Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

(Hizb-ut Tahrir Emiri Celil Âlim Ata İbn Halil Ebu Raşta Tarafından Facebook Sayfası Takipçilerinin “Fıkhî” Sorularına Verilen Cevaplar Silsilesi)

Soru-Cevap

Daru’l Küfürde Zulmü Ortadan Kaldırmak İçin Mahkemelere Başvurmak

İbnu’l Azrak

Soru:                                                        

Esselamu Aleykum sevgili kardeşim. Sana önemli bir sorum olacak.

Allah, Nisa Suresi’nin 60. ayetinde, tağutla hükmedilmesini yasaklamıştır.

Ancak Hilafet yokken tüm İslam beldeleri tağut liderler tarafından yönetiliyor.

O halde herhangi bir anlaşmazlığı çözmemiz gerektiğinde, o tağut liderlerin mahkemesine gidebilir miyiz?

Diyelim ki ailemden biri tecavüze uğradı.Peki yargılamanın demokratik tağut tarafından yapıldığı bir yerde yargılanmak için mahkemeye gitmek caiz midir?

Onlar şeriata göre hüküm vermiyorlar. Ayrıca Allah, herhangi bir anlaşmazlıkta Allah’tan başka kendi kanunları bulunan tağutlara gidilmesini yasaklamıştır.

Allah sizi hayırla mükafatlandırsın.

Cevap:

Ve Aleykumselam ve Rahmetullahi ve Berekâtuh

Daha önce 18/02/2009 tarihinde bir soru-cevap yayınlamıştık. Onun metni şöyledir:

(Şerî mahkemelerin olmadığı Daru’l Küfür’de yaşayan herhangi birinin, üzerindeki zulmü kaldırmak ve hakkının yenilmesini engellemek için Daru’l Küfrün mahkemelerine başvurması caizdir. Ancak şeriata muhalif olan kanunlarının hükmüyle değil de şeriata göre sabit olan bir hak olması şartıyla caiz olur:

Örneğin bir kişi hırsızlığa maruz kaldı. İslam, onun çalınan malını ona geri iade eder. Bunun için hırsızlığa maruz kalan kişinin, çalınan malını almak için mahkemelere başvurması caiz olur.

Mesela bir kişi, bir kısmı peşin geri kalanı taksitle olmak üzere bir bedel karşılığında diğer kişiye evini satıyor. Müşteri evi satın alıp onda oturduğu halde bedelin bir kısmını ödeyip geriye kalanı reddediyor veya inkâr ediyor… İslam, satıcının müşteride olan hakkını ona iade eder. Bunun içindir ki satıcının, müşterinin inkar ettiği evin bedelinin kendisine iade edilmesi amacıyla mahkemelere başvurması caizdir.

Böyledir, yani bu hakkın şeran sabit olması şartıyla kendisinden zulmün engellenmesi ve hakkının kendisine iade edilmesi için onun Daru’l Küfür’de mahkemelere başvurması caizdir.

Ama şayet kişinin hakkı, beşerî hukuka göre sabit olduğu halde şeriata muhalif olursa, onun şeriata muhalif olan bu hakkı almak için mahkemelere başvurması caiz değildir:

Örneğin: Bir kişi, akdi batıl olan bir anonim şirketine ortak olur ve ortaklara yönelik kâr dağılımı sırasında hissesine göre kendisine verilen kârın, hak ettiğinden daha az olduğunu görürse bu durumda kişinin hisselerinden hasıl olan hakkının tamamını almak için Daru’l Küfrün mahkemelerine başvurması caiz değildir. Çünkü bu, şeriata muhalif olan beşerî kanuna göre sabit olan bir haktır. Çünkü bu şirket, batıldır ve bunun sonucunda oluşan kârları da şeriat ikrar etmemektedir. Müslüman için vacip olan bu şirketten ayrılmasıdır.

Örneğin: Bir kişi, belli bir faiz karşılığında parasını bankaya yatırsa ancak banka, üzerinde anlaştıkları faiz oranına göre kendisine daha az para verse bu durumda kişinin, faiz yüzdesinin tamamını talep etmek ve bankayı faizin yüzdesini ödemeye zorlamak için Daru’l Küfrün mahkemelerine başvurması caiz değildir. Çünkü onun için bu hak, faizli bankaların onayladığı beşerî hukuka göre sabit olsa da şeriata göre sabit değildir. Müslüman için vacip olan bankayla yaptığı bu faizli muameleyi iptal etmesidir.

Hakeza haksızlığa uğrayan veya hakkı yenmiş birisi olup bu da şeriatın hükümlerine göre sabit olan bir haksa bu durumda kişinin, üzerindeki zulmün kaldırılması ve hakkının kendisine iade edilmesi için içinde yaşamış olduğu Daru’l Küfrün mahkemelerine başvurması caizdir. Şayet şeriatın hükümlerine göre değil de beşerî kanunlara göre sabit olan bir hak olursa, bu hakkı almak için içinde yaşamış olduğu Daru’l Küfrün mahkemelerine başvurması caiz değildir… Bununla birlikte kişinin, bu mahkemelere başvurmadan önce hayırlı insanlardan oluşan arabuluculardan yardım isteyerek hakkını geri almaya çalışması daha hayırlıdır.) Daha önceki cevabımız bitti.

Umarım bu cevap yeterli olmuştur. Bilen ve hüküm verenlerin en hayırlısı Allah’tır.

Kardeşiniz                                                                                                                        H. 14 Rabiu’l Ahir 1440

Ata İbn Halil Ebu Raşta                                                                                                     M. 11/12/2019

Cevaba, Emir’in (Allah onu korusun) aşağıdaki web sitesinden bağlanabilirsiniz:

http://archive.domainnomeaning.com/arabic/index.php/HTAmeer/QAsingle/4007/

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER