Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
İfsat (İstanbul) Sözleşmesinin Feshi ve MB Başkanının Görevden Alınması

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum:

İfsat (İstanbul) Sözleşmesinin Feshi ve MB Başkanının Görevden Alınması

Haber:

"Türkiye Cumhuriyeti adına 11/5/2011 tarihinde imzalanan ve 10/2/2012 tarihli ve 2012/2816 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi'nin Türkiye Cumhuriyeti bakımından feshedilmesine, 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 3'üncü maddesi gereğince karar verilmiştir." “Merkez Bankası başkanı Naci Ağbal 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 35'inci maddesi ile 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 2'inci maddesi kapsamında görevden alındı.” (20 Mart 2021, Anadolu ajansı)

Yorum:

Türkiye’de siyasi gelişmeler çok hızlı gelişiyor. Akşamdan sabaha nasıl bir gelişme ile karşılaşılacağı kimi zaman tahmin edilemiyor. Ancak özellikle son bir yıl içinde meydana gelen gelişmelerin tümünü birkaç madde ile özetlemek mümkündür.                    

1-             İfsat (İstanbul) sözleşmesinin iptal kararı. Bu meselenin iki yönü bulunmaktadır. Birincisi, Türkiye’de meseleye duyarlı olan Müslümanların yoğun bir şekilde buna tepki göstermesi nedeniyle Erdoğan’nın tabiri caizse “bakın ben sizin isteklerinizi yerine getirdim, ben de sizin gibi düşünüyorum” imajını vermek istemesidir. Bir başka ifade ile 2023 yılında yapılacak olan seçimlere yatırım yapıyor. Zira Erdoğan icraatları nedeniyle kan kaybına uğruyor. İkincisi, her ne kadar Resmi Gazetede yayınlanan kararname ile Türkiye bu ifsat sözleşmesinden çekilmiş olsa da 2012 yılında bu sözleşmenin Türkçeye yapılan tercümesinin mecliste kabul edilmesi sonucunda kanun haline getirilmiş hali yürürlüktedir. Ayrıca AKP’li eski Aile Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, Ankara sözleşmesi adı altında yeni bir sözleşme hazırlayacaklarını ifade ederek, bu ifsat sözleşmesinden vazgeçmediklerini, Avrupalı efendilerini, Türkiye içindeki laik, Kemalist, feminist düşünceye sahip olanları razı etmek için ellerinden geleni yapacaklarını net olarak ifade etmiştir.

2-             Yine aynı gece yayımlanan bir kararname ile Merkez Başkanı Naci Ağbal 7 Kasım 2021 tarihinde getirilmiş olduğu görevinden 4,5 ay sonra bir gece yarısı kararnamesiyle alındı. Zira 2016 yılından bu yana dört tane başkan değişikliği meydana geldi. Erdoğan, bu başkanların tümünü faiz oranları gerekçesiyle görevden aldı. Naci Ağbal’dan önce göreve getirilen Murat Uysal’ın göreve geldiği 2018 yılı Eylül ayında %24 düzeyinde olan politika faizleri Eylül 2019-Mayıs 2020 arasındaki dönemde yüzde 8,25’e kadar düşürüldü. Ancak buna rağmen görevden yine alındı. Zira temel mesele faizlerin düşürülmesi değildi. Tam tersine kapitalist sistem esasına göre yürüyen sistemde para-banka ve borsa üçgeninde cirit atan vahşilerin isteklerine cevap verilmesiydi. Bu nedenle Murat Uysal’ı görevden alıp Naci Ağbal’ı faizleri yükseltmesi için göreve getirdi. Naci Ağbal da piyasanın talebine uyarak faizleri yükseltti.

Ancak her ne olursa olsun bir yandan faiz oranlarının diğer taraftan da döviz fiyatlarında meydana gelen yükselmenin temel nedeni kapitalist sistemin kendisi olmakla birlikte, Erdoğan ve çevresindekilerinin açgözlülüklerine bağlı olarak yapılan uygulamalar bu artışlara çanak tutmuş ve hızlandırmıştır. Zira onlar bir taraftan efendilerinin, finans çevrelerinin taleplerini yerine getirirlerken diğer taraftan da kendi ceplerini doldurmanın derdinde idiler. Bu nedenle para olmadığı halde “Yap İşlet Devret” dedikleri bir modeli esas alarak yollar, köprüler, havaalanları, limanlar vs yaptırdılar, bu işleri yapacak olan şirketlerin devlet garantisi altında dış borçlanma yapmalarını sağladılar. Buna bağlı olarak bir taraftan iç borçları diğer taraftan da dış borçları artırdılar. 2021 yılı içerisinde ödenecek olan borçların sadece faizleri 250 milyar TL’ye ulaştı. Dış borçları 450-500 milyar dolar rakamlarına çıkarttılar. Bu borçları ödemek için ise özellikle döviz girdilerinin olmaması finans çevrelerinin faiz ve döviz üzerinde oynamalarına, bir gece içinde milyarlar kazanmalarına imkan tanıdı.

Kısacası Erdoğan ve hükümeti ne Merkez Bankası başkanlarını değiştirmekle ne teşvik paketleri açıklamakla bu fasit daireden kesinlikle kurtulamaz. Bu sıkıntılardan kurtulmanın tek yolu, hayatın her alanında olduğu gibi ekonomi ile ilgili alanlarda da İslâmi hükümleri uygulayacak, faizli banka sistemini, borsayı ve kâğıt para sistemini kaldırıp altın standardını uygulamaya koyacak olan Raşidi Hilafet Devleti’nin kurulmasıdır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Muhammet Hanefi YAĞMUR

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER