Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Kenya
Medya Bürosu

No: KE–BA–2016–MB–TR–05 H. 1 Şevvâl 1437
M. Çarşamba, 06 Temmuz 2016

Netanyahu’nun Ziyareti Yıkımdır, Ne Sevinç Ne de Konukseverliği Hak Eder, Savunmasız Masum İnsanların Kanını Akıtan Sen ve Senin Devletindir Ey Netanyahu!

Siyonist Başbakan Benjamin Netanyahu, şu an Sahra altı Afrika ülkelerine resmi bir ziyarette bulunuyor. 4 Temmuz 2016 Salı günkü ziyarete Uganda ile başladı, ardından Kenya’ya geçti. Yolculuğun son durağı olan Etiyopya ziyaretinden önce Ruanda’ya uğradı. Bu, beşinci Siyonist başbakan İzak Rabin’in 1994 yılındaki Fas ziyaretten bu yana Siyonist bir liderin ilk Afrika ziyaretidir. Netanyahu, bu ziyareti turnusol kâğıdına benzetti ve İsrailin Afrikaya geri dönüşüolarak niteledi. Utanmaz insan, Afrika’yı avare avare dolaşıyor. Barış ve terörle mücadele türküsü çağırıyor. Tarım ve sağlık sektörünü geliştirmek için Afrika ülkeleri ile diplomatik ilişkiler kurmaktan bahsediyor.

Hizb-ut Tahrir / Kenya, bu ziyaret vesilesiyle aşağıdaki önemli noktalara dikkat çekmek istiyor:

 

Birincisi: Siyonist yönetimin işlediği hunharca katliamlara karşı Afrika dâhil olmak üzere küresel düzeyde baskın kinin olduğu çok doğrudur.

Bu nedenle bu ziyaret, bu zorba yönetiminin devamı için Afrika’yı ikna etmeye yöneliktir. Unutmayalım ki pek çok Afrika ülkesi, 1973 Savaşı sonrasında acımasız Yahudi varlığı ile diplomatik ilişkileri aniden kesmişlerdi. Mısır ve Suriye, Yahudi varlığına karşı bu savaşta amansızca mücadele vermişti. Oldukça üzüntü vericidir ki tüm Afrika kıtası, hâlâ siyasi dış baskılara dayanamayan bitkin liderler tarafından yönetilmektedir. Çünkü hâlâ neo sömürgeciliğin iğrenç boyunduruğu altındalar ve aslında bağımsız değiller. Bu da Afrikalıları sömürgeciler ve onların kuklalarının kolayca avı haline getirmektedir.

İkincisi: Aslında Netanyahu, kaprislerine göre hareket eden, gerçeği örten, abuk sabuk konuşan bir insandır. Anarşinin ölümsüz abidesi olan biri nasıl barış ve istikrardan dem vurabilir? Netanyahu ile barış ve istikrarı tartışmak zaman kaybıdır. Çünkü Amerikan ruhban sınıfı zümresi altında Cehennem Operasyonu adıyla FKÖ kamplarına pusu kurmuştur. Netanyahu, 1968 yılındaki Karamah Savaşı’nda (Aşınma Savaşı) kanlı elleriyle işlediği iğrenç katliamları dünyanın unuttuğunu mu sanıyor?

Acımasız bebek, kadın ve yaşlılar katili, hain iktidarı döneminde ihlal edilen sözde barış antlaşmalarını dünyanın bilmediğini mi düşünüyor? Gerçekten bu vahşi insan, hiçbir bir konukseverliği hak etmiyor. Onun Filistinlilerle barışı tartışması demek, mazlumların intikam ya da misillemesinden zerre kadar korkmadan görgüsüz askerlerinin masum Filistinlilerin kanını akıtmaya devam etmesi demektir.

Üçüncüsü: Ayan beyan ortadadır ki terörle mücadele, terör ve terörist tanımının mimarı olan Batılılar için ölüm kalım meselesidir. Açıktır ki Afrika ülkeleri, bu savaşta kullanılıyor. Aslında bu savaş, İslam’a karşı bir savaştır. Afrika kıtası şunun farkında olmak zorundadır ki Batılı sömürgeciler, Kenya gibi Afrika ülkelerinin kaynaklarını araklamak için terörle mücadeleyi etkin bir araç olarak kullanıyorlar. Bilindiği üzere MOSSAD, Kenya gibi Afrika ülkeleri ile işbirliği yaparak terörle mücadele bahanesi altında Müslümanlara karşı katliam işliyor. Aynı Siyonist varlık, masum Filistinlileri kendi topraklarından çıkardığında ve Siyonist varlık kurmak amacıyla 700.000’den fazla yerleşim yerini ateşe verdiğinde dünyanın en korkunç terörünü işlemiştir. Onun bu iğrenç katliamı, asla terör eylemi olarak adlandırılmamıştır. Bu, terörizmin Yahudi varlığının ana sponsoru Amerika tarafından tanımlandığını gösterir. Bütün bunlara rağmen Ruanda ziyareti sırasında Netanyahu, 1994 soykırımı ile ilgili dersler vermiştir. Eğer gerçekten terör varsa, o zaman Yahudilerin yanı sıra onların ateşli ve şefkatli koruyucusu Amerika, terör listesinin en tepesinde olmalıdır.

Dördüncüsü: Afrikalı liderlerin kendi insanların yiyecek ve içeceklerini, sağlık, eğitim, ulaşım vb.leri temin etmek için sürekli dış yardımlardan umut beklemeleri utanç vericidir. Yahudiler ile Afrika arasındaki ticari ilişkiler, Afrika’da ekonomik hegemonyanın devamı için yarı resmi kapitalist kuruluşlara izin vermek anlamına gelir. Afrika, açgözlü kapitalist ideolojiyi benimseme gibi hatalı kararı nedeniyle hâlâ ekonomik talan ve zulüm altındadır. Bu kıta, yüksek faizlerle dış kredilere bağımlı olduğu sürece asla ekonomik yükten asla kurtulamaz.

Beşincisi: Bu acımasız katili buralara getiren unsur, kapitalizmin pençelerini gizleme girişiminden başka bir şey değildir. Kapitalizm, dünyayı ekonomik, siyasi ve sosyal açıdan kolonize etmeyi sürdürüyor. Bu ziyaret, iğrenç Yahudi varlığı katliamlarının en sadık destekçileri olan bazı Amerikalı kodamanların yönergeleri ile olduğu açıktır. Allah’ın masum yaratıklarına karşı Yahudilerin barbar zulmünü durdurabilecek tek devlet, Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devletidir. Hilafet, Yahudilerin kibir, gurur ve küstahlığını sona erdirecek güçtedir. Bu nitelikler onları Allah karşısında en iğrenç yaratıklar haline getirmiştir.

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Kenya
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: 

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER