Hizb-ut Tahrir / Malezya, barışçıl bir gösteri düzenledi ve 15 Eylül 2017’de Cuma namazına müteakiben Rohingya krizi konusunda Kuala Lumpur ili cami çevresinde bir konuşma yaptı. Myanmar rejimi ve terörist Budistleri tarafından Arakan’da Rohingya Müslümanlarına karşı işlenen en son katliam ve işkence, aşırı insanlık dışı olarak tanımlandı. Bu, Myanmar rejiminin İslam’a ve Müslümanlara karşı nefret ve şiddetli düşmanlığını gösterir. Hizb-ut Tahrir, yaptığı çağrıda Rohingya Müslümanları sorununun Birleşmiş Milletler (BM), İslam İşbirliği Teşkilatı (İKT) veya Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) gibi uluslararası kuruluşlar yoluyla çözülemeyeceğini vurguladı. Rohingya Müslümanları krizi, Müslüman ülke liderlerinin retorik ve dramatik açıklamaları ile de çözülemez.

Hizb-ut Tahrir, bu soruna iki farklı perspektiften, kurban ve avcı perspektifinden yaklaşıyor. Kurbanlara gelince, evet, gerçekten de insani yardıma muhtaçlar. Avcılara gelince, Müslüman orduları köklerini kazımak için seferber olmalıdır. Avcıların kökü kazınmadıkça, her daim bir kurban olacaktır. Bu sorunu kökten halletmenin tek yolu, avcıları ortadan kaldırmaktır. Avcının bütün zulüm ve vahşetine misilleme yapmanın tek çaresi Allah yolunda cihattır. Gerçekten de Arakanlı Müslümanları bu sonsuz zulüm, işkence ve katliamdan kurtarmanın yegâne yolu, Müslüman ordular tarafından Myanmar kâfirlerine karşı cihat ilan edilmesidir. 

Hizb-ut Tahrir, genel olarak dünyaya özel olarak da Myanmar rejimine Müslümanların tek ümmet olduğunu ve kardeşlerine yapılanlar karşısında sessiz kalamayacaklarını göstermek için İslam ümmetine mücadele ve görüş birliği çağrısında bulunuyor. Müslüman orduları seferber olana dek ya da Nübüvvet metodu Hilafet kurulana kadar Hizb-ut Tahrir bu çağrı ve çalışmasını sürdürecektir. Hilafet, Arakan Müslümanlarını kurtaracak ve Myanmar rejimine tarihi bir ders verecektir. Çağrısında Hizb-ut Tahrir, artık yöneticilere daha fazla bel bağlamanın doğru olmayacağını, ama görev ve sorumlulukları bilincinde olan samimi Müslüman ordularından da umudu kesmememiz gerektiğini vurguladı.

Kuşkusuz Kuran ve Sünnete göre yöneten bir İslam Devletine ihtiyacımız var. İslam Devleti, dünyanın bütün bölgelerindeki mazlum Müslümanları kurtarmak için orduları seferber edecek ve Allah yolunda cihat başlatacaktır. Hilafet, zulüm ve küfrün beynini parçalayacak, karanlık ve sefaleti tüm insanlık için refah ve aydınlığa dönüştürecektir.

Ey Müslümanlar! Hadi Hizb-ut Tahrir’e katılın! Gelin bu ümmetin iyiliği için, hem bu dünyada hem de ahirette kendi iyiliğimiz için sesimizi ve mücadelemizi birleştirelim. Hilafetin yeniden kurulması farzdır ve Allah’ın izniyle dünyaya ikinci kez liderlik etmek için yakında Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet yeniden kurulacaktır.