Çarşamba, 25 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/27
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Erdoğan’ın Partisinin Sözcüsü Hilafet’in İlan Edilmesi Çağrılarını Reddetti

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber Yorum

Erdoğan’ın Partisinin Sözcüsü Hilafet’in İlan Edilmesi Çağrılarını Reddetti

Haber:

Türkiye’de iktidar olan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin sözcüsü Ömer Çelik, Ayasofya Camii’nin açılmasının ardından Hilafet’in ilan edilmesi çağrılarıyla ilgili olarak başlayan tartışma durumunu kınadı. “Gerçek Hayat” Dergisi’nin kapağında İslami Hilafet’in yeniden canlandırılmasına çağrıda bulunan ifadelerin yayınlamasının ardından Ömer Çelik bir takım açıklamalarda bulundu. Ömer Çelik, Türkiye Cumhuriyeti’nin, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunu açıklayarak Türkiye’nin siyasal rejimiyle ilgili siyasal kamplaşma üretmenin yanlış olduğunu ifade etti. Çelik şöyle dedi: “Türkiye Cumhuriyeti mevcut özellikleri ve nitelikleriyle tüm Türklerin ortak çatısıdır.” Ve şöyle dedi: “Cumhuriyetimiz tüm nitelikleriyle gözbebeğimizdir.” “Dünden beri sosyal medyada siyasal rejimimizle ilgili ortaya çıkan sağlıksız tartışma ve kamplaşma, Türkiye’nin gündemi değildir.” Sonra şöyle dedi: “Kurtuluş Savaşı’mızın başkomutanı, devletimizin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve İstiklal Savaşı kahramanlarını rahmetle ve saygıyla yad ediyoruz…” (Ajanslar)

Yorum:

Erdoğan’ın parti sözcüsünün açıklamaları, AK Parti’yi tanıyan hiç kimse tarafından garip karşılanmamıştır. Zira o, söyledikleri üzere iliklerine kadar Laik bir parti olup Türkiye rejiminin başı olan Erdoğan bunu hiçbir zaman reddetmemiştir. Dahası Erdoğan, Laiklikle yönettiğini açıklayarak bununla gurur duyduğu gibi onun nazarında Laiklik, devletin herkese aynı mesafede durması anlamına gelmektedir.  Bununla birlikte bazı insanların, onun Allah’ın Kitabı’ndan bir şeyler okuduğunu veya videolarının birinde olduğu gibi Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in Sünnetine bağlı kalmaya çağrıda bulunduğunu işittiklerinden dolayı Erdoğan’a aldandıklarını ve onda bir hayır olduğunu düşündüklerini görüyorsunuz. Oysa Peygamberimizin Sünnetine bağlı kalmayı reddeden ilk kişi kendisidir. Zira Peygamberimiz, Rabbisinden kendisine vahyedilen hükümleri tatbik ediyordu. Ama Erdoğan küfür yasalarını tatbik ediyor. Nitekim onun Ayasofya Camii’ni açtığını görüyorlar ve Laiklik anlayışına aykırı olmamasına rağmen bazıları yapmış olduğu iyi işlere aldanıyorlar. Zira Laiklik, camilerin açılmasını yasaklamadığı gibi namazların kılınmasını, Ramazan orucunun tutulmasını ve Kur’an’ın okunmasını da yasaklamaz. Ancak Laiklik, Kuran ve camilerin yaşam, devlet ve toplum üzerinde herhangi bir etkisinin olmasını kesinlikle yasaklar. İşte o zaman Laiklik, azı dişlerini ve gerçek yüzünü gösterir.

Bazılarının Erdoğan ve partisine, Hilafet’in ilan edilmesine yönelik çağrıda bulunmasına gelince; bu, Erdoğan’ın partisi gibi Laikliğe derinden bağlı olan bir partiden kesinlikle beklenmeyen bir şeydir. Zira Erdoğan ve partisinin adamları, Laikliğe iman ediyorlar ve yüz milyon Müslümanın üzerine Laikliği tatbik ediyorlar. Durum böyleyken nasıl Erdoğan, şeriatın egemenliğine, yani Allah’ın hükmüne dayalı en önemli bir kurum olan Hilafet’i ilan edecek ve İslam’ın yönetim, ekonomi, sosyal ve benzerleri gibi farklı sistemlerini toplum üzerinde tatbik edecek ki? Bu Erdoğan’ın, dinin hayat, devlet ve toplum ile bağını koparma çağrısında bulunduğu Laiklikle nasıl uyum sağlayacak ki? Bu, gerçekten büyük bir çelişkidir…

Şuan İslam’ı birden tatbik etmeye gücü yetmediğinden dolayı sonunda İslam’ı tedricen (yavaş yavaş) yönetime ulaştıracak diyerek Erdoğan’ı haklı çıkarmaya çalışanlara gelince; yukarıda geçtiği üzere AK Parti’nin sözcüsünün Hilafet’i reddettiğine dair açıklamada bulunması, Erdoğan’ı haklı çıkarmaya çalışanlara yönelik en iyi kanıttır. Zira Erdoğan, İslam’ı bir defada veya tedricen tatbik etmek istediğine dair ne bir açıklama ne de bir imada bulunmuştur. Bu nedenle Erdoğan hakkında tedricilikle ilgili sözler, kesinlikle rüya görmekten başka bir şey değildir. Onun şuan İslam’ı tatbik etme gücü yoktur şeklindeki sözlere gelince; bu, dayanağı olmayan bir sözdür. Zira Türkiye’deki milyonlarca Müslümanın inkar ettiği Laikliği tatbik ederken neden Türkiye’deki ezici çoğunluğun dini olan İslam’ı tatbik edemiyormuş?! Zaten Erdoğan, bu karalamaya yanıt veriyor ve 27/07/2020 Pazartesi günü başkanlığını yaptığı hükümet toplantısında şunları söylüyor: “Türkiye, tüm alanlarda güçlü ve gelişmiş altyapıya sahip bir ülke haline gelmiş olup egemenlik haklarını kullanma ve gücünün ve potansiyelinin boyutunu anlama iradesine sahiptir.” (Arapça 21) Evet, biz de Türkiye’nin güçlü bir devlet olduğunu söylüyoruz. Ancak bu gücünü, İslam ve Müslümanlar için kullanmıyor. Zira gücünün büyük bir kısmı Haçlı NATO’da iken, yine büyük bir kısmını Libya’da olduğu gibi uluslararası çatışmalara sürüklerken diğer bir kısmı ise Şam Neronu Beşşar Esed’in tahtını pekiştirmeye ortak oluyor. Türkiye tüm bu askeri güce sahip olduğu halde Erdoğan’ın İslam’ı bir defada tatbik etmesini engelleyen nedir acaba?!   

Osmanlı Hilafet Devleti’ni yıkan Mustafa Kemal’e her fırsatta övgüler yağdıran, ona rahmet okuyan, onun yolunu takip etme sözü veren, kabrini ziyaret eden ve onu gazi olarak nitelendiren Erdoğan, İslami Hilafet’i nasıl ilan edecek Allah aşkına?!

Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Hilafet, Allah’ın izniyle çok yakında kurulacaktır. Çünkü bu, Allah’ın büyük bir zaferi olup Allah’ın düşmanlarını dost edinenler asla bu zafere ulaşamayacaktır. Zira zafere sadece Allah’ı ve Rasulü’nü dost edinerek samimi bir şekilde çalışan ve Allah’ın rızasını ve cennetini kazanmak umuduyla nefislerini Allah’a satarak Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in yolunu takip eden sabırlı müminler ulaşacaklardır. Allah’ım onların üzerine zaferini gönder ve sonsuz kudretinle onları destekle.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Muhammed Ebu Hişam

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER