Hizb-ut Tahrir / Malezya üyesi 10 genç, 13 Kasım 2017 tarihinde Sabah Müftülüğü önünde “Ey Müftü! Hadi gel tartışalım, iftira atma” sloganı attılar. Buna karşılık Sabah Müftüsü Hacı Bungsu Aziz bin Hacı Jaafar ise, B Blok MUIS Building Kota Kinabalu adresinin altıncı katındaki bekleme salonunda bekleyen Hizb-ut Tahrir / Malezya temsilcisi üç gence “Gidin buradan, burası sizin yeriniz değil, utanıyorum sizden.” yanıtını verdi. Hizb-ut Tahrir / Malezya, Müftü ile görüşmek için üç kez teşebbüste bulundu. Müftü, ilk iki girişimde gençlerle görüşmek istemedi. Bu üçüncü teşebbüsün diğerlerinden farkı şu: Gençler, Müftüye Hizb-ut Tahrir aleyhine yayımlanan fetvaya reddiye içerikli bir mektup vereceklerdi.

Malum olduğu üzere Sabah Fetva Kurulu, 7 Eylül 2017’de Hizb-ut Tahrir’e karşı bir fetva yayımladı. Fetva, Sabah Fetva Kurulu’nun 17-19 Şaban 1437 / 24-26 Mayıs 2016 tarihinde Sabah eyaletindeki Mount Kinabalu Heritage Resort & Spa Kundasang tatil köyünde yaptığı 2/2016 sayılı tartışmada karara bağlandı. Resmi gazetede yayımlanan fetva hakkında şuana dek Hizb-ut Tahrir bilgilendirilmiş değil. Daha da kötüsü, Hizb-ut Tahrir hakkında böyle sapkın bir fetva yayımlayan Sabah Fetva Kurulu, tartışmak için zahmet edip Hizb-ut Tahrir’e bir davetiye bile göndermedi. Aslında bu, fetva verme sürecinde takip edilmesi gereken şeri hükümlere aykırıdır. Yazıklar olsun Fetva Kurulu’nun bu eylemine. Fetva Kurulu’nun Hizb-ut Tahrir’i suçlayıcı bu cüretkâr eylemi gerçekten de suiniyetini gösterir!

Ey Müftü! İki kez bizi “reddetmenizin” ardından tartışmak ve size yazılı bir mektup vermek için iyi niyetle kapınızı çaldığımızda, bizden utandığınızı söylediniz. Sizinle görüşmek için iyi niyetle gelen konukları dışarı atmaktan ötürü Allah Subhânehu ve Teâlâ’dan utanmıyor musunuz? Bize karşı iftira dolu bir fetva yayımlayarak Allah Subhânehu ve Teâlâ’dan utanmıyor musunuz? 40’tan fazla ülkede faaliyet gösteren, bilginleri, düşünürleri ve üyeleri dâhil milyonlarca üye ve sempatizanı olan uluslararası İslami siyasi parti olan Hizb-ut Tahrir’e iftiralar atmaktan dolay Allah Subhânehu ve Teâlâ’dan utanmıyor musunuz? Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet altında İslami hayatı yeniden başlatmak için gece gündüz çalışan Hizb-ut Tahrir çağrısını yasaklamaktan dolayı Allah Subhânehu ve Teâlâ’dan utanmıyor musunuz? Tüm dünya Hizb-ut Tahrir’in atılan iftiralara layık olmadığını bilir. Buna rağmen yalan, iftira, sapıklık ve suçlamalarla dolu siyasi bir fetva yayımlayarak bizi sapkınlıkla suçladınız. Bu yaptığınızdan dolayı Allah Subhânehu ve Teâlâ’dan utanmıyor musunuz?

