Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Mahkumların Kararlılığı ve Orduların Eylemsizliği Kaşığın Eylemi ve Silahların Sessizliği!

بسم الله الرحمن الرحيم

El-Raye Gazetesi

Mahkumların Kararlılığı ve Orduların Eylemsizliği

Kaşığın Eylemi ve Silahların Sessizliği!

Hizb-ut Tahrir Mübarek Toprak (Filistin) Medya Ofisi Üyesi

Dr. Musab Ebu Arkub’un Kaleminden

Yahudi varlığının hapishanesinden kaçan kahraman altı mahkumun, kararlılık, sabır ve cesaretle somutlaşması Filistin halkına ve ümmete, ümmetin gençlerinin meydan okuma, kararlı olma, zulümle mücadele etme, teslim olmama ve boyun eğmeme konusunda düşmanlara ders verebileceğine, Yahudi varlığının gurur duyduğu ve propagandasını yaptığı güvenlik sistemini felç edebileceğine, dahası çok sağlam ve tahkim edilmiş hapishanenin altında mahkumların elleriyle yaptıkları basit aletlerle Yahudilerin burunlarını pisliğe sokabileceğine dair güveni yeniden kazandırdı.

Kendilerine bir hedef belirleyen, bunu başarmak için kelimenin tam anlamıyla toprağı kazan altı kahramanın karşısında duramayan bir tahkim. O tünelin sonundaki ışık, planlı ve gayretli bir şekilde çalışmanın, her şeyden önce de bu gâsıp varlığın kırılganlığına olan inancın ve onun propagandasını yaptığı güç ve yenilmezliğe teslim olmamanın bir sonucudur. Bu yüzden mahkumlar daha tünelden çıkmadan önce gardiyanlarını alt ettiler ve onların çıkışları, bu gâsıp varlığın kırılganlığının ümmetin ve geri kalan gençlerinin gözünde kesinleştiğine dair bu kahramanlardan bir mesaj alma niteliği taşımaktadır.    

Kahramanlar; kırılgan Yahudi varlığı, Gazze Şeridi’nde kuşatma altında olan ümmetin taburunun son Ramazan çatışmasında hafif ve ilkel silahlarla varlığın sahte askeri maskesini düşürmesinin ardından güvenlik yetenekleri hakkındaki sahte maskesinin geri kalanını da düşüren o büyük tünelin imajını yeniden tutuklama sahnesiyle onaramayacaktır.

Kahramanların ışığa giden tüneli kazarken kullandıkları kaşık ve benzerleri gibi şeyler ilkeldi, ilkeldi ancak eylemleri, onları taşıyanların büyük kararlılığı ve iradesiyle bir harikaydı. İlkeldi ancak hassas sensörlerden, karmaşık mühendislik tasarımlarından, gelişmiş kameralardan, güvenlik ve gözetim sisteminden daha iyi bir performans gösterdiler! Nitekim aletler olay çıkarmazlar, yeryüzünün sahibi değillerdir ve güneşi de örtemezler. Ancak aletler ve silahlar, taşıyıcısını takip eder ve şayet iman, irade ve kararlılık varsa istediğini gerçekleştirmek için kullanıcısının eline yapışır.

Ümmetin altı kahramanının sahip olduğu bu kararlılık, bu varlığın kırılganlığını ve onu ülkemizden söküp atmanın kaçınılmazlığını pekiştiren iman ve acil eylem için ciddi bir irade, ümmet ve gençleri için muhteşem sahneye ve anlamlı bir mesaja sahiptir:  

Bu genç mahkum gurubun kararlılığı, günün her saati entegre bir güvenlik sisteminin gözetimi altında onları dünyanın gurur duyduğu hücrelerde tutan bir varlığı basit ve ilkel aletlerle alt edebiliyor ve bu kahraman grup, bu mücrim gâsıp varlığa karşı o görkemli zafer sahnesini oluşturup onu küçük düşürebiliyor ve doğudan batıya tüm ümmetin gönlünü ferahlatabiliyorsa, peki ya bu canlı ve özgür ümmetin güçleri ile gelişmiş ve ölümcül silahlara sahip orduları harekete geçerlerse nasıl olur acaba? O zaman Yahudi varlığının hücrelerinde tutsak mı kalacaklardı? Yahudi varlığının hapishaneleri ve zindanları kalacak mıydı, dahası metaformoz Yahudi varlığı bu mübarek topraklarda var olmaya devam edebilecek miydi?!

Filistin, adamlarıyla, halkıyla ve bu mübarek topraklarda vücut bulan her hareketin ve kahramanlığın aziz ümmetine verdiği mesajlarıyla doludur. Bugünkü mesajı ise, tünel ve kaşık sahnesinde somutlaşan gerçekleri ortaya çıkaran sağlam bir kararlılık ve çelik bir irade ile mahkumların arasındaki kahramanlar yazmıştır. 

Kaşık, hapiste bile olsalar adam gibi adam olan kahramanların eliyle saf bir imana, samimi bir kararlılığa ve gerçek bir iradeye eşlik etmiştir. Dolayısıyla kaşık, güçlü ve yüce olan Allah’ın yardımıyla özgürlük ve esaretten kurtuluş için bir tünel yapmıştır. Aynı şekilde ümmetin ordularının elindeki silahlar ve onun özgür ve canlı güçleri, cebbar olan Allah’ın izniyle tüm düşmanlara karşı zafer kazanmaya, esirleri, mesrayı ve denizden nehre tüm mübarek toprakları kurtarmaya muktedir olduğu gibi dahası karanlık milliyetçilik ve vatancılık hapishanesinden kurtulmaya ve sömürgecilik tarafından yapılan ve hapsedilen lanetli Sykes-Picot sınırlarını da yıkmaya muktedirdir.    

Sömürgeciliğin ne kendisi ne de İslam ülkelerindeki ajan rejimleri, sağlam bir iman ve samimi bir kararlılıkla harekete geçmeleri, önce Allah’a sonra da esirlere karşı görevlerini yerine getirmeleri durumunda bu ümmetin karşısında durmaya asla güç yetiremeyeceklerdir. Salat ve selam onun ve âlinin üzerine olsun bu ümmetin kerim Nebisi, şu kavliyle esirleri kurtarmak için sıkı bir çalışmayı emretmiştir: فُكُّوا الْعَانِيَEsirleri kurtarın.”     

Mahkumlar görevlerini fazlasıyla yerine getirdiler ve ümmete açık ve net bir şekilde mesajlarını verdiler. Şimdi mümin topluluğun göğsüne şifa veren ve tıpkı o kahraman mahkumların yaptığı gibi her bir Müslümanın evini neşeye boğan izzet ve zafer sahnesi oluşturmak amacıyla ordularını, tüm canlı güçlerini ve araçlarını harekete geçirerek bu kahramanları ve tüm mahkumları kurtarmak için ciddiyetle, inançla ve kararlılıkla çalışma sırası ümmettedir.

Kaşık ve benzeri şeylerle tünel yapan kahramanlar, başvurabilecekleri bir yer veya sığınabilecekleri bir güç bulmuş olsalardı, işgalciler onları geri alamazlardı. Nitekim Yahudi varlığını küçük düşürecek, heybetini kıracak ve güvenliğini sarsacak bir şekilde kaçmayı başarmalarının ardından Ürdün, Suriye, Lübnan ve hatta Filistin otoritesine sınır olan en yakın bir noktaya ulaşmak için birkaç saat yeterliyken aradan beş günden fazla bir zaman geçmesine rağmen yöneticilerin ve ajanlarının tuzaklarını bildiklerinden dolayı onlara başvuramamışlardır. Şayet mahkumlar, aile ve kardeşlerinin bulunduğu komşu ülkelerde kendilerine yardım edileceğini, kabul edileceklerini ve hatta kendilerine göz yumulacağını bilmiş olsalardı, yaşamla boğuştukları ve kendilerini gece gündüz takip eden binlerce güvenlik gücünün peşlerine düştüğü bir sırada günlerce çalıların, dağların ve çayırların arasında kalmazlardı. Dolayısıyla kahramanların çıktığı toprak ve mekânın, ümmetin kahramanlarının ve ordularının bir kurtuluş sanayisi olması ve Yahudileri kökünden söküp atması gerekirdi. Bu yüzden mahkumların kararlılığı ile orduların eylemsizliği ve kaşıkların eylemi ile silahların sessizliği karşılaştırılmamalıdır.

Kaynak: El-Raye Gazetesi-356. Sayı-15.09.2021

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER