Perşembe, 26 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/28
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
“(Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.” [Fatiha 5]

بسم الله الرحمن الرحيم

﴿إِيَّاكَ نَعْبُدُ وَإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ﴾

“(Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.” [Fatiha 5]

Bir Müslüman, ister nafile ister farz olsun her gün ve her namazda Allahu Teala’nın Fatiha suresindeki şu kavlini okuyor: إِيَّاكَ نَعْبُدُ وَإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ(Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.” [Fatiha 5] Böylece Allah Subhanehu’ya olan teslimiyetini, O’nu birlediğini, sadece O’na itaat edip ibadet ettiğini ve ibadetinde, itaatinde ve tüm işlerinde Subhanehu’dan yardım dilediğini ikrar ve ilan ediyor. İbn Kesir tefsirinde şöyle geçmektedir: “Sadece Sen’den yardım dileriz ve sadece Sana tevekkül ederiz. Bu ise itaatin kemale ermesidir. Din, tamamen bu iki anlama dönmektedir. Bu ise bazı Selef’in şöyle demesi gibidir: Fatiha, Kur’an’ın sırrıdır. Fatiha’nın sırrı ise şu kelimedir: إِيَّاكَ نَعْبُدُ وَإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ(Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.” [Fatiha 5] Birincisi, şirkten beri olmak, ikincisi güç ve kuvvetten beri olmak ve Allah Azze ve Celle’ye yönelmektir. Bu anlam, Kur’an’ın başka ayetlerinde de geçmektedir. Allahu Teala’nın şu kavli gibi: فَاعْبُدْهُ وَتَوَكَّلْ عَلَيْهِ وَمَا رَبُّكَ بِغَافِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَÖyle ise O'na kulluk et ve O'na dayan! Rabbin yaptıklarınızdan gafil değildir.” [Hud 123] قُلْ هُوَ الرَّحْمَنُ آمَنَّا بِهِ وَعَلَيْهِ تَوَكَّلْنَا’O Rahman’dır. Biz O’na iman ettik ve O’na güvendik.” [Mülk 29] رَّبُّ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ فَاتَّخِذْهُ وَكِيلاًO, doğunun da batının da Rabbidir. O’ndan başka ilâh yoktur. Öyleyse yalnız O’nun himayesine sığın.” [Müzzemmil 9] Aynı şekilde şu ayet-i kerime: إِيَّاكَ نَعْبُدُ وَإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ(Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.” [Fatiha 5]”

Allah Subhanehu’nun ibadeti kabul etmesi için, ibadetin sadece Allah’a halis kılınarak olması şarttır. Zira Subhanehu ve Teala şöyle buyuruyor: قُلْ إِنِّي أُمِرْتُ أَنْ أَعْبُدَ اللَّهَ مُخْلِصاً لَّهُ الدِّينَDe ki: Bana, dini Allah’a hâlis kılarak O’na kulluk etmem emrolundu.” [Zümer 11] Yine şöyle buyuruyor: وَمَا أُمِرُواْ إِلَّا لِيَعْبُدُواْ اللَّهَ مُخْلِصِينَ لَهُ الدِّينَ حُنَفَاءَ وَيُقِيمُواْ الصَّلَاةَ وَيُؤْتُواْ الزَّكَاةَ وَذَلِكَ دِينُ الْقَيِّمَةِHalbuki onlara ancak, dini yalnız O’na has kılarak ve hanifler olarak Allah’a kulluk etmeleri, namaz kılmaları ve zekât vermeleri emrolunmuştu. İşte dosdoğru din de budur.” [Beyyine 5] İhlas, ibadet kastıyla Allah Azze ve Celle’yi birlemek ve mükafatı sadece O’ndan ummaktır. Zira Ebu Hureyra’nın şöyle dediği rivayet edilmiştir: Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: قَالَ اللَّهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى: أَنَا أَغْنَى الشُّرَكَاءِ عَنِ الشِّرْكِ، مَنْ عَمِلَ عَمَلاً أَشْرَكَ فِيهِ مَعِي غَيْرِي تَرَكْتُهُ وَشِرْكَهُAllahu Tebareke ve Teâlâ şöyle dedi; ‘Ben her çeşit şirkten müstağniyim. Her kim içerisinde Ben’den başkasının Bana ortak koşulduğu bir iş yaparsa, Ben onu da ortak kıldığını da terk ederim.” [Müslim rivayet etti.] Yine ibadetin, Allah’ın emrettiği ve sadece Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in bize öğrettiği şekilde ve biçimde olması şarttır. Dolayısıyla ibadeti yapmak, onu bilmeyi ve onu yapmadan önce hükümlerini ve eda etme keyfiyetini bilmeyi gerektirir.      

Allah’ın kulu olmamız, O’nun emirlerini uygulamak ve emrettiği ve yasakladığı her şeyde O’nun hükmüne bağlı kalmak anlamına gelmektedir. Ayrıca genel anlamıyla ibadet, namaz, oruç, zekât ve hac gibi kişinin Rabbiyle olan ilişkisini düzenleyen bireysel ibadetleri yapmakla sınırlı değildir; bilakis yiyecekler ve giyecekler gibi insanın kendi nefsiyle olan ilişkisini ve muamelatlar, yeryüzünün inşa edilmesi ve ondaki egemenlik, yeryüzünde O’nun şeriatının tatbik edilmesi için çalışmak, İslam risaletini ve davetini dünyaya taşımak gibi diğer insanlarla olan ilişkisini de kapsamaktadır.

Allah’ın kulu olmamız, itaatleri ve ibadetleri yerine getirerek O’ndan yardım dilememiz ve haramlardan uzak durmak ve Şeytan’ın vesveselerine ve kötülüğü emreden nefsin konuşmalarına galip gelmek için de O’dan yardım dilememiz anlamına gelmektedir. Muaz İbn Cebel’den, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: أُوصِيكَ يَا مُعَاذُ، لَا تَدَعَنَّ فِي دُبُرِ كُلِّ صَلَاةٍ أَنْ تَقُولَ: اللَّهُمَّ أَعِنِّي عَلَى ذِكْرِكَ وَشُكْرِكَ وَحُسْنِ عِبَادَتِكَEy Muaz! Sana bir şeyler tavsiye edeyim ve onları kesinlikle terk etme. Her (farz) namazın sonunda şöyle söyle: Allah’ım! Seni zikretmekte, Sana şükretmekte ve Sana güzelce ibadet etmekte bana yardım et.” [Ebu Davud ve diğerleri rivayet ettiler.] Yine Allah’ın kulu olmamız, hayatımızın tüm işlerinde O’ndan yardım dilememiz, O’na sığınmamız ve dünya işlerinde başımıza gelen her eziyette ve İslam davetini taşıma ve O’nun dinini ikame etme yolunda bize isabet eden her eziyet ve zorlukta, Allahu Teala’nın şu kavlini göz önünde bulundurarak O’dan yardım talep etmemiz anlamına gelmektedir: وَمَن يَتَوَكَّلْ عَلَى اللَّهِ فَهُوَ حَسْبُهُ إِنَّ اللَّهَ بَالِغُ أَمْرِهِ قَدْ جَعَلَ اللَّهُ لِكُلِّ شَيْءٍ قَدْراًKim Allah’a tevekkül ederse, O kendisine yeter. Şüphesiz Allah, emrini yerine getirendir. Allah, her şeye bir ölçü koymuştur.” [Talak 3] Aynı şekilde Allah’ın kulu olmamız, zalimlere ve din düşmanlarına boyun eğmememiz, onlara yönelmememiz ve onlardan yardım dilemememiz anlamına gelmektedir. Zira Allah’ın bizimle beraberdir, onların güçleri ve sahip oldukları ne kadar uzarsa uzasın yok olacak, Allah kesinlikle bize yardım edecek, sırtını onlara dayayan kimsenin gücü kesilecek ve sırtını Allah’a dayayan kimse ise Allah’ın izniyle yardımsız kalmayacaktır. 

Allah ile olan ahdimizi yenilemek, Subhanehu’ya ve onun hükümlerine boyun eğdiğimizi ve teslim olduğumuzu ilan etmek, itaat ve ibadetlerimizi artırmak, Allah’tan yardım dileyerek, O’na tevekkül ederek ve O’nun yardımına güvenerek bu fasit vakıayı değiştirmek amacıyla çalışanlardan olmak için Ramazan ayı büyük bir fırsattır. Haydi o zaman harekete geçelim ve bunun için kollarımızı sıvayalım.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Beraa Münasıra

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER