Çarşamba, 25 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/27
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Türkiye’de Çıkartılan Yeni İnfaz Düzenlemesi

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber - Yorum

Türkiye’de Çıkartılan Yeni İnfaz Düzenlemesi

HABER:

“Denetimli serbestlik süresi 3 yıla çıkarılacak Geçici düzenleme uyarınca özellikle terör, uyuşturucu ticareti, cinsel saldırı ve istismar suçları, kasten öldürme, yüzün sürekli değişikliğine sebebiyet veren kasten yaralama suçu ve kadına karşı şiddet, işkence ve eziyet suçları ile özel hayatın gizliliğine ilişkin suçlar hariç 3 Mart 2020'ye kadar işlenen suçlarda, 1 yıllık denetimli serbestlik süresi 3 yıla çıkarılacak. (www.aa.com.tr/ E.t, 19/04/2020)

YORUM:

Bir yıldan daha uzun bir süreden bu yana gündemde olan ve tartışılan infaz düzenlemesi ile ilgili kanun Ak Parti ve MHP’nin teklifiyle mecliste kabul edildi ve 14/04/2020/7242 sayılı kanunla Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. “Şu anda Türkiye'de 257 bini hükümlü, 43 bini tutuklu toplam 300 bin kişi cezaevlerinde bulunuyor. Adalet Bakanlığı, 2019 yılının cezaevi istatistiklerini henüz yayınlamadı, ancak Adalet Bakanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, 20 Mart itibariyle 65 bini uyuşturucu ticareti, 45 bini hırsızlık, 37 bini terör, 34 bini adam öldürme, 27 bini yağma ve gasp, 4 bini organize suç örgütü kurmak, yönetmek gibi suçları işlediği gerekçesiyle, 89 bin kişi ise diğer suçlardan cezaevlerinde bulunuyor. Uyuşturucu ticareti suçu işleyen 65 bin kişi, hırsızlık suçu işleyen 45 bin kişi, yağma ve gasp suçu işleyen 27 bin kişi infaz düzenlemesinden yararlanacak.” (https://t24.com.tr/ e.t, 19/04/2020)

Yukarıdaki rakamlarda da görüleceği üzere mevcut sistem sürekli olarak suçlu üretmekte ve şu an itibariyle 355 tane olan cezaevi sayısı yeterli olmamaktadır. Bu nedenle devlet ortalama on beş yirmi yılda bir af çıkarmak zorunda kalmaktadır. Çünkü cezaevleri sürekli olarak dolup taşmaktadır. Nitekim şu an itibariyle denetimli serbestlik kapsamındaki kişi sayısı 456 bin 157’ye ulaşmıştır ve bu sayıdaki yükümlünün iyileştirme, denetim ve takip çalışmaları toplam 4 bin 938 personel tarafından yürütülmektedir.

Çıkartılan infaz kanunu ve uygulaması ile ilgili olarak şu hususları vurgulamak istiyoruz.

1- Cumhurbaşkanı Erdoğan 2018 yılı Eylül ayında Amerika uçuşu öncesinde havaalanında yaptığı açıklamalarda şunları söylemişti: “eğer bir af, devlete karşı işleniyorsa devletin bunu af yetkisi olabilir. Fakat şahıslara karşı işleniyorsa, bunun af yetkisi devlette değildir. Ancak bunu affedebilecek merci, o şahısların, mazlum, mağdur insanların ta kendisidir.” (https://tr.euronews.com/) Oysa şu andaki kanun gereğince devlete karşı işlenen suçlar kapsamındaki tutuklu ve hükümlüler cezaevlerinde iken şahıslara yönelik suçlardan hüküm giyenlerin büyük bir kısmı dışarıda bırakılmıştır. Yani yöneticilerin söyledikleri ile yaptıkları hiçbir zaman birbirini tutmamaktadır.

2- Çıkartılan bu kanunun içine Anayasa Mahkemesi tarafından kapsamı değiştirilebilecek şekilde kasıtlı olarak mevcut hukuka aykırı maddeler konulmuştur. Daha önceki af kanunlarında olduğu gibi yöneticiler, af kapsamı dışında tutulan birtakım suçluların da salıverilmesine imkân tanımak için Anayasa mahkemesi gibi üst mahkemelere muhalefet tarafından itirazların yapılmasının önünü açmakta böylelikle de af alanını genişletmektedirler. Fakat bunu yaparken, biz yapmadık, muhalefet bunu istedi diyerek kendilerini temize çıkarmaktadırlar! Dolayısıyla şu an için kapsam dışında tutulan bazı suçluların da serbest kalması söz konusudur.

3- İslâm davasını taşıdığı için tutuklanıp cezaevlerine gönderilen Müslümanlar terör kapsamına alınarak cezaevlerinde tutulurken ne kadar hırsız, arsız, dolandırıcı vs. varsa hepsi dışarı çıkmaktadır. Zira bu kanun gereğince hırsızlık suçu işleyen 45 bin kişi, yağma ve gasp suçu işleyen 27 bin kişi infaz düzenlemesinden yararlanacak. Fakat erken yaşta evlilik kapsamında tutuklu bulunanlar da CEDAW sözleşmesi nedeniyle dışarı çıkartılmamışlardır.

4- İslâm hükümlerinin cari olduğu İslâm devletinde ise af kavramı neredeyse yok gibidir. Sadece henüz karara bağlanmamış olan bazı suçlarla ilgili ve belli şartlar çerçevesinde söz konusudur. Ancak işlemiş olduğu herhangi bir suçtan dolayı hükmü kesinleşmiş olanlar hakkında (insan bedenine karşı işlenen suçlar hariç) ne halifenin ne de bir başka kişi ve kurumun hiçbir surette af yetkisi bulunmamaktadır. Çünkü İslâm şeriatında ceza, bir taraftan işlemiş olduğu suç nedeniyle kişinin ahirette uğrayacağı cezadan kurtulmasının vesilesi iken diğer taraftan da caydırıcılığı bulunan cezalardır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Muhammed Hanefi Yağmur

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER