Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Bu İnsanlar İçin Bir Açıklama, Dünyanın En Köklü Üniversitesine Sahip Zeytune Ülkesi Tunus Halkı İçin Bir Çağrıdır

يَاأَيُّهَاالَّذِينَآمَنُواقُواأَنْفُسَكُمْوَأَهْلِيكُمْنَاراًوَقُودُهَاالنَّاسُوَالْحِجَارَةُ
“Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun” [Tahrim 6]

Sömürgecilik Tunus’u işgal edince şahsiyetin inşasına etkisinden dolayı eğitim üzerine odaklanmış, Tunus’taki kamu eğitiminin idaresine getirilen Fransız oryantalist Louis Machuel, entelektüel ve politik olarak ülke ve halkı daha fazla kontrol altına almak için bir eğitim projesi geliştirmiştir. Böylece Batı kültürüne, Frankofon yaklaşıma ve laik inanca inanan Tunuslu bir elit ortaya çıkmıştır.

Daha sonra sömürge orduları, Tunuslu yöneticilerin bağımlılığından ve projelerinin uygulanmasından emin olduktan sonra ülkeden ayrılmışlardır. İddiasına göre Burgiba, Fransız Jean Debiesse’nin eğitim reformu projesini benimsemiş, Ocak 1958’in başında Milli Eğitimden Sorumlu Devlet Bakanı Mahmoud Al-Masadi de Fransız modeline göre bir eğitim müfredatı hazırlamak, Arap dilinin “eksik olduğunu, bilim dili olmadığını ve ince bilimlerin öğretilmesine uygun olmadığını” söyleyen ve Zeytune’nin eğitimini ağır ve performansını düşük bulan Fransız Jean Debiesse’nin planını uygulamak üzere görevlendirilmiştir... O zaman asıl amaç, sözde eğitim sistemini reforme etmek, Tunus toplumunu Batılılaştırmak, Batı’nın toplum üzerindeki kültürel ve entelektüel hegemonyasının devamlılığını sağlamak, halkı daha fazla dininden ve ümmetinden ayırmak, uzun vadede sömürgeci Batı’nın çıkarlarına hizmet eden, insanları kolayca evcilleştirilmek için zehrini insanların akıllarına kusan sömürgeci Batı yanlısı laik “seçkinler” yaratmaktı... Başarılı olundu da, zira binlerce seçkin ilim adamı yetiştiren dünyanın en prestijli üniversitesi olan El Zeytune Üniversitesi kapatılmış, El Zevatna yerinden edilmiş ve laik eğitim dayatılmıştır...

Ancak, bu Batılı müfredatın kusurlu olduğu, eğitim seviyesinin düştüğü görülünce reform konuşmaları yeniden hortlamış, Bin Ali iktidarının başında “Kaynakları Kurutma Projesi” (yani İslam’ın kaynaklarını kurutma projesi) adı altında sözde reform yapılmıştır. “Batılı Eğitim Reformu” mezunu solcu laik seçkinlerin bir üyesi olan Bakan Muhammed El Şerefî de bu reformu uygulamıştır. Onlarca yıl süren Batılılaşma ve sekülerleşmenin ardından 1991 yılında El Şerafi, İslam’ın kalan izlerini ortadan kaldırmak ve eski eğitim sistemini güçlendirmek için niyetlenmiştir. Bu gerçek, (Ulusal kimlikten evrensel kimliğe) zehirli sloganıyla gizlenmiştir.

Başarısızlık tekrarlanıp durunca ve çöküş tavan yapınca, eğitim krizi kriz üreticisine dönüşmüş, eğitim yeri olan okul, değerlerin yok edildiği bir yer haline gelmiştir. Geriye kalan rolünü de terk eden iktidar, eğitimi ve kurumları ihmal etmiş, kurumların birçoğu çökmüştür. Öyle ki bölüm çatısının öğrencilerin tepesine çöktüğü haberi artık normal bir haber haline gelmiştir. Öğretmenleri de ihmal eden otorite, onları geri kalmışlık uçurumuna itmiştir. Oysa öğretmen veya profesör olarak tüm eğitim sürecinden öğretmen sorumludur. Ancak insanları özel eğitime teşvik eden sistematik bir politika kapsamında öğretmenler, ihmale ve hatta aşağılanmaya maruz kalmışlar, serserilerin bile maskarası olmuşlardır. Böylece eğitim, nüfuz sahibi ve para babaları için bir gelir ve yağma kaynağı haline gelmiştir. İktidar, güdüm rolünü terk edip insanların yaşam koşullarına kayıtsız kalınca ücretsiz eğitim içi boş bir propaganda sloganına dönüşmüştür.

Ey Tunus halkı! İşte sömürgeci Batının, modernlik ve modernleşme adı altında İslam ümmetinden ve İslam kültüründen kopardığı Tunus’taki eğitimin bugünkü gerçekliği budur. Yarım asırdan fazla bir süredir devam edegelen sözde reformların ardından bugünkü gerçekliğimiz işte budur! Sonuç olarak tüm standartlara göre durum tam bir felakettir. Çocuklarınızın küresel sıralamada en alt sıralarda yer aldığını, üniversitelerinizin ve okullarınızın küresel sıralamanın dışında kaldığını, diğer Afrika ülkelerindeki birçok üniversitenin de bile sıralamada onların üstünde olduğunu görüyorsunuz. Alın terinizle, acılarınızla finanse ettiğiniz okullarınızın, her yıl on binlerce çocuğunuzu bakım, denetim ve gözetim gerektiren bir yaşta sokağa attıkları, işsizlik, uyuşturucu, ölüm tekneleri, organize suç grupları ve uluslararası savaş mafyasının kucağına ittikleri bir sır değil... Bütün bunlar eğitimin, politikanın, müfredatın ve amacın yozlaşmasından ve yarı laik yöneticilerin ısrarla Batı ve müfredatına bağımlı kalmalarından kaynaklanıyor.

Ey Zeytune ülkesi halkı! Burgiba’dan günümüze kadar eğitim reformu söylemlerinin, Batı’nın yabancı gündemlerini uygulamaktan başka bir şey olmadığı açık ve nettir. Sömürgecilikten ve halklar üzerinde hegemonya kurmaktan başka bir hedefi yoktur. Entelektüel ve kültürel hegemonyanın sömürgeciliğin en tehlikeli türü olduğu biliniyor.

Bugün bile halen sömürgeciler, eğitimimize ve kültürümüze çeşitli şekillerde müdahale etmeye devam ediyorlar. Cumhurbaşkanı Kais Said’in başlattığı sözde istişare bunun en iyi örneğidir. Söz konusu istişare, Burgiba’dan bu yana sözde reform sürecinden sapmamıştır. Sürecin beş ekseni, eğitimin amacına ve dayandığı temele değinmemektedir. Soruların tamamı, kuluçka merkezlerini ve derslerini zorunlu hale getirelim mi, getirmeyelim mi, okul saatleri ne kadar olmalı, destek kotalarına uygun mu, tipik okul ve enstitülerin deneyimini korumayı tercih ediyor musunuz gibi eğitim sürecindeki araç ve yöntemlere ilişkindi. “Öğretim programları, değerlendirme sistemi ve okul saatleri” konusu ele alınırken bile bu programların içeriğine ve dayandığı temellere değinilmemiştir. Bu da şu soruyu gündeme getirmektedir: İstişare sorularının hazırlanmasını kim denetledi? Hangi entelektüel temele dayanılarak geliştirildiler? İslam esas alınarak mı hazırlandılar? Cevap tabii ki hayır, peki ne değişecek? İstişare sonuçlarının uygulanmasını kim denetleyecek? Batıyı kutsayan, önceki “reformların” uygulanmasını denetleyen aynı laik grup değil mi? Bu, reform sürecinin, Tunus’a kısırlık ve başarısızlıktan başka bir şey vermeyen modern laik kapitalist ideoloji çerçevesinde önceki eğitim sistemine yama yapma ve onarım sürecinden sapmayacağını doğrulamaktadır.

Ey dünyanın en prestijli üniversitesine sahip olan Zeytune ülkesi Müslümanları! İslami ülkemizdeki başarısız modern laik eğitim sisteminin sonunu görmek istediğinizden ve parlak bir eğitim modelinin özlemini çektiğinizden zerre kadar şüphemiz yok. Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti olarak biz, size toplumu kalkındıracak, liderler, ilim adamları, düşünürler ve mucitler ordusu üretecek birinci sınıf bir eğitim sistemi sunuyoruz. Şeri delillere dayanılarak benimsenen bu eğitim müfredatı, Hizb-ut Tahrir’in Hilafet Devleti Anayasa Tasarısı ve “Hilafet Devletinde Örgün Eğitimin Temelleri” kitabında gerek amaç ve müfredat gerekse öğretim yolları ve üslupları açısından detaylıca açıklanmıştır, en önemli özellikleri şunlardır:

1- Bu eğitim sistemi, sadece Şeriatın egemenliği ve ümmetin otoritesine dayanır, dolayısıyla Batılı çevreler, müfredatını kurcalayamaz, hedeflerini ümmetten çıkan laik modern seçkin elit belirleyemez. Aksine, eğitim politikaları ve hedefleri, ümmetin kimliğini ve İslam inancını koruyan bir metodolojiye göre geliştirilecektir. Böylece İslami zihniyete ve nefsiyete sahip İslami şahsiyetler yetiştirilecek ve Müslüman çocuklarından, İslami ilimler (içtihat, fıkıh, yargı vb.) ve tecrübi ilimler (matematik, medya kimya, fizik, tıp vb.) gibi hayatın her alanında uzmanlaşmış bilim adamları yetiştirilecektir.

2- Eğitim müfredatının temeli İslam akidesidir, bu nedenle tüm eğitim konuları ve öğretim yöntemleri bu temelden sapmayacak şekilde geliştirilecektir. İslam inancını eğitim müfredatının temeli yapmak demek, inanç ve hükümlerle ilgili bilgilerin İslam inancından çıkması demektir. İnanç ve hükümlerle ilgili olmayan ilim ve irfana gelince, İslam inancını bunlara esas kılmak demek, bu bilgi ve hükümlerin İslam inancı üzerine inşa edilmesi demektir. Yani İslam inancı ölçü olarak alınmalıdır. Örneğin insanın maymundan geldiğini söyleyen düşünce, akideye aykırı olduğu için alınmaz, tıp, fizik, matematik ve benzeri ilimler gibi İslam inancına aykırı olmayan ilimlerin alınması ise caizdir.

3- Üçüncü önemli noktaya gelince, Hilafet sisteminin varlığıdır. Birinci sınıf bir siyasi sistemdir. Hilafet sistemi, net ve bağımsız bir siyasi vizyona sahiptir. Eğitimi üst sınıf devlet adamları üreten için bir fabrika ve liderliği arzulayan, bağımlılığı kabul etmeyen güçlü şahsiyetler üreten verimli bir toprak haline getirecektir. Hilafet Devleti eğitim sektörüne özel önem verecektir. Çünkü İslam, bilim ve imanı birbirinden ayrılmaz ikiz olarak kabul eder, sağlık ve güvenliğin yanı sıra eğitimi de devletin ücretsiz ve en üst düzeyde sağlaması gereken temel ihtiyaçlar arasında görür. Hilafet Devleti ayrıca tebaanın her bireyinin yiyecek, barınak ve giyecek gibi temel ihtiyaçlarının karşılanmasını da garanti edecektir. Bu nedenle, Hilafet Devleti, bilimsel ilerlemeyi hızlandırmak için önceliklerini şer hükümlere göre yeniden dizayn edecek ve en yüksek bilgi seviyesine erişimi sağlayan sistemler geliştirmek için kamu mülkiyetinden ve kontrolü altındaki mallardan (madenler, enerji, tarım, hayvancılık gibi) büyük paralar ayıracaktır. Bu sistemlerin en önemlisi şunlardır:

Birincisi: İlk, orta ve ortaöğretimden yükseköğretime kadar kapsamlı bir vizyona dayalı bir eğitim sistemi geliştirmek. İslami şahsiyet, ümmetin ölüm kalım meselelerini koruyan, hizmet eden ve stratejiler geliştirebilen bir lider yaratacaktır. Böylece liderlik vasfı ile müminin samimiyeti arasını birleştiren, ümmetin yaşam alanında ihtiyaç duyduğu çeşitli beceri ve uzmanlık alanlarına sahip bir nesil yetişecektir.

İkincisi: Üniversiteler ile devlete bağlı araştırma merkezleri arasında koordineli bir şekilde araştırma, buluş ve geliştirme yapmak üzere bir AR-GE sistemi geliştirmek. Bunların hepsi devletin yönetimi altında denetimi, teşviki ve finansmanıyla olacaktır.

Üçüncüsü: Devlet tarafından askeri yetenekleri modern araçlarla geliştirmek ve bireylerin temel ihtiyaçlarını karşılamak için bağımsız olarak idare edilen stratejik bir sanayi sistemi geliştirmek. Devlet denetiminde ağır sanayilerle bütünleşik bir sanayi zinciri oluşturmak, hammadde, teknoloji, uzmanlık, mühendislik ve finansman da dahil olmak üzere bu sanayi için gerekli tüm malları tedarik etmek.

Ey Müslümanlar! İslam’ın eğitimle ilgili bu mükemmel bakış açısını benimseyen Hilafet sistemi, bugün birinci sınıf bir eğitim sistemi kurabilecek kapasitededir. Bu sistem, bilgi talebini devletin ve ümmetin hayati meselelerine ve çıkarlarına bakışla birleştirecektir. Aynı zamanda ümmetin ihtiyaç duyduğu her konuda kendine kendine yeterliliği sağlayacaktır. Bu da ülkemizdeki eğitim sistemleriyle, toplumumuzun sanayi, tarım, teknik vb. ihtiyaçları arasındaki -diğer ülkelere bağımlı hale gelmemize yol açan- kopukluğu sona erdirecektir. Buna ek olarak Hilafet Devleti, bağımsız bir şekilde toplumun ihtiyaçlarını karşılamak ve büyük bir küresel güç haline gelmek için sanayileşme alanında kapsamlı yatırımlar gerçekleştirecek, devleti geliştirmek için ümmetin seçkin çocuklarının becerilerinden ve zihinlerinden faydalanacaktır. Böylece ümmetin evlatlarının değerli enerjileri yabancı ülkeler tarafından heder edilemeyecek ya da çalınamayacaktır.

O halde ey Müslümanlar! Bu harika ve mükemmel modeli hayata geçirmek ve yürürlüğe koymak için acele edin. Allah’ın emrettiği Raşidi Hilafet Devletini kurmak için hemen çalışmaya koyulun. Zira Hilafet, tüm sorunlarınızın yegâne şeri çözümüdür. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

الَّذِينَ إِن مَّكَّنَّاهُمْ فِي الْأَرْضِ أَقَامُوا الصَّلَاةَ وَآتَوُا الزَّكَاةَ وَأَمَرُوا بِالْمَعْرُوفِ وَنَهَوْا عَنِ الْمُنكَرِ وَلِلَّهِ عَاقِبَةُ الْأُمُورِ“Onlar ki, eğer kendilerine yeryüzünde iktidar verirsek namazı kılar, zekâtı verirler, iyiliği emreder ve kötülükten nehyederler. İşlerin sonu Allah’a varır.” [Hac 41]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Tunus Vilayeti


H. 18 Cumâde’l Ûlâ 1445
M.  Cumartesi, 02 Aralık 2023

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER