Perşembe, 26 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/28
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Hilafet, Ümmetin Hadari Projesidir, Saray Mollalarının Çalıştayı Onun Tanımını Tahrif Edemeyecektir!

بسم الله الرحمن الرحيم

Hilafet, Ümmetin Hadari Projesidir
Saray Mollalarının Çalıştayı Onun Tanımını Tahrif Edemeyecektir!

Batı’nın İslam’ı ehlileştirme ve Müslümanları pratik siyasi akidesinden uzaklaştırmaya yönelik devam eden girişimleri bağlamında Ezher Mezunu Derneği 2/3/2022 günü, Hilafet ve biat akdi hakkında bir çalıştay düzenledi. Çalıştay, bir yönetim nizamı olarak Hilafet mefhumu hakkında insanların kafasını karıştırmayı ve İslam ile yönetmemesine, ümmetin tek bir varlık altına birleşmesini engellemesine ve İslam beldelerinde Batı’ya bağımlılığı sürdürmesine rağmen şu an ülkelerimize tahakküm eden yönetim rejimlerini meşrulaştırmak için çalışmayı hedefliyor.

İslam ümmeti, kalkınmasını garanti eden ve kölelik ve boyun eğme esaretinden kurtulmak için kendisine liderlik etmeye muktedir olan hadari bir projeye sahiptir. Bu proje, ümmeti göz ardı ederek servetlerini ve zenginliklerini talan eden ve ümmeti, büyük hedeflerinden ve dünyada hayrı ve hakkı yayacak ve tüm insanlar için adaleti tesis edecek süper bir devlet olarak eski konumuna geri dönmesinden saptıran tüm elleri koparacaktır. Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafetin gölgesinde yeniden İslami hayatı başlatmayı içeren hadari projesiyle İslam ümmetinin gerçeği işte budur.

Hilafet ve biat akdi, Kitap, sünnet ve sahabenin icmasına dayalı iki meşru husus olup şerî nâssların delalet ettiği bir yönetim nizamıdır. Dolayısıyla Hilafet, Müslümanların üzerlerine İslam’ın hükümlerini tatbik etmek ve İslam’ı bir hidayet ve nur risaleti olarak dünyaya taşımak için dünyadaki tüm Müslümanların genel başkanlığıdır. وَأَنِ احْكُمْ بَيْنَهُمْ بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ وَلا تَتَّبِعْ أَهْوَاءَهُمْ وَاحْذَرْهُمْ أَنْ يَفْتِنُوكَ عَنْ بَعْضِ مَا أَنْزَلَ اللَّهُ إِلَيْكَAralarında Allah’ın indirdiği ile hükmet (yönet) ve onların arzularına uyma, Allah’ın sana indirdiği hükümlerin bir kısmından seni saptırmalarından sakın” [Maide 49] Ayrıca Hilafet, İmamettir. Maverdi şöyle diyor: “İmamet: Din ve dünya siyasetini korumada Nübüvvete halef olarak konulmuş olup Hilafet olarak da adlandırılır. Çünkü Hilafeti üstlenen kişi, Müslümanların en büyük yöneticisi olur ve onların işlerini idare etmede Peygamberin halefidir ve Halifenin, kendisine itaat edilmesi vacip olan imam olarak adlandırılmasından dolayı imamet olarak da adlandırılır.”

Biat akdine gelince; bu, rıza ve seçim akdi olup ümmetin yöneticisi olması için Halifeyi belirleme işinin tek yoludur. Zira İslam, egemenliği şerita ve otoriteyi de ümmete vermiş ve ümmetin İslam ile hükmetmesini farz kılmıştır. Dolayısıyla ümmet, üzerine İslam’ı tatbik etmesi ve kendisiyle birlikte onu dünyaya taşıması amacıyla tüm ümmet için kendi adına bir yöneticiye vekalet verir ve İslam’ı tam olarak uygulaması ve İslam’dan başka hiçbir şeyin olmaması şartıyla ümmetin işitmek ve itaat etmek üzere ona biat etmesi vacip olur. Eğer İslam’dan başkasını tatbik ederse, onu işitmek ve ona itaat etmek yoktur. Zira Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem, şöyle buyurmuştur: وَمَنْ بَايَعَ إِمَاماً فَأَعْطَاهُ صَفْقَةَ يَدِهِ وَثَمَرَةَ قَلْبِهِ فَلْيُطِعْهُ إِنِ اسْتَطَاعَ فَإِنْ جَاءَ آخَرُ يُنَازِعُهُ فَاضْرِبُوا عُنُقَ الْآخَرِHer kim bir İmama (Halifeye) biat edip elinin ayasını ve kalbinin semeresini verirse, gücü yettiğince ona itaat etsin. Eğer bir diğeri onunla (yönetimi ele geçirmek üzere) çekişmek için gelirse, o diğerinin boynunu vurun!” [Müslim rivayet etti.]

Hilafet, egemenliği halka veren, yasama yetkisi de dahil olmak üzere halkı otoritelerin kaynağı yapan, halkı referans kılan ve insanlara, egemenliği şeriata ve otoriteyi ümmete veren İslam’a aykırı olan fikir, inanç ve mülkiyet özgürlüğünün yanı sıra şahsi özgürlük hakkı veren sözde modern yönetim sistemleri gibi değildir. Zira İslam’ın tatbik edilmesi, Halife’nin atanması ve ona biat edilmesi Müslümanların hakkıdır ve diğer insanların dışında onların üzerine farzdır. Dolayısıyla İslam’ı, kendisine iman etmeyen biri tatbik edemez ve onunla yönetemez. Zira İslam Devleti’nde referans şeriattır. Her ne kadar İmamın görüşü, Halife’nin İslam’ın hükümlerinden benimsemiş olduğu şerî bir hüküm olması itibariyle ihtilafı ortadan kaldırmış olsa da, İslam’da Batı kavramı olan özgürlükler yoktur, aksine tamamen şeriatın hükümlerine bağlı kalınır ve her bir fiilin özel bir şerî hükmü vardır. Ayrıca mülkiyeti düzenleyen ve mülk edinme keyfiyetini açıklayan şerî hükümler vardır, insanlar İslam’a girmeye zorlanmazlar, ancak her kim İslam’ girerse, onu terk etme ve ondan riddet etme hakkı yoktur. Çünkü İslam’da, kutsallara hakaret etmeyi fikir özgürlüğü olarak gören bir Batı kavramı olan fikir özgürlüğü yoktur. مَا يَلْفِظُ مِنْ قَوْلٍ إِلَّا لَدَيْهِ رَقِيبٌ عَتِيدٌİnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın.” [Kâf 18] Dolayısıyla her ne kadar İslam insanlara köleliğin karşıtı olan özgürlükleri garanti etse de şahsi özgürlük yoktur, aksine sadece şeriatın hükümlerine bağlı kalmak vardır. Bu yüzden İnsanlara zulmetmek, onları köleleştirmek ve Allah’ın kendilerine verdiği haklarından alıkoymak hiçbir şekilde caiz değildir. Zira İslam ümmete, yöneticileri muhasebe etme, onlara iyiliği emredip kötülükten sakındırma ve onların hak üzere kalmalarını sağlama hakkı vermiştir.

Hilafette, yönetimle ilgili diğer hususlar ve biat alma mefhumu, herhangi birinin tekelinde değildir. Bilakis sahabelerin, tâbiinlerin ve kıyamet gününe kadar bunların yollarına güzellikle tabi olanların anlayışıyla yorumlanan İslam’ın mefhumlarından biri olup ilim iddiasında bulunan paralı askerlerin ve saray mollalarının Hilafeti yorumlamaları caiz değildir. Zira onların ve yöneticilerinin ipleri, kendilerini hareket ettiren kâfir Batı’nın elindedir. Dolayısıyla kâfir Batı istediği gibi bunlar aracılığıyla, İslam ve hükümlerinden uzak bir şekilde Batı ve araçlarına olan bağlılığın gölgesinde insanların zelil bir hayat yaşamalarını reddeden İslam’a, mefhumlarına ve siyasi akidesine darbe indirmektedir. Bu nedenle Batı’yı en çok endişelendiren, Hilafet, biat ve İslami hayatı yeniden başlatmak için çalışanlardır. Dolayısıyla Batı, Hilafeti şüpheli modellerle çarpıtmasının ardından insanların Hilafet anlayışını ve onun pratik vakıasını değiştirmek için çok çaba sarf etmektedir. Ancak hak ortaya çıkmış ve ümmet, kurtuluşunun İslam’da ve Raşidi Hilafet Devleti’nin kurulmasında olduğunu fark etmiştir.

Ey Ezher’in adamları: Sizin gerçek rolünüz, insanları Hilafetin gerçek mefhumundan uzaklaştırmak değil, bilakis insanlara onun şerî vakıasını tanımlamak, insanları Hilafet için çalışmaya teşvik etmek ve tamamen uygulamaya hazır olan Hilafet projesini taşıyanlara yardım etmeleri için ordu içerisindeki muhlisleri harekete geçirmektir. Sadece bu şekilde Allah’ın üzerinizdeki hakkını yerine getirmiş ve İslam ve halkı için bir kalkan olarak Ezher ve Mısır’a gerçek statülerini geri vermiş olursunuz.

Ey Ezher mezunları, adamları ve alimleri: Sizler, hakka tabi olmaya ve Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in mirasını taşıyarak hakkı insanlara açıklamaya daha layıksınız. Nitekim bu, ümmeti İslam ile hükmedecek ve onun hükümlerini pratik bir vakıa haline getirecek tek bir devletin altında birleştirecek olan Hilafetin kurulması için samimi bir çağrıdır. Böylece insanlar, tüm insanlığı, hatta kuşları, taşları ve ağaçları bile kuşatacak olan İslam’ın adaletini ve rahmetini görecektir. İşte o zaman da insanların akın akın İslam’a girdiklerini göreceğiz. Allah’ım bunu bize bir an önce nasip et ve Mısır’ı hadaratına kavuştur. Allahümme Amin.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَجِيبُواْ لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasulü’nün çağrısına uyun.” [Enfal 24]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Said Fazıl - Mısır

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER