Çarşamba, 25 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/27
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
“Terörist” Olarak Tanımlanan Bir Müslüman, laik Rejimlerde Masumiyeti Hak Etmez!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum
(Tercüme)

“Terörist” Olarak Tanımlanan Bir Müslüman, laik Rejimlerde Masumiyeti Hak Etmez!

Haber:

7 Ekim 2020 Çarşamba günü Nairobi Baş yargıç Francis Anday, Liban Abdullah Omar'ı “Westgate saldırısı” terör suçlamalarından beraat ettirdi. 8 Ekim 2020 Perşembe günü, Yukarı Tepe'deki Terörle Mücadele Polis Birimi karargahından ayrıldıktan birkaç dakika sonra Abdullah Omar, kız kardeşleriyle taksiye bindiği sırada silahlı kişiler tarafından kaçırıldı. (Za-Setar, 08/10/2020)

Yorum:

Bu adam kaçırma olayı, 16 Ağustos 2020'de Şeyh Khaled Sweileh, Profesör Jumah Shamat ve Hasan'ın Kilifi bölgesindeki Mondia Noor Center'de gerçekleşen son adam kaçırma operasyonundan sonra geldi. Kaçıranların sabah saat 1'de binaya baskın düzenleyen Terörle Mücadele Polis Biriminden memurlar olduğu iddia ediliyor. (Daily Nation, 08/16/2020).

16 Ağustos olaylarından önce, Kwale ilçesinin Kibundani semtinde 30 Mayıs 2020 Cumartesi günü bir başka acımasız saldırı gerçekleşti. Müslümanlar, 6 yaşındaki Souila Rahma ve 3 yaşındaki Eid Rahma isminde iki çocuk babası olan 41 yaşındaki Muhammad Rahma Mapenzi'nin öldürüldüğü haberiyle uyandılar. Ayrıca ölen kişinin aile fertleri de ölümcül şekilde yaralandı. Sekiz aylık yaralı hamile karısının hastaneye alınırken çocuğunu kaybettiği öğrenildi. (Standaart 30.5.2020)

Bu son olay, aslında yargı bağımsızlığını bastırmaya çalışırken hukukun üstünlüğünü iddia eden Kenya'nın laik demokratik bir mafya devleti olduğunun kanıtıdır. Sözde adam kaçırma olayı, devlet güvenlik biriminin Müslümanların yüreğine korku salmak için yapmış olduğu bir komplodur. Ayrıca, adli görevlilere sadece “teröristler ve aşırılık yanlıları” ile mücadele ile ilgili davalarda mahkumiyete ihtiyaç duyduklarına ve beraat kararının yargılamalarda bir seçenek olmadığına dair sinyaller vermektedir.

Kenya, terörizm ve aşırılıkçılarla mücadele bahanesi altında kendi tebaasını feda ederek İslam’a ve Müslümanlara karşı Batı’nın lehine savaşa derinden dahil oluyor. Kenya'nın yasaları ve politikaları, İngiltere ve müttefikleri tarafından yönetilen Batılı sömürgeci efendilerinden etkileniyor. Bu yüzden El Şebab'la savaşmak adına efendisinin çıkarlarını korumak için Somali'yi işgal etti. Bu, Batılı ajanların önderlik ettiği ve sızdığı bir gruptur. Böylece İslam kınanmış, Müslümanların kanı dökülmüş ve mallarına el konulmuş oldu.

Kenya Cumhurbaşkanının 30 Eylül 2020'de başlayan üç ülkeyi ziyaretinin ardından Mısır'ı ve Fransa'yı ziyaret etmesi şaşırtıcı değildir. İki ülke İslam'a ve Müslümanlara karşı korkunç politikalarıyla ünlüdür. Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, aşırıcılığı yok etme bahanesiyle camileri kapatma ve İslam kültürünü yasaklamaya kadar ileri giderek zulümleriyle tanınan bir ülke konumuna getirmiştir. Sisi İslam'a ve Müslümanlara karşı korkunç politikalarıyla ünlüdür! Öte yandan, ilki (Macron) Aralık 2020'de Fransız Cumhuriyeti’nin laik yasalarıyla çelişen sözde “radikal İslam” ile mücadele etmeyi amaçlayan politikalar başlatmaya hazırlanıyor.

Tüm dünya Müslümanlarının bugün İslam'ı ve Müslümanları çevreleyen vakıayı iyi anlamaları zorunludur. Nitekim İslam akidesini benimseyenler; Allah'tan başka ilah olmadığına ve Rasûlullah Sallallahu aleyhi ve sellem'in Allah'ın elçisi olduğuna ve laik nizamının düşman olarak gördüğü İslam akidesine göre yaşaması gerekir!

İslam ve Müslümanlar bu seküler kapitalist rejim altında kaldığı sürece zayıflamaya devam edeceklerdir. Zira kafirler dünya sahnesinde alternatif bir ideoloji olarak İslam'ın geri dönüşünden korkuyorlar. Bu zulüm ve baskıdan kurtulmanın tek yolunun, Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devletini kurarak İslami hayatı kurmaya çalışan ideolojik bir siyasi parti olan Hizb-ut Tahrir ile birlikte çalışmak olduğuna dikkat çekmek gerekir. Hilafet, İslam'ı ve Müslümanları düşmanlarının tuzaklarından koruyan koruyucu ve kalkandır. Hilafetin gölgesi altında Müslümanlar İslam hukukuna göre yönetilirler ve karşılığında saygı ve izzet alırlar. Kanları, paraları ve kutsalları güvence altına alınır. Dahası, insanlık Hilafetin adil liderliği altında gerçek barış, huzur ve refahın tadını çıkaracaktır. Allah Subhânehû Ve Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

﴿وَيَوْمَئِذٍ يَفْرَحُ الْمُؤْمِنُونَ * بِنَصْرِ اللَّهِ يَنصُرُ مَن يَشَاء وَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ * وَعْدَ اللَّهِ لَا يُخْلِفُ اللَّهُ وَعْدَهُ وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ﴾“O gün müminler Allah’ın yardımı sebebiyle sevinecekler. O dilediğini muzaffer kılar. O çok güçlüdür, engin merhamet sahibidir.Bu Allah’ın vaadidir. Allah vaadinden caymaz; ama insanların çoğu bunun bilincinde değildirler.” (Rum 4-6)

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ali Nasuru Ali

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER