حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi Kadın Kolları
No: HT-BA-2024-MO-TR-27 |
H. 6 Rabi’-ul Âhir 1446 M. Çarşamba, 09 Ekim 2024 |
Gazzeli Kadın ve Çocuklara Yönelik Devam Eden Soykırım, Ümmetin Koruyucusu ve Kalkanı Olan Hilafet Devleti Kurulmadıkça Durmayacaktır
Yahudi varlığı tarafından Gazze halkına karşı başlatılan soykırım savaşının üzerinden bir yıl geçti ve bu savaşta 41 binden fazla kişi şehit oldu. Bu acımasız düşman, erkek, kadın, çocuk ya da bebek ayrımı yapmadı. Zira şehitlerin yüzde 70’i kadın ve çocuklardan oluşuyor. Oxfam örgütüne göre, Yahudi ordusu tarafından Gazze’de bir yıl içinde öldürülen kadın ve çocukların sayısı, son yirmi yılda herhangi bir başka çatışmada öldürülen kadın ve çocuk sayısından daha fazla. 25.000’i aşkın çocuk ebeveynlerinden birini veya her ikisini birden kaybetti, binlerce çocuk ise uzuvlarını kaybetmenin acısını yaşadı. (El Cezireye göre) UNRWA, Gazze’de her gün ortalama 10 çocuğun bir veya iki bacağını kaybettiğini bildirdi. Bu durum, tarihteki en büyük amputasyon vakası olarak kabul ediliyor. Üstelik bu acı verici ameliyatlar, çoğu zaman anestezi olmadan gerçekleştiriliyor
Bütün bunlara ek olarak, Gazze’ye uygulanan vahşi abluka ve su kaynaklarının ve gıda dağıtım sistemlerinin tahribatının yol açtığı sürekli kıtlık, açlıktan ölümler, temiz su eksikliği, sağlık hizmetlerinden yoksunluk ve bulaşıcı ölümcül hastalıkların yayılması gibi sorunlar da yaşanmaktadır. Özellikle hastaneler büyük zarar görmüştür. Lancet tıp dergisi, geçen temmuz ayında yaptığı açıklamada, “Açlık, sağlık hizmetleri eksikliği ve hayatta kalmak için gerekli sivil altyapının yıkımından kaynaklanan dolaylı ölümler de dikkate alındığında Gazze’ye yapılan saldırıda ölenlerin sayısının 180.000’e kadar çıkabileceğini” bildirdi. Save the Children (Çocukları Kurtarın) örgütü, “Gazze’deki okul binalarının yaklaşık yüzde 90’ının zarar gördüğünü veya yıkıldığını” aktardı. Bütün bunlardan Gazze’deki çocukların ve gelecek nesillerin olası her türlü geleceğini yok etmek olduğu anlaşılıyor.
Bu yıl, mevcut dünya düzeninin, hükümetlerin, Birleşmiş Milletler’in ve tüm uluslararası yargı ve kuruluşların, mazlum Müslümanları koruyamadığı bir kez daha gözler önüne serildi. Yahudi varlığı tüm kırmızı çizgileri aştı, tüm yasakları ihlal etti, her türlü insani ilke ve kanunları çiğnedi. Buna rağmen bu vahşi katliamı durdurmak için siyasi iradeye sahip tek bir devletin bile olmadığı görülüyor. Batılı güçler, büyük bir küstahlıkla cani işgalcinin Filistin halkını yönelik yürüttüğü etnik temizlik kampanyasını görmezden gelerek, cezasız kalmasını sağlayarak, hatta koşulsuz mali ve siyasi destek sağlayarak insanlığa karşı işlenen suçlara ortak olmuşlardır.
Geçen ağustos ayında Biden yönetimi, bu soykırımı finanse etmek için işgalci yönetime 20 milyar dolarlık ek silah satışına onay verdi. Bu arada, Müslümanların yöneticileri bir kez daha kâfir Batı’ya ve Yahudi varlığına sadık olduklarını gösterdiler. Batıyla diplomatik ve ekonomik ilişkilerini sürdürdüler, Yahudi varlığıyla normalleşmeyi devam ettirdiler. Hatta Ürdün ve Suudi Arabistan örneklerinde olduğu gibi bazı yöneticiler de askeri üslerini, hava sahalarını ve istihbaratlarını Yahudi varlığını savunmak için kullanılmasına izin verdiler.
Bugün gerçekten Müslümanların yanında samimiyetle duran ve onların kanını korumak için ordusunu kullanmaya hazır bir hükümdarın olmadığını görmek için daha fazla kanıta ihtiyacımız var mı? İslam’la hükmeden, dini koruyan, ümmetin bekçisi ve kalkanı olmayı taahhüt eden bir devlet kurulmadıkça Filistin’i kurtarmak için bir ordunun seferber edilmeyeceğini anlamak için başka neye ihtiyacımız var? Bu devlet, Nübüvvet metodu üzere Hilafettir.
Bu nedenle, bu soykırımı durdurmak, sadece kınama ve dua etmeyi değil Nübüvvet metodu üzere Hilafeti kurmak için çalışmayı gerektirir. Dinimiz, ümmetimizi korumak ve topraklarımızı kurtarmak için en iyi yolun bu olduğunu belirtmiştir. Bu kapsamda Müslüman ordularını, Hilafeti kurmak için Hizb-ut Tahrir’e nusret vermeye teşvik edilmelidir. Hilafet Yahudi varlığını kökünden söküp atacak, tüm tebaasının güvenliğini, onur ve haysiyetini güvence altına alacaktır. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
إِنَّمَا الْإِمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ وَيُتَّقَى بِهِ“İmam ancak bir kalkandır. Arkasında savaşılır ve onunla korunulur.”
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi Kadın Kolları |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.domainnomeaning.com |
E-Mail: media [@] domainnomeaning.com |