حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Britanya
Medya Bürosu
No: BR-BA-2009-MB-TR-0023 |
H. 3 Zilka’de 1430 M. Perşembe, 22 Ekim 2009 |
-Basın Açıklaması- Hizb-ut Tahrir / İngiltere Tarafından Nick Griffin'in Soru Zamanı [Question Time] Programına Yönelik Bir Yorum
İngiliz Ulusal Partisi'nin [BNP] çağrısı, ifade özgürlüğünün sınırları hakkında tartışmanın artmasına ve bazı kesimlerin öfkelenmesine yola açtı. Bu hususta aşağıdaki noktaları kaydettik:
1. Müslümanların geneli, hiçbir ağırlığı ve destekçisi olmayan marjinal bir politikacı olan Griffin'in anti-İslam görüşlerini bilmektedir. Ancak İslam'a ve değerlerine saldırılmasına imkan tanıyan atmosferlerin oluşmasında birinci derecede sorumlu olanlar tüm siyasi partilerdeki kıdemli politikacılardır. Griffin gibi bir kişinin bu denli pervasızca kin kusması mümkün hale gelecek şekilde anti-İslam ortamı oluşturanlar bizzat onlardır. Zira onların savaş propagandası ve adaletsiz terörle mücadele kanunlarının yanı sıra geçen sekiz sene içerisinde ucuz popülizm Müslümanlar nezdinde İngiliz halkını Avrupa halkları arasında en şaibeli halk haline getirdi.
Tartışmaya katılan parlamento üyesi Jack Strown, Müslüman kadının peçesine saldırarak kendi açısından anti-İslam duyguların beslenmesine yardımcı oldu. Buna rağmen Müslümanların oylarının kazanılmasında bu programın istismar edilmesi olası değildir.
Programın diğer bir konuğu ise Muhafazakar Partili "Vorsy'nin" arkadaşları da İslam'a yönelik nefreti beslediler. Jack Straw, Tony Blair, David Cameron, Michael Joov, Gall Wells ve C. Patrick Fetes gibi siyasilere rağmen bir kimsenin İslam düşmanlığını besleyenin sadece İngiliz Ulusal Partisi olmadığını anlaması mümkündür.
2. BBC tarafından Griffin'e yöneltilen davet ve önde gelen politikacıların ona katılma kararı, iki yüzlülüklerini ve ifade özgürlüğü ilkesi denilen hususu kötüye kullandıklarını ifşa etmektedir.
Sayın Griffin'in ırkçı fikirleri, ya hoş görü sınırlarının dışına çıkmış olup Avrupa parlamentosu üyesi olsa dahi bunlara karşı sessiz kalınması imkansızdır ya da aralarında istemedikleri kişilerin fikirleri açısından olduğu gibi itibara alınması ve kendisini ifade etmesine fırsat verilmesi kaçınılmazdır. Buna rağmen bu politikacılar, Hizb-ut Tahrir gibi maddi çalışmayı metot edinmeyen İslami siyasi partilerden ırkçı olmayanlara değinmeyi reddetmektedirler. Bilakis bayan Vorsy ve sayın Straw bu partilerin yasaklanmasına çağrıda bulunmuşlardır. Buna mukabil ırkçı bir partinin liderliğini yapan ve Hitler hakkında "kısmen ondan uzak olan" bir görüle sahip olan Griffin ile birlikte oturmaktan mutluluk duymaktadırlar.
Bu denli iki yüzlülük ve siyasi fırsatçılık, siyasi kurumun insafsızlığının ötesinde bu kurumun Müslümanları ifade özgürlüğüne dair düşüncelerine ikna etmedeki başarısızlığının farkına varmalarını da sağlamıştır.
3. İster Griffin'in partisi isterse İngiliz Savunma Birliği [EDL] olsun medyada İslam düşmanı aşırı sağcı uçlara geniş bir alan verilmesi İslam'ı hoşgörüsüz ve gerici şiddet yanlısı bir din olarak göstermeye çalışan yalanlara zemin hazırlamaktadır. Buna mukabil bu iddialara ve yalanlara karşı koyulmasına ise kısıtlı bir alan verilmektedir.
Onlar bunu, sırf Müslümanları İslami değerlerden özür dilemeye sevk etmek ve liberal Batılı değerleri kabullenmelerini istemeyi umdukları atmosferleri pekiştirmek için yapmaktadırlar. Buna göre Müslümanlar, böylesi bir atmosferde ihtiyatlı olmalı ve planlar ile kendilerine kurulan tuzaklara karşı da uyanık olmalıdırlar.
Bunun arkasındaki maksat, rolü gereği "radikal" İslami bir akım oluşturmaya yol açacak provokatör aşırı sağcı bir kanat oluşturmaya sevk etmektir. Nitekim bu durum İngiliz Savunma Birliği'nin "kenetlenmesinde" açıkça ortaya çıkmıştır. Zira politikacılar, Müslümanların İngiltere'nin harici sömürgecilik politikasını kabullenmelerini kolaylaştıracak İslam'ın deformasyonu ve "çağdaş" İslam'a teşvik edilmesi hususunda bunu istismar etmektedirler.
Binaenaleyh şeriattaki herhangi bir şey veya herhangi İslami bir mefhum hakkında özür dilemek veya liberal çizgiye uymak için dini bir yönü değiştirmek veya bizleri ılımlı ve radikal olarak tanımlama tuzağına düşmek gibi şeyleri yapan herkes İslam'dan nefret edenlerin planlarına ortak olanlardan olacaktır.
Aynı metot sayesinde İslam'dan nefret edenlerin planlarına hizmet etmiş olacaktır. Eğer bir Müslüman, İslam'ı hoşgörüsüz gerici şiddet yanlısı bir din olarak göstermeye çalışan yalanları üreten intibanın yanı sıra akılsızca sorumsuz işler yaparsa Müslümanları dinlerinden özür dilemeye ve liberal değerleri kabullenmeye sevk etmek için onlara yönelik baskının artmasına yol açacaktır. Bu tür işler, bizzat aptallık olacaktır ve sadece İslam'dan korkan siyasi kurumlardaki bu kimseleri memnun edecektir.
Bu kabul edilemez istikrarsız ortamın gölgesinde Müslümanların sebat etmeleri, bu parçalama tuzağına düşmemeleri, dinleri adına herhangi bir taviz vermemeleri ve sorumsuz davranışlarda bulunmamaları gerektiğini düşünüyoruz. Müslümanları, İslam dünyasında İslami hayatı yeniden başlatma hususunda bizimle beraber çalışmaya -ki bunu dört gözle bekleyen Müslümanlar vardır- ve Batıda içerisinde yaşadığımız toplumlardaki değerlerimizi korumak için çalışmaya çağırıyoruz. Hem izzetimizin kaynağının Allah'ın dinine tabi olmaktan kaynaklanıyor olması bakımından seçkinliğimizi hissetmeliyiz hem laik kapitalizm yaşam tarzının yok ettiği kimselerin trajik hayatlarını görüyorken değerlerin en üstünü olan değerlerimize güvenmeliyiz hem etrafımızdaki kimselerle kaynaşarak onlara İslam'ı açıklamalıyız, İslam hakkındaki safsataları ve basmakalıp görüntülerin pekişmesine katkıda bulunmak yerine bunları çürütmeliyiz hem de siyasi sınıfların ortamlarına sürüklenecek şekilde sessiz ve sedasız kalmamalıyız veya tavizler vermemeliyiz. Bilakis insanlara İslam'ın yüce tabiatını açıklamalıyız ve insanlarla en güzel şekilde tartışmalıyız.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Britanya Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: (+44) 070 74 – 19 24 00 www.hizb.org.uk |
E-Mail: media@domainnomeaning.com / press@hizb.org.uk |