Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

(Hizb-ut Tahrir Emiri Celil Âlim Ata İbn Halil Ebu Raşta Tarafından Facebook Sayfası Takipçilerinin “Fıkhî” Sorularına Verilen Cevaplar Silsilesi)

Soru-Cevap

Müslüman Ülkelerdeki Mevcut Silahlı Kuvvetlere Katılmanın Hükmü

Ahmad Sadid’e

Soru:

Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekâtuh!!!

Azizim! Benim sorum, mevcut rejimler altındaki Müslüman ülkelerde polis ve orduda çalışanlar hakkında olacaktır; bunun şerî hükmü nedir?

Benim Hizb-ut Tahrir üyesi olduğum bilinmelidir; ancak bu soru beni şaşırttı; çünkü benim babam ve kardeşim Afganistan ordusunda subaydır.

Cevap verirseniz, memnun olurum. Teşekkür ederim.

Cevap:

Ve Aleykumselam ve Rahmetullahi ve Berekâtuh.

Kardeşim, babanın ve kardeşinin Afganistan ordusunda bulunması nedeniyle duyduğun rahatsızlıkla ilgili olarak... Daha önce biz, orduya girmenin caiz olup olmadığı hakkında soru-cevap yayınlamış ve orduya girmenin, belirli durumlarda caiz olmadığını ancak geri kalan durumlarda caiz olduğunu söylemiştik; size cevabın metnini tekrar ediyorum:

( Ebi Said ve Ebi Hureyra, Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle dediğini rivayet etmişlerdir: لَيَأْتِيَنَّ عَلَى النَّاسِ زَمَانٌ يَكُونُ عَلَيْهِمْ أُمَرَاءُ سُفَهَاءُ، يُقَدِّمُونَ شِرَارَ النَّاسِ وَيُظْهِرُونَ بِخِيَارِهِمْ، وَيُؤَخِّرُونَ الصَّلَاةَ عَنْ مَوَاقِيتِهَا، فَمَنْ أَدْرَكَ ذَلِكَ مِنْكُمْ فَلَا يَكُونَنَّ عَرِيفاً وَلَا شُرَطِيّاً وَلَا جَابِياً وَلَا خَازِناًİnsanlar üzerine bir zaman gelecek, sefihler yöneticileri olacak, insanların şerlilerini öne geçirecekler ve hayırlılarını geri bırakacaklar. Namazları da vakitlerinden geciktirecekler. İçinizden kim buna yetişirse yönetici olmasın, polis olmasın, vergi tahsildarı olmasın ve veznedar olmasın.” [Ebu Ya’le rivayet etti ve sika olan Abdurrahman İbn Mesud hariç adamları, sahih adamlardır.]

Kenzu’l Ummâl’da, Hatib, Ebi Hureyra’dan şunu rivayet etmiştir: ... فَمَنْ أَدْرَكَهُمْ فَلَا يَكُونَنَّ لَهُمْ عَرِيفاً، وَلَا جَابِياً، وَلَا خَازِناً، وَلَا شُرَطِيّاً “…İçinizden kim bu zamana yetişirse onların yöneticisi olmasın, vergi tahsildarı olmasın, haznedarı olmasın ve polisi olmasın.” [Kenzu’l Ammâl – Hatib, Ebi Hureyra’dan rivayet etti.]

Konu dikkatli bir şekilde incelendiğinde aşağıdaki hususlar ortaya çıkmaktadır:

1) Ebu Ya’le’nin hadisinde, Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem, zalim olan sefih yöneticilerin yönetimi altında bu dört şeyden kesin olarak nehyetmiştir. Kenzu’l Ammâl’daki hadiste ise, özellikle zalim yönetici olmak üzere bu dört şeyden nehyetmiştir; zira hadiste (لهم - onların) lafzını kullanmış olup buradaki (اللام - Lâm) lafzı tahsis içindir. Dolayısıyla nehiy, gerek bu yöneticilerin özel muhafızları olmakla gerekse onlar için para toplayıp saklayan kimseyle ilgilidir. Mutlak mukayyede hamledilir. O zaman nehiy, kesinlikle İslam ile hükmetmeyen ülkelerdeki yönetici, polis, vergi tahsildarı ve haznedar ile ilgili değildir; aksine nehiy, bu yöneticilerin şahıslarıyla çalışan yani bizzat onlara tahsis edilen yönetici, polis, vergi tahsildarı ve haznedar ile ilgilidir.

