Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

Soru Cevap

بسم الله الرحمن الرحيم

Soru:

Hilafet Devleti'nde Maliye kitabının s.115'de alttan 12. satırın başlarında şu ifade geçmektedir: "Eğer ölü arazi, daha önce hiç ekilmemiş veya imar edilmemişse ya da imar edilip ekilmişse sonra terk edilmiş ve harâc konulmadan önce ölü araziye dönüşmüşse devlet de şeri şekilde bu araziye el koyup tebaasından birine ikta etmişse, bu arazilere haracî arazideki ölü arazilerin ihya edilme hükmü uygulanır. İkta edilen araziyi ihya eden kişi Müslüman ise arazinin menfaat ve rakabesine sahip olur. Arazinin durumuna göre öşür ya da yirmide bir zekât verir"

Soru şudur: Yukarıda altı çizili olan haracî ifadesi yerine öşür kelimesi doğru olmaz mıydı?

Cevap:

1- Görünen o ki daha önce harâc konulmamış haracî arazideki ölü arazinin ihya edilmesiyle öşür arazisine dönüşeceğini sandığın için böyle bir karışıklık söz konusu oldu. Durum öyle değil. Aksine Müslüman için öşür arazisi olur. Ama gayri Müslim için haracî aslını korur. Daha önce harâc konulmuş ölü arazilerin ihya edilmesine gelince, ihya eden ister Müslüman isterse gayri Müslim olsun yeniden ihyaları haracî niteliği kaldırmaz.

İktisat Nizamında s. 176'de şöyle geçmektedir: "İster Müslim ister gayri Müslim olsun, kim öşür arazisinden bir araziyi ihya ederse, arazinin bizzat kendisini ve menfaatini mülk edinir. O araziyi ihya eden Müslümanın nisap miktarına ulaşınca, ekin ve mahsulden zekât olarak öşür vermesi farzdır. O araziyi ihya eden gayri Müslim ise, öşür değil harâc vermesi gerekir. Çünkü o kişi, zekât ehlinden değildir. Arazinin öşür veya harâc yükümlülüğünden yoksun olması doğru değildir.

Daha önce üzerine harâc konulmamış harâc arazisinden ölü bir araziyi ihya eden kimse Müslüman ise, arazinin hem asli mülkiyetine hem de menfaatine sahip olur. Eğer o kişi gayri Müslim ise, arazinin sadece menfaatini mülk edinir. O arazi hakkında Müslümanlara harâc değil öşür farz olur. Kâfire ise, o arazi hakkında sadece harâc vacip olur. Fetih esnasında hakkında ödeyecekleri bir harâc karşılığı üzerinde kalmalarına müsaade edilen o arazinin kâfir ehline konulduğu gibi o kâfire de harâc konur.

Kim harâc arazisinden ölü araziyi ihya ederse, o arazi ölü araziye dönüşmeden önce oraya daha önce harâc konulmuş ise, o kişi o arazinin asli mülkiyetinin dışında sadece menfaatine malik olur. O kişi ister Müslüman olsun ister ise kâfir olsun fark etmez. Ona o arazi hakkında harâc vacip olur. Çünkü o arazi fethedilen bir arazidir ve üzerine harâc konulmuştur. Onun için onu mülk edinen ister Müslim olsun ister gayri Müslim olsun onun üzerine harâc, zamanın sonuna kadar kalır."

Anayasa Mukaddimesinin 133. Maddenin açıklamasında şöyle geçmektedir: "Bir kimse daha önce üzerine harâc konulmamış harâc arazisindeki mevat bir araziyi ihya ederse bu arazi öşür araziye dönüşür ve ihya eden de Müslüman ise bu araziye "zekât" düşer. Eğer bu araziyi ihya eden zimmet ehlinden ise haracî arazi olur ve ona "harâc" düşer. Bir kimse harâc arazisindeki mevat bir araziyi ihya eder ve bu arazi üzerine mevat araziye dönüşmeden önce geçmişte harâc konulmuşsa ihya eden ister Müslüman olsun isterse zimmet ehlinden olsun bu arazi haracî arazi olur."

Hilafet Devleti'nde Maliye kitabında öşür arazisi açıklanırken s. 57'de şöyle denilmektedir: "Müslüman'ın ihya ettiği her toprak. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: من أحيا  أرضا ميتة ليست لأحد فهو أحق بها "Kim sahipsiz bir araziyi ihya ederse, bu araziye herkesten ziyade hak kazanır." el-Buhârî bu hadisi şu sözlerle rivayet etti: من أعمر أرضا ليست لأحد فهو أحق "Kim sahipsiz bir toprağı imar ederse, o daha fazla hak sahibidir."

Bu öşür, öşür olarak kalır. Bir hal müstesnadır ve haraca dönüşmez. Bu durum, öşür arazisini bir kâfir Müslümanlardan satın alırsa ona düşen bu topraktan harâc vermesidir, ondan öşür vermez. Çünkü öşür zekâttır, kâfir ise zekât veren sınıftan değildir ve zekât Müslüman için bir sadaka ve temizliktir. Zira arazi öşür veya harâc yükümlülüğünden muaf tutulamaz."

Buna göre senin sorunda geçen "Yukarıda altı çizili olan haracî ifadesi yerine öşür kelimesi doğru olmaz mıydı?" ifadesi doğru değildir. Doğrusu, haracî olarak kalmasıdır. Çünkü bahsedilen husus, daha önce harâc konulmamış haracî arazilerden olup da ölü olan arazilerin ikta edilmesi hakkındadır.

Sorduğun paragraf bu bölümde geçti. Öncesinde ise "Ancak ikta, haracî -Irak, Şam ve Mısır toprakları gibi zorla fethedilen- araziden yapılmışsa, duruma bakılır..." satırları yer almaktadır. Sonra ayrıntıya giriyor. Konu, haracî araziden ikta ile ilgilidir.

Bununla beraber bilinmelidir ki haracî veya öşür arazisinden olup da ölü olan arazinin ihya edilmesi, ihya eden Müslüman ise bu araziyi öşür arazisine dönüştürür. İhya eden kâfir ise haracî arazi haracî olarak öşür arazisi de öşür arazisi olarak kalır. Ancak her iki durumda da harâc öder. Çünkü öşür bir zekâttır, kâfire ise zekât düşmez. Ve çünkü arazi, yükümlülükten muaf tutulamaz. Dolayısıyla kâfirden harâc alınır.

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER