حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
Medya Bürosu
No: PK–BA–2015–MB–TR–58 |
H. 17 Rabiu’l Evvel 1437 M. Çarşamba, 28 Aralık 2016 |
Fiyaskoyla Sonuçlanan Tutuklama Kampanyasının Ardından Şimdi de Rahil-Navaz Rejimi İftira Kampanyasından Medet Umuyor
Rahil-Navaz rejiminin kiralık kalemşorları, Hizb-ut Tahrir’e karşı yeni bir iftira kampanyası başlattılar. Çaresiz bir şekilde umutsuz bir girişime daha başvuran rejim, Hizb-ut Tahrir’i IŞİD ile ilişkilendirerek başvurduğu bu art niyetli teşebbüsün altında ezilmiştir. Hilafet savunucularına olan saygı, hayranlık, destek ve sempatinin giderek artmasının ardından tutuklamalar kampanyasının başarısız olması nedeniyle rejim, iftira kampanyasına başvurdu. Hizb-ut Tahrir, Pakistanlı Müslümanların samimiyet ve uyanıklıklarına yardımcı olmuştur ve Allah’ın izniyle bu yeni iftira kampanyası da tıpkı tutuklamalar kampanyası gibi rezil bir şekilde fiyaskoyla sonuçlanacaktır. Dolayısıyla pek fazla başarılı olamayacaktır. Aksine bu kampanya güveni yitirmiş olan Rahil-Navaz rejimine olan güvensizliği daha da artıracaktır. Zira Hizb-ut Tahrir, Pakistan’da çok iyi biliniyor. İnsanlar onun fikirlerini ve varlığını kendi görüşleri gibi savunuyorlar.
Hizb-ut Tahrir, ideolojisi İslam olan bir siyasi partidir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’insünnetine takip eder ve Hilafetin kurulması ve İslam’ın uygulanması için siyasi ve fikri mücadele yürütür. Bu amaca ulaşmak için fiziksel eylem ve militarist mücadeleyi Şeriata aykırı kabul eder. Diğer bir deyişle haramdır, çünkü Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem, Medine’de ilk İslam Devletini kurmak için maddi ve militarist mücadeleyi yasaklamıştır. Ayrıca Hizb-ut Tahrir’in militanlık ya da herhangi bir militan örgüt ile bağlantılarının olduğunu iddia etmek saçmalıktır. Hizb-ut Tahrir’in IŞİD ile bağlantılarının olduğunu ileri sürmek, saçmalıktan da ötedir. Hizb-ut Tahrir Emiri Şeyh Ata Bin Halil Ebu Raşta, 2 Temmuz 2014 tarihinde detaylı bir açıklama yayınladı. Açıklamada açıkça IŞİD’in iddiaları ve metodolojisini reddetti. Açıklamada şöyle dedi: “IŞİD tarafından ilan edilen Hilafetin ne Suriye ne de Irak üzerinde hiç bir otoritesi yoktur. İçeride ve dışarıda güvenlik ve emniyet de sağlamış değildir. Hatta biat edilen Halife, ortalığa bile çıkamıyor. Aksine devletin ilanından önceki durum gibi hâlâ gizlenmeye devam ediyor! Bu ise Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in yaptığına aykırıdır. Devlet kurulmadan önce Allah Subhânehu ve Teâlâ, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Sevr mağarasında saklanmasına izin verdi. Ama devlet kurulduktan sonra öyle olmadı. Çünkü Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem, ümmetin işleri yürütüyor, orduya komutanlık ediyor, davacılar arasında hüküm veriyor, elçiler gönderiyor ve elçileri karşılıyordu. Devletten önceki durum, devletten sonraki durumdan farklıydı...”
Buna ek olarak Hizb-ut Tahrir, IŞİD tarafından yoğun eziyete maruz kalmıştır. Hatta Hizb-ut Tahrir üyesi Mustafa Hayal şehit düşmüştür. 18 Kasım 2014 tarihinde Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Bürosu yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bağdadi’nin örgütü, el-Bab’ta bu gün Salı günü haram ayı olan Muharrem’in yirmi beşinde kahraman ve dindar Ebu Bekir Mustafa Hayal’in akrabalarını çağırdılar ve onlara oğullarının öldürüldüğünü, gelip emanetlerini teslim almalarını talep ettiler... Bu çete, karşılarında hak kelimesini haykıran, yüzlerine karşı hidayet üzere olmadıklarını söyleyen, Müslümanlara karşı işledikleri cürümlerden vazgeçerek günahlarına kefaret vermeleri gerektiğini tavsiye eden şehit Mustafa’yı katletti... Başta Amerika olmak üzere Batı, Hilafeti karalayan ve davet taşıyıcılarını öldüren birilerinin olmasından dört köşe...”
Rahil-Navaz rejimi tarafından açıklanan Ulusal Eylem Planı’ndan sonra Hizb-ut Tahrir, İslam’ın sesini kısmak için ortaya atılan ABD Eylem Planı’nı kınayan tek siyasi partidir. Geçen yıl Hizb-ut Tahrir, bildiriler, basın açıklamaları, gösteriler, etkili insanlarla temas dâhil çeşitli temaslar yoluyla Ulusal Eylem Planı’nın gerçek yüzünü ortaya koymuştur. Bu süre zarfında onlarca genci tutuklanıp işkence gördü. Ancak yine de Rahil-Navaz rejiminin zulmüne boyun eğerek sessiz kalmadılar. Hizb-ut Tahrir’in dillere destan sebatı, ümmetin gözünde onun statüsünü yüceltti. Çünkü ümmet, tüm demokratik partilerin aslında rejimin B planı olduğunu ve sadece sözde muhalif olduklarını açıkça biliyor. İnsanlar şuna kanidir ki sadece Hizb-ut Tahrir, Rahil-Navaz rejiminin Amerika’nın bir kölesi olduğunu söylüyor. Her türlü cesareti sahip ve rejimin temellerini sarsıyor.
Rahil-Navaz rejiminin ucuz taktikleri Hizb-ut Tahrir’i engelleyemez. Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devletinin yeniden kurulması mücadelesinden alıkoyamaz. Hilafet, ABD ve onun Pakistan’daki ajanlarının kötü entrikalarına rağmen elbette kurulacaktır. Hilafet, sadece Hizb-ut Tahrir’in bir hedefi değil, Pakistan’da tüm Müslümanların arzusu ve hedefidir. Zira çok iyi biliniyor ki İslam yönetim, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın bir farzı ve Hilafetin yeniden kurulması da Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’inbir müjdesidir. Gerçekten de Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın isteğini ve Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’inmüjdesini önleyebileceğine inananlar sapkınlık içindedir!
وَنُرِيدُ أَنْ نَمُنَّ عَلَى الَّذِينَ اسْتُضْعِفُوا فِي الْأَرْضِ وَنَجْعَلَهُمْ أَئِمَّةً وَنَجْعَلَهُمُ الْوَارِثِينَ وَنُمَكِّنَ لَهُمْ فِي الْأَرْضِ وَنُرِيَ فِرْعَوْنَ وَهَامَانَ وَجُنُودَهُمَا مِنْهُمْ مَا كَانُوا يَحْذَرُونَ“Biz ise, o yerde güçsüz düşürülenlere lütufta bulunmak, onları önderler yapmak ve onları vâris kılmak istiyorduk. Ve o yerde onları hâkim kılmak; Firavun ile Haman’a ve ordularına, onlardan korktukları şeyi göstermek (istiyorduk).” [Kasas 5-6]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Pakistan Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi P.O. Box 1924, Lahore / Pakistan Telefon: +(92) 345–428–7323 / +(92) 333–561–3813 https://bit.ly/3hNz70q |
Fax: +(92) 21–520–6479 E-Mail: spokesman@hizb-ut-tahrir.com.pk |