Bu vesileyle Hizb-ut Tahrir’e karşı atılan iftira, yalan, yanıltma, sapıklık dolu bu fetvayı şiddetle reddettiğimizi belirtmek isteriz. Gerçekten de ironiktir, fetva, Hizb-ut Tahrir hakkında verilen Selangor fetvasının tam bir kopyasıdır. Selangor fetvasında hiçbir değişiklik yapılmadan cümle cümlesine, kelimesi kelimesine, harfi harfine, noktası noktasına, virgülü virgülüne aynen kopyalamak için Fetva Kurulu gibi dini bir kurumun iki boyunca tartışması gerçekten utanç vericidir.

Helali haram, haramı helal kılan laik demokratik sistemin toplumu yıkıma sürüklediği bir anda… Yozlaşmış pek çok liderin insanlara zulüm yaptığı bir anda… Toplumda özellikle Sabah eyaletinde yalan, şer, hatta şirkin kol gezdiği bir anda… Tüm bu haramları nasıl görmezden gelebiliyorsunuz? Bunun yerine iyiliği emretmek, kötülüğü yasaklamak için aktif şekilde çalışan Hizb-ut Tahrir’i nasıl yasaklamayı tercih edebiliyorsunuz?

Ey Sabah Fetva Kurulu! Hiçbir delil olmadan bizi sapıklıkla suçladınız. Bütün tartışma kapılarını kapatarak Selangor Fetva Komitesi’nin izinden gittiniz. Yayımlanan fetvanızı tartışmak, görüşmek, müzakere etmek için her zaman hazır ve nazır olduğumuzu yinelemek isteriz. Gelin, kardeşlik ve adalet ruhu içinde İslam öğretileri temelinde gerçeğe erişmek için çaba sarf edelim. Sizin yaptığınız, ilgili fetvada da olduğu gibi, açıkça siyasi bir fetva vermekten başka bir şey değil. Amacı, yeryüzünde Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurarak Allah’ın hükümlerini diriltmek için çalışan Hizb-ut Tahrir’in dâvetini durdurmak ve önlemektir.

Bu vesileyle fetvanın hemen geri çekilmesini öneriyor ve umuyoruz. Yaptıklarınızdan dolayı tövbe edin ve Allah Subhânehu ve Teâlâ’dan mağfiret dileyin. Art niyetli bir hakaret ve suiistimale uğrasak da sizi her zaman açık kalbimizle affetmeye hazırız. Çünkü asil ve erdemli bir Müslüman, kardeşinin özrünü ve affını kabul eder. Bu iftiranın uzamasına izin vermeyin, zira o zaman ahiret şöyle dursun, bu dünyada bile hüsrana uğramış olursunuz. Unutmayın, her Âdemoğlu günah işler, günah işleyenlerin en hayırlısı ise tövbe edenlerdir.

Ey Müftü! Siz toplum gözünde saygın ve yüksek konuma sahip olan birisiniz. Sabah Fetva Kurulu’nun başkanısınız. Müftülerin Allah katında sahip oldukları asalet söyle dursun, bir Müslüman olarak size hatırlatma yükümlülüğümüz var. Eğer böyle olmamış olsaydı size hatırlatmada bulunmaz, söylediklerinizi kulak ardı edip geçerdik. Dolayısıyla tavsiyemizi dinleyin ve fetvanızı hemen geri çekin. İnsanlardan değil Allah Subhânehu ve Teâlâ’dan korkun. Ey Müftü! Tavsiyemizi kabul edin, hükümetin gazabına maruz kalsanız bile hakkı söyleyin ve Hizb-ut Tahrir aleyhine verilen karalayıcı fetvayı geri çekin. İnsanların değil Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın rızasını gözetin. Nitekim hepimiz Allah Subhânehu ve Teâlâ’ya döneceğiz ve Ona hesap vereceğiz. Hadi gel Allah Subhânehu ve Teâlâ huzuruna asgari günahla çıkalım, başkalarını karalama günahıyla ve karaladığımız insanların günahlarını omuzlarımızda taşıyarak değil.