Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Türkiye Vilâyeti

No: TRu2013BAu20132012u2013MBu2013TRu2013014 H. 18 Zilka’de 1433
M. Perşembe, 04 Ekim 2012

-Basın Açıklaması- Müslüman Yöneticilerin Tepkisizliği Hastalıklı Kafaları Cesaretlendiriyor

Onurumuz, şerefimiz ve önderimiz Muhammed Mustafa'ya [Sallallahu Aleyhi Ve Sellem] hakaret eden kâfir Batı'nın serseri "sanatçılarına" yönelik gereken cevabı, Müslüman kardeşlerimiz tüm dünyada meydanlara çıkarak verdiler ve vermeye de devam ediyorlar. Müslümanların bu tepkileri sadece hakaret eden figüranlara değil, genel manada İslam'a ve onun kutsallarına yönelik kinlerinden dolayı parmaklarını ısıran kâfir Batılılaradır. Çünkü kâfir Batı, İslam ve Müslümanlar ile tarih boyunca hiçbir zaman barışık yaşamamış ve kıyamete kadar da yaşamayacaktır.

Kâfirler, Rasulullah'a [Sallallahu Aleyhi Ve Sellem] hakaretin sonrasında bununla da yetinmeyip, meydanları doldurarak Rasullerine olan sadâkatlerini gösteren Müslümanları kınayan açıklamalar yaptılar. Çünkü Rasulullah'a [Sallallahu Aleyhi Ve Sellem] bu denli sahip çıkılması onları endişelendirmişti. Yükselen bu tansiyondan sonra Amerika Başkanı Obama, Başbakan Erdoğan'ı telefon ile arayarak Müslümanları sakinleştirmelerini istedi. Obama'nın bu talebine karşılık Erdoğan'ın ve diğer Müslüman ülkelerdeki yöneticilerin, Müslümanları tepkisizliğe sevk eden tüm bu açıklamaları, kâfirlerle dostluklarının bir nişanesidir.

Ayrıca Başbakan Erdoğan bu konuda bir açıklama yaparak son 10 yılda neyi başarmış olduğunu övünerek gösterdi ve bunu şu sözleriyle itiraf etti: "Biz paratoner devlet olduk, son 10 yılda Müslümanların gazını aldık." Başbakanın bu sözlerini ise kimse eleştirmedi ve hiç kimse Başbakanı bu sözlerinden dolayı kınamadı. Başbakan Erdoğan'ın ve diğer yöneticilerin bu sessizliği ise hastalıklı bazı kafaları daha da cesaretlendirdi. Bu seferde Türkiye'de Sevan Nişanyan isimli bir gazeteci, Allah Rasulu'ne [Sallallahu Aleyhi Ve Sellem] ağır hakaret ve iftiralarda bulunmayı düşünce özgürlüğü bağlamında değerlendirdi. Ülke yöneticilerinin ve iktidarın oluşturduğu sarhoşluğun etkisinden kurtulamayan bazı STK ve İslami düşünürlerin, bu haddini bilmezliği nefret suçu polemiği ile değerlendirdiğini ve içi boş, cılız açıklamalarla yetindiklerini gördük. İşte bu açıklamaların yetersizliği bu tür hastalıklı kafaları cesaretlendirmektedir.

İyice bilinmelidir ki, Müslümanların kutsallarına saldırı Batı'lı kâfirlerin İslam ve kutsallarına olan kinini göstermektedir. Müslümanları kayıtsızlığa ve duyarsızlığa çağıran Başbakan Erdoğan gibi yöneticiler ve aynı düşüncede olan kurum ve kuruluşlar, İslam'ın kutsallarına ihanet etmektedirler. Bu ise Ümmetin uyanışa geçtiği böyle bir dönemde, Müslümanları tekrar uykuya çağırarak İslam'ın yükselişine perde vurmaktır.

O halde Müslümanların başındaki yöneticiler, İslam'ın kutsallarına saldıran Batı'lıları rahatlatmak ve memnun etmek için değil, Allah'ı [Subhanehu ve Teâlâ] razı etmek ve Müslümanların kalplerini onarmak için çalışmalıdırlar. Bunu ise Allah'ın indirdikleri ile yöneterek, Allah'ın Rasulü'ne [Sallallahu Aleyhi Ve Sellem] dil uzatanlara hadlerini bildirerek ve Rasulullah'ın [Sallallahu Aleyhi Ve Sellem] müjdelediği gibi İkinci Raşidi Hilafeti ilan ederek yapabilirler.

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Türkiye Vilâyeti
Adres Bilgileri ve Web Sitesi

Telefon: 
www.hizb-turkiye.com
E-Mail: bilgi [@] hizb-turkiye.com

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER