Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Kapitalizm Döneminde Hac!

بسم الله الرحمن الرحيم

Kapitalizm Döneminde Hac!

Beytu’l Makdis topraklarında katliamlar kesintisiz devam edip savaşın ilk gününden itibaren yaklaşım aynıyken ve Yahudi varlığının dünyanın gözü ve kulağı önünde öldürme, yok etme ve Gazze Şeridi’nden yardımları kesme stratejisi nedeniyle ölüm ve açlık yaşanıyorken, sanki bu suçlar Hac’daki Müslümanları ilgilendirmiyormuş gibi bu suçlardan bahsetmeyerek sanki Yahudi varlığını ve projesini destekliyormuşçasına Arefe hutbesinin yayınlanması gerçekleşmiştir; oysa Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in Veda Haccı'ndaki hutbesinde yaptığı gibi Haccın emirlerinden biri de hiçbir ayırım ve fark gözetmeksizin Müslümanların kutsallarının korunmasıdır. Dolayısıyla bu hutbe de bu sistemin, onu destekleyen, onun bekası için çalışan, ona zarar verip sarsabilecek her türlü siyasi girişimi uzaklaştıran herhangi bir parçası olarak gerçekleşmiştir.

Bu hutbe ve Suud Hanedanı’nın sunduğu hizmetler laik ve kapitalisttir; bu yüzden onlar, insanlara hacılara sundukları hizmetleri, ayrıcalıkları ve kolaylıkları gösteriyorlar ama birçok şeyi de gizliyorlar; örneğin ister büyük, ister yaşlı, isterse yardıma muhtaç bir kadın olsun zengin ve fakir arasında ayrım yapmaları gibi ne Hacca ne de hacılara güven vermedikleri şeklindeki gerçeklerini gizliyorlar ve bu sistemde parası olmayanların ve kapitalizmin gölgesinde yaşayan herkesin hayatın herhangi bir alanında karşılaştığı zorlukları da göstermiyorlar; onların durumunu Rabbu’l İzzet’in şu kavli doğrulamaktadır: أَجَعَلْتُمْ سِقَايَةَ الْحَاجِّ وَعِمَارَةَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ كَمَنْ آمَنَ بِاللهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ وَجَاهَدَ فِي سَبِيلِ اللهِ لَا يَسْتَوُونَ عِنْدَ اللهِ وَاللهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ * الَّذِينَ آمَنُوا وَهَاجَرُوا وَجَاهَدُوا فِي سَبِيلِ اللهِ بِأَمْوَالِهِمْ وَأَنْفُسِهِمْ أَعْظَمُ دَرَجَةً عِنْدَ اللهِ وَأُولَئِكَ هُمُ الْفَائِزُونَ * يُبَشِّرُهُمْ رَبُّهُمْ بِرَحْمَةٍ مِنْهُ وَرِضْوَانٍ وَجَنَّاتٍ لَهُمْ فِيهَا نَعِيمٌ مُقِيمٌ * خَالِدِينَ فِيهَا أَبَداً إِنَّ اللهَ عِنْدَهُ أَجْرٌ عَظِيمٌ(Ey müşrikler!) Siz hacılara su vermeyi ve Mescid-i Haram’ı onarmayı, Allah’a ve ahiret gününe iman edip de Allah yolunda cihad edenlerin imanı ile bir mi tutuyorsunuz? Halbuki onlar Allah katında eşit değillerdir. Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez. İman edip de hicret edenler ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler, derece bakımından Allah katında daha üstündürler. Kurtuluşa erenler de işte onlardır. Rableri onlara, tarafından bir rahmet ve hoşnutluk ile, kendileri için, içinde tükenmez nimetler bulunan cennetler müjdeler. Onlar orada ebedî kalacaklardır. Şüphesiz ki Allah katında büyük mükâfat vardır.” [Tevbe 19-20-21-22]

Sisteme bağlı teknoloji ve medeniyet, önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da Beytullahil Haram’ı ziyaret eden hacıların karşılaştığı zulmün boyutunu gösteren temel unsurdur; zira bunlar, bazı insanlara hizmet ederken birçok Müslüman ise kendi imkanlarına göre bunları elde edememektedir. Ayrıca bu yerde ve bu zamanda bile Müslümanlarla muamele etmenin akidevi yönünü gözetmeksizin muhaliflerin nasıl peşine düştükleri, bu muamelenin gizlenmemesi ve kasıtlı olarak insanların görmesinin sağlanması, Yahudi varlığı ile normalleşen hükümetlerin amacını ortaya koymaktadır; zira fesadın kolaylaştırılması, ülkenin kapısının Hıristiyan ve Yahudilere açılması, Turki eş-Şeyh tarafından denetlenen Suudi Eğlence Kurumu aracılığıyla turistler için eğlence parkları ve oteller açılmasının yanı sıra konser, spor ve benzerleri gibi çeşitli eğlence alanlarının açılması, Hac mevsiminde güvenliğin sağlanamaması ve burada askerlerin konuşlandırılması gibi Suud Hanedanı'nın yaptığı her şey, bu normalleşme amacıyla ve bu normalleşmeyi desteklemek içindir.

Allahu Teala’nın istediği şekilde ritüelleri yerine getirmek ve Müslümanların vahdetini sağlamak, bu mevsimden istifade ederek Müslümanlara davette bulunmak, onlara İslam düşmanlarıyla savaşma vacibini emretmek ve alimler ve hatipler tarafından, cihad ve Allah’ın hükmüne davet etmek de dahil olmak üzere hac ibadetlerinin ve tüm dini ritüellerin yüceltilmesinin nasıl olacağının açıklanması yerine bu amelleri yapıyorlar ve kalplerin bu mekana olan arzusunu söndürmek için muhalif olanların durumlarını ve fahiş vergiler, sayının sınırlandırılması, gözetim ve genişletme çalışmalarının eksikliği, bakım ve gözetimin olmaması nedeniyle buraya gelmenin zorluklarını gösteriyorlar.

Hicaz beldesindeki halkımıza; şayet dininizi ve Müslüman ülkeleri satan, bu uğurda öldürme ve kötü muamele gibi çeşitli yöntemlere başvuran ve çarpık koltuklar gibi geçici bir teklif için dini ve Müslüman ülkeleri satan bu tiranlara karşı bir araya gelip tek bir kelime üzerinde birleşmez ve onları kökünden söküp atmak için çalışmazsanız, İslam düşmanları, Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in bu dini tebliğ etmek ve İslam davetini tüm insanlara yaymak için dünyanın kandili olsun diye onu Arap Yarımadası’nda yaymak için mücadele ettiği ve Yahudi ve Hıristiyanların pislik ve kirlerinden temizlediği bu beldenizde keyif çatmaya devam edeceklerdir.

Haydi bu vacip için bir araya gelin, Nebiniz Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in siretine tamamlayın, O’nu ve dininizi savunun, Yahudilerin pisliklerinin geri dönmesine izin vermeyin ve yeryüzünde Allah’ın hükmünü yeniden tesis etmek için çalışanlarla birlikte çalışın; kurtuluşun ve müminlerin yolu işte budur. Nitekim Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَلَن يَجْعَلَ اللَّهُ لِلْكَافِرِينَ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ سَبِيلًاAllah, müminlerin aleyhine kâfirlere hiçbir yol vermez.” [Nisa 141]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ummu Fatıma Sebatin – Mübarek Toprak (Filistin)

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER