şubesi. 10 tane büyükelçi onun için Dışişleri Bakanlığına geliyor. Bu ne terbiyesizliktir? Siz burayı ne zannediyorsunuz? Burası Türkiye, Türkiye. Burası öyle zannettiğiniz gibi bir kabile devleti değil. Burası Türkiye, anlı şanlı Türkiye. Burada kalkıp Dışişleri Bakanlığına gelip talimat verme gibi bir yola giremezsiniz. Gerekli talimatı ben de Dışişleri Bakanımıza verdim. Ne yapması gerektiğini söyledim. 'Bu 10 tane büyükelçi bunların bir an önce istenmeyen adam ilan edilmelerini hemen halledeceksiniz' dedim. Zira bunlar, Türkiye'yi tanıyacaklar, anlayacaklar, bilecekler, bilmedikleri, anlamadıkları gün burayı terk edecekler.” (hurriyet.com.tr)

Yorum:

Geçtiğimiz 18 Ekim tarihinde Kanada, Fransa, Finlandiya, Danimarka, Almanya, Hollanda, Yeni Zelanda, Norveç, İsveç ve Amerika Birleşik Devletleri büyükelçilikleri dört yıldan bu yana tutuklu bulunan Osman Kavala’nın serbest bırakılması için ortak açıklama yayınlamışlardı. Yaptıkları açıklamalarda; “Türkiye'nin uluslararası yükümlülükleri ve iç hukukuyla uyumlu şekilde, bu davanın adil ve hızlı biçimde sonuçlandırılması gerektiği kanısındayız. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin bu husustaki kararları doğrultusunda Osman Kavala'nın derhal serbest bırakılmasının sağlanması için Türkiye'ye çağrıda bulunuyoruz.” dediler. (bbc türkçe) Bunun üzerine on ülke büyükelçileri 19 Ekim tarihinde Türkiye Dışişleri Bakanlığına çağrılarak uyarıldılar.

Bu açıklamaların üzerinden dört gün geçtikten sonra 23 Ekim günü Cumhurbaşkanı Erdoğan Eskişehir ilinde düzenlenen törende yaptığı konuşmada yukarıdaki sözleri söyledi. Erdoğan’dan yapılan açıklamaya göre önümüzdeki günlerde bu büyükelçiler “Persona non grata” yani istenmeyen adam ilan edilecekler! Yaşanan bu gelişmeler karşısında şu değerlendirmeleri yapmak isteriz:

1- Her ne sebeple olursa olsun kafir devletler tarafından yapılan bu açıklamalar onların kibirliliklerinden, kendilerini daha büyük ve güçlü görmelerinden kaynaklanmaktadır. Bunun en temel nedeni ise İslâm coğrafyasındaki yöneticilerin kafirlere uşaklık etmeleri, onların ideolojilerini, kültürlerini benimsemeleri, kendilerini onlardan bir parça görmeleri ve onlardan korkmalarından kaynaklanmaktadır. Oysa İslâm tarihi boyunca İslâm Devleti’ne karşı aşağılık açıklama yapma cüretini gösteren küffarın liderleri çok geçmeden bunun hesabını ödemişlerdir.

2- Avrupa ülkeleri büyükelçileri tarafından yapılan bu açıklamalar, Erdoğan’ın üç Afrika ülkesi Angola, Nijerya ve Togo'ya yapmış olduğu ziyaretle aynı dönemde gerçekleşti. Nitekim Fransız gazeteleri bu ziyaretle ilgili olarak “Erdoğan, Afrika’daki varlığını güçlendiriyor” (Le Figaro), “Erdoğan, Afrika’daki etkisini yaymaya çalışıyor” (Le Monde) açıklamalarında bulundular. Erdoğan Angola ziyaretinde şu ifadeleri kullandı: “Afrika kıtası yıllar yılı sömürülmüştür. Angola 400 yılı aşkın maalesef Portekiz tarafından sömürülmüş bir ülke konumundadır. Afrika'nın ülkelerinin birçoğunun yer altı kaynakları maalesef Batı tarafından sömürülmüştür. Bunların en önemlisi Fransa'dır. Fransa, Afrika'yı adeta bir sömürge kıtası olarak kullanmıştır. Yüz binlerce insan buralarda öldürülmüştür. Başta Cezayir, Ruanda olmak üzere, bu insanlar öldürülürken kimsenin sesi çıktı mı?” (yenisafak.com.) Erdoğan’ın gerek ziyaretleri esnasında ve gerekse dönüşte yaptığı açıklamalarda özellikle Fransa’ya yönelik açıklamalar dikkati çekmektedir. Çünkü Erdoğan döneminde Türkiye birçok Afrika ülkesinde “Büyükelçiliklerimizin yanı sıra TİKA, AFAD, Yunus Emre Enstitüsü, Maarif Vakfı, Türkiye Diyanet Vakfı, Anadolu Ajansı, Türk Hava Yolları gibi” (https://www.mfa.gov.tr/turkiye-afrika-iliskileri.tr.mfa) sivil toplum kuruluşları aracılığıyla su kuyuları açmak, insanlara maddi yardımlar yapmak gibi faaliyetlerde bulunmakta, ABD lehine Fransa aleyhine faaliyetler yürütmektedir. Bu nedenledir ki Erdoğan’ın Afrika ziyaretinden Fransa fazlasıyla rahatsız olmuştur. Üstelik Erdoğan Fransa aleyhindeki açıklamalarını ziyaret dönüşünde uçakta yaptığı açıklamalarla da sürdürmüş ve Macron’u becerisizlikle suçlamıştır.

3- Bu dönem içerisinde gerçekleşen olaylardan bir diğeri ise Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine Yönelik Mali Eylem Görev Gücü (FATF), kara para aklama ve terörün finansmanı ile mücadele yaklaşımındaki eksiklerinden dolayı, Türkiye'nin "gri liste”ye alınmasıdır.

4- Ancak bu bildiriyi imzalayan ülkeler arasında ABD yer alırken İngiltere’nin yer almaması dikkat çekmektedir. Burada İngiltere’nin de Amerika’nın da kendisine göre hesabı bulunmaktadır. Son zamanlarda Erdoğan ile Amerika arasında kısmi gerginlikler olmakla birlikte Erdoğan’ın Amerika’ya tam anlamıyla kafa tutması mümkün olmadığı gibi Amerika’nın da şu an için Erdoğan’dan vazgeçmesi söz konusu görülmemektedir. Bu çıkışıyla Erdoğan özellikle kamuoyuna mesajlar vermek istemekte, Amerika başta olmak üzere batılı ülkelerin kendisinin ve Türkiye aleyhine çalıştıkları, kendisinin onlara itaat etmediği, yaşanan ekonomik sıkıntıların arkasında bunların Türkiye aleyhindeki faaliyetlerinin yer aldığı imajını vermek suretiyle yaklaşan seçimlere şimdiden yatırım yapmak istemektedir.

Diğer taraftan Erdoğan iç siyasette bunu muhalefete yönelik saldırı malzemesi olarak kullanacaktır. Zira Erdoğan medyası Kılıçdaroğlu başta olmak üzere muhalefeti Amerika’nın adamları olarak suçlamaktadır. İngiltere ise bu bildiriye imza atmamakla, Osman Kavala olayının arkasındaki fiili aktörün kendisi olduğu gerçeğini Türkiye kamuoyundan gizlemiş olmaktadır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Muhammet Hanefi YAĞMUR

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER