Haber Yorum

Vatikan’da İzzet ve Paye Arayışı

Haber:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 4-5 Şubat’ta bu yılın ilk yurt dışı ziyaretini gerçekleştireceği Vatikan’da Katoliklerin lideri Papa Franciscus ile “Kudüs” meselesini ele alacak. Erdoğan’ın Papa ile görüşmesinde, Türkiye-Vatikan ilişkileri, Kudüs’le ilgili gelişmeler, bölgesel sorunlar, Suriye’de yaşanan insanlık trajedisi, terör, yabancı ve İslam düşmanlığıyla mücadele gibi konular ele alınacak. ^{[03.02.2018 Anadolu Ajansı]}

Yorum:

İslam dünyasının izzet arayışındaki liderleri, ahmak ve beyinsiz Trump’ın Kudüs kararı sonrası şeytanı şeytana şikâyet etmek ve şeytandan medet ummak amacıyla Vatikan’ın yolunu tutuyorlar. Hatırlayalım, 19 Aralık 2017 tarihinde Ürdün Kralı Abdullah, Kudüs’teki yasal ve tarihsel statükonun korunması için Vatikan’a bir ziyaret gerçekleştirmişti.

Bu ziyaretler, Amerika’ya diş bileyemeyenlerin başkaları katında izzet, şeref, paye, onur ve üstünlük arayışı için hor ve hakir bir varlığın kapısını aşındırdıkları anlamına gelmektedir. Oysa bilmiyorlar mı ki hor, hakir ve zillete duçar kalmış bir varlıktan izzet ve şeref aranmaz. Sonsuza dek İslam ve Müslümanlardan nefret edeceğine veya genetik İslam düşmanlığına sadık kalacağına söz veren Vatikan’a Kudüs gibi hassas İslami bir konuyu havale etmek kurda kuzuyu teslim etmektir. Ya da Müslümanların kabaran ve sel gibi coşan duyguları ile oynayıp yatıştırmaktır.

Dahası, Suriye İslam devrimi ve terörle mücadele -ki İslam ile mücadeledir- gibi konuları İslamofobi yandaşı ve taraftarı Vatikan ile konuşmak, görüşmek ayrı bir ikiyüzlülüktür. Zira bu konuların mercii Vatikan değil, İslam’dır. Çözümü de, sorunu yaratan mekanizma ve olguların ortadan kaldırılmasıdır. Yoksa orada burada aşağılık varlıklardan yardım dilenmek, kapılarını aşındırmak, diz çöküp yalvarmak değil.

 Neredeyse her miting ve il kongrelerinde “bizim Allah’ımız var, o bize yeter” diyen Erdoğan’ın, Allah’tan yardım istemek ve Kitabına başvurmak yerine İslam ve Müslümanlar düşmanları Vatikan ve diğer Batı başkentlerinde Kudüs ve Suriye gibi Müslümanların sorunlarına çözüm arayışı içinde olması ayrı bir ironi ve garip bir paradokstur.

Yandaş medya, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın zillet Vatikan ziyaretini 59 yıl sonra Cumhurbaşkanı düzeyinde “ilk” olma özelliği taşıyor diyerek zillet arayışına izzet şerbeti katmaya çalışıyor, gerçekleri maniple ederek at izi ile it izini birbirine karıştırıyor. Gerçi görevi bu, bunun için para alıyor. O da işin ayrı bir vahameti.

Ezcümle kurum ve kuruluşları ile laik Türk rejiminin, içeride Müslümanlara savaş açtığı bir dönemde dışarıda İslam düşmanlarına yanaşması, onlardan medet umması ve şükranlarını sunması rejim için kimin dost, kimin düşman olduğunu açık ve net olarak ortaya koymaktadır.

Hâlbuki Kudüs dâhil olmak üzere işgal altındaki İslami topraklar için yegâne kurtuluş ve tek çözüm, başkalarının yanında izzet ve onur aramak değil, kışlalarında prangalara vurulmuş ve milyarlarca dolarlık silah envanteri çürümeye terk edilmiş yiğit ve cesur Müslüman ordularını seferber edip başta Yahudi varlığı ve Amerika olmak üzere İslam düşmanlarının topraklarımızdan kökünü kazımak ve yurtlarına hapsetmektir, tabii ortada bir yurtları kalırsa!  

Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

الَّذِينَ يَتَّخِذُونَ الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاء مِن دُونِ الْمُؤْمِنِينَ أَيَبْتَغُونَ عِندَهُمُ الْعِزَّةَ فَإِنَّ العِزَّةَ لِلّهِ جَمِيعًا “Onlar, müminleri bırakıp kâfirleri dost edinen kimselerdir. Onların yanında izzet ve şeref mi arıyorlar? Hâlbuki bütün izzet ve şeref Allah’a aittir.” ^{[Nisa 139]}

Hizb ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

Ercan Tekinbaş