حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Britanya
Medya Bürosu
No: BRu2013BAu20132013u2013MBu2013TRu2013002 |
H. 22 Şevvâl 1434 M. Çarşamba, 28 Ağustos 2013 |
-Basın Açıklaması- Suriye'ye Amerikan- İngiliz Müdahalesi İnsanlara Yardım Etmek İçin Değil, Bilakis İslami Değişimin Başarısı Önlemek İçindir
Erkek, kadın, çoluk çocuk yüzlerce masum insanın katledilmesine sebep olan Esed'in Şam banliyölerine yaptığı çirkin saldırının ardından, Batı hükümetleri, Suriye'ye askeri müdahaleyi dillendirmeye başladılar.
Herhangi bir Batı müdahalesinin kesinlikle mücrim ve tiran Beşşar Esed'i devirmek ve Suriye halkını kurtarmak için olmadığı anlaşılmalıdır. Aksine Batı'nın bu saldırısı kendi çıkarlarını garanti altına almak, İslami değişimin başarısını engellemek, içeride ve dışarıda kendisini eleştirenleri razı etme girişimidir. Bu, bir kaç farklı nedenlerden dolayı böyledir:
Birincisi: Bu saldırı girişimi, iki buçuk yıl boyunca gördüğümüz ilk katliamlardan sonra geliyor. Bu yüzden, herhangi tarafsız bir gözlemci şöyle dese kınanmaz: Beşşar Esed 100.000 üzerinde insanı katlettiği, milyonlarca insanı göçe zorladığı halde neden şimdi? Rejim daha önce de küçük çapta kimyasal silah kullandı. Ama sadece mırıldanmalar oldu. Dolayısıyla ikinci kez sorulmalı. Neden şimdi?
İkincisi: Esed karşıtı İslami yapıya sahip muhalefete, Amerikan-İngiliz düşmanlığı aşikârdır. Bunların iki sene boyunca bölgede çıkarlarını garanti edecek Esed'e alternatif bir rejim oluşturma çabaları şuana dek başarılı olamadı. Aynı zamanda Amerika-İngiltere, tüm zorluklara rağmen, muhalefetin Esed'in ayaklanmayı bastırma girişimlerine karşı koyma gücüne sahip olduklarına da şahit oldular. Batının sadece kendi çıkarları için müdahale istediği gün gibi açıktır. Sadece bir kaç gün önce, ABD Genelkurmay Başkanı Org. Dempsey: "Bugün Suriye iki taraf arasında seçecek konumda değildir. Bilakis taraflar arasında tek taraflı seçenek söz konusudur." Bununla Dempsey, meselenin Esed'e muhalefet etmek ile devrimcileri desteklemek olmadığını itiraf etmiş oldu. Devamla Dempsey: "İnanıyorum ki seçeceğimiz taraf, dengeler lehine değiştiğinde, kendi çıkarlarını ve çıkarlarımızı desteklemeye hazır olmalıdır. İşte sözünü ettiğim bu taraf şuan bunun için hazır değildir" demiştir.
Üçüncüsü: Şimdiye kadar ileri sürülen planların, rejime karşı öldürücü darbeler gibi, hiçbir zaman katil rejimi devirme hedefinde olmadığı gözüküyor. Kayda değer husus şudur ki, Esad rejimi, Batı başkentlerinde kabul görmüş olacak ki Londra ve Washington onun 2011 yılında başlayıp akıttığı kanı uzun süre haklı gördü. ABD - ateşli demeçlerine rağmen - hala Esad hükümeti ile diplomatik ilişkileri sürdürüyor. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, geçen hafta, zehirli gaz saldırı sonrası Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim ile bir telefon görüşme yaptı.
Hangi gerekçeyle olursa olsun Ortadoğu ve İslam dünyasına yönelik Batı müdahalesi, istenmeyen bir durumdur. İngiltere ve Fransa Müslümanların ülkelerini parçaladı. Birinci Dünya Savaşından sonra oralara fitne, fücur tohumlarını ektiler. Batı, Filistin'i gasp etti ve Siyonist varlığı bölgeye yerleştirdi. Yıllarca onun iğrenç ve vahşi amellerini destekledi. Suriye'deki askeri darbeleri ve karşı darbeleri teşvik etti. Nihayet çıkarlarına hizmet etsin diye en son Esed rejiminin otoriteyi ele geçirmesine olanak tanıdı.
Daha bundan bir kaç hafta önce, Amerikan destekli Mısır ordusu, kendi çıkarları için güvenliği sağlamak amacıyla seçilmiş bir Cumhurbaşkanına darbe yaptı ve şuan siyasi İslam'a karşı kapsamlı bir savaş yürütmektedir.
Tüm bunlar anlaşıldıktan sonra, bir kişinin Batı'nın askeri müdahalesini kabul etmesi nasıl mümkün olabilir?
Suriye'de yabancı devletlerin yaptığı, Amerika, İngiltere, AB ve Rusya'nın yapmaktan kaçındığı operasyonlar, ister doğrudan olsun, isterse dolaylı olarak ajanları aracılığıyla olsun, siyasi çatışmayı mezhep çatışmasına dönüştürerek bölgedeki çıkarlarını koruma, Siyonist varlığı himaye etme ve bölgede bağımsız bir İslam'i Hilafet Devleti'nin kurulmasını önleme girişimidir.
Tüm Müslümanları ve Esad rejiminin yok oluşunu görmek isteyenleri; Suriye'de İslam'a çağıran rejim karşıtı bu devrimcileri desteklemeye ve dış müdahaleye karşı çıkmaya davet ediyoruz. Çünkü dış müdahalenin hedefi hayat kurtarmak değil, aksine sömürgeci çıkarları korumaktır.
Bu hafta gerçekleşen katliamlardan insanları koruma meselesi, İster Türkiye'deki ister Ürdün'deki isterse başka bir yerdeki ordular olsun, şüphesiz bölgede buna güç yetiren İslam'i orduların sorumluluğu altındadır. Bu ordular, zalim rejim eliyle masum insanların kanlarının akıtıldığını görüyorlarken, bırakın silahlarını kıllarını dahi kıpırdatmıyorlar. Şüphesiz bu ordular, bölgedeki insanların kendilerinden yardım umdukları güçtür. Çünkü Allah'u Teâlâ şöyle buyuruyor:
وَإِنِ اسْتَنصَرُوكُمْ فِي الدِّينِ فَعَلَيْكُمُ النَّصْرُ "Onlar dinde sizden yardım isterlerse, yardım etmek üzerinize borçtur". [Enfâl 72]
وَلاَ تَحْسَبَنَّ اللّهَ غَافِلاً عَمَّا يَعْمَلُ الظَّالِمُونَ إِنَّمَا يُؤَخِّرُهُمْ لِيَوْمٍ تَشْخَصُ فِيهِ الأَبْصَارُمُهْطِعِينَ مُقْنِعِي رُءُوسِهِمْ لاَ يَرْتَدُّ إِلَيْهِمْ طَرْفُهُمْ وَأَفْئِدَتُهُمْ هَوَاء
"Sakın, Allah'ı zalimlerin yaptıklarından gafil sanma! Ancak onları gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteler. O gün başlarını dikerek koşarlar. Gözleri kendilerine bile dönmez, kalpleri de bomboştur". (İbrahim 42-43)
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Britanya Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: (+44) 070 74 – 19 24 00 www.hizb.org.uk |
E-Mail: media@domainnomeaning.com / press@hizb.org.uk |