2) Zalim ve sefih yöneticilerin yönetimine rıza gösteren kişi, ister ordu içinde olsun isterse olmasın günahkâr olur; çünkü Allah’ın indirdikleriyle hükmetmeyen yöneticileri değiştirmemek, onları inkar etmemek veya onlardan razı olmak, bunların hepsi büyük günahtır. Zira Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: سَتَكُونُ أُمَرَاءُ فَتَعْرِفُونَ وَتُنْكِرُونَ، فَمَنْ كَرِهَ فَقَدْ بَرِئَ، وَمَنْ أَنْكَرَ فَقَدْ سَلِمَ، وَلَكِنْ مَنْ رَضِيَ وَتَابَعَİleride birtakım emirler olacak. Onları tanırsınız/bilirsiniz ve inkâr edersiniz. Kim tanırsa beri olur/ayrı tutulur. Kim inkâr ederse emin olur. Fakat kim razı olur ve peşinden giderse (emin olmaz).” [Müslim tahric etti.]

3) İster yöneticinin muhafızı olsun ister muhafızı olmasın Allah’ın indirdikleriyle hükmetmeyen zalim ve sefihlerin yönetimini değiştirmek için güç ehlinden nusret talep etmek, caiz olan bir taleptir; ancak içinde çalıştıkları fasit rejimin gerçekliğini ve onu değiştirmenin vacip olduğunu açıkladıktan sonra; şayet buna ikna olup Allah ve Rasulü’ne icabet ederlerse o zaman Allah’ın izniyle onların ameli azim bir amel olur ve şayet konumlarını, Allah Subhanehu’nun hükmünün ikame edilmesini hızlandırmak için kullanılırsa, o zaman da azim bir iş başarmış olacaklardır.

Çünkü Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem kâfir oldukları halde kabilelere gidiyor, onları İslam’a davet ediyordu; şayet icabet ederlerse “Müslüman olurlarsa”, Allah’ın hükmünü ikame etmek için onlardan nusret talebinde bulunuyordu. Hakeza zalimlerin ordusunun içinde çalışanlar, şayet hakka icabet ederler, zalimleri inkâr etmenin ve onları değiştirmenin vacip olduğu noktasında şeriatın hükmünü bilirler ve çalışmaya hazır olurlarsa, o zaman onlardan nusret talebinde bulunmak caiz olur.

4) Evet, şayet Müslümanlarla değil de kâfirlerle savaşılıyorsa, o zaman zalim yöneticilerle savaşmak sahih olur; çünkü durumu ne olursa olsun ister salih ister facir olsun kafirlere karşı savaştığı sürece Müslüman yöneticilerin gölgesi altında cihat etmek her durumda Müslümanların üzerine farzdır. Çünkü savaş ayetleri, mukayyet değil mutlak olarak gelmiştir. وَمَا لَكُمْ لاَ تُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللّهِSize ne oluyor da, Allah yolunda savaşmıyorsunuz.” [Nisa 75]; الَّذِينَ آمَنُواْ يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللّهِİman edenler Allah yolunda savaşırlar.” [Nisa 76]; فَلْيُقَاتِلْ فِي سَبِيلِ اللّهِ الَّذِينَ يَشْرُونَ الْحَيَاةَ الدُّنْيَاO halde, dünya hayatını (ahiret karşılığında) satanlar, Allah yolunda savaşsınlar.” [Nisa 74] Bunların dışında birçok ayet, savaş kâfirlere karşı olduğu sürece yöneticinin zalim veya zalim olmamasını şart koşmamıştır.

Ayrıca yöneticinin zalim olmasının, kafirlere karşı onunla birlikte savaşmaya yani zalim İmamla savaşmalarının buna engel olmadığını belirten sarih hadisler de vardır. Zira Enes’ten, Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: وَالْجِهَادُ مَاضٍ مُنْذُ بَعَثَنِي اللَّهُ إِلَى أَنْ يُقَاتِلَ آخِرُ أُمَّتِي الدَّجَّالَ، لَا يُبْطِلُهُ جَوْرُ جَائِرٍ وَلَا عَدْلُ عَادِلٍCihat, Allah beni gönderdiği günden, ümmetimin sonuncusu Deccal ile savaşasıya kadar yürürlüktedir. Zalimin zulmü ve âdilin adaleti bunu geçersiz kılmaz.

H. 20 Cumâde’l Ûla 1424 M. 20/07/2003)

Umarım bu kadarı yeterli olmuştur. Bilen ve hüküm verenlerin en hayırlısı Allah’tır.

Kardeşiniz

Ata İbn Halil Ebu Raşta

H. 10 Muharremu’l Haram 1444

M. 08/08/2022

Cevaba, Emir’in (Allah onu korusun) web sitesinden bağlanabilirsiniz:

https://archive.domainnomeaning.com/arabic/index.php/HTAmeer/QAsingle/4271/

